HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, kur korumalı mevduat ve Merkez Bankası'nın gözetimindeki yabancı paraların haczedilememesini öngören kanun teklifine, "Merkez Bankası’na para yatıran ülkelerin paraları haczedilemez' diye bir yasa getirebiliyorlar ve ülkemizi kara para aklama ülkesi haline getirebiliyorlar. Bu, Bu tip sosyal tarife oyunlarıyla vatandaşın sırtına zamların yüklenmesine kesinlikle karşıyızve demokratik ülkelerden gelebilecek sermaye de daha fazla kaçacak” tepkisini gösterdi.
Paylan, TBMM’de gerçekleştirdiği basın toplantısında Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülen torba yasa teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Plan Bütçe Komisyonunda bir torba yasa görüşüyoruz, evlere şenlik. Saraydan geldi.Bu torba yasanın en önemli maddesi ‘dolar garantili faiz maddesi.’ Bunlar kur garantili mevduat diyorlar ama işin esası dolar garantili faiz verilmesi. Bu madde yasalaştığında, Türk Lirası ile mevduatını bankaya yatıranlar dolar garantisiyle faiz alacaklar. Bu mevduatların büyük çoğunluğu özel bankalara yatırılıyor. Yurttaşlarımız, mevduatlarını yüzde 14’le özel bankalara yatıracaklar. Özel bankalar yüzde 14’le topladıkları bu mevduatları, ya yüzde 24’le Hazine’ye satacak, yani yüzde 10 “kılçıksız” bir faiz kazanacak ya da yüzde 30’la, 40’la yurttaşlarımıza kredi verecek. Böyle bir garanti dünyanın hiçbir yerinde yok.
Eğer ki yüzde 14’le toplanan mevduatlarda, dolar yüzde 14’ün üzerinde artarsa -ki kuvvetle muhtemel- bu fark, yurttaşlarımızın vergileriyle kapatılacak. Yani dolar yarın 18 liraya yükselirse arada oluşacak yüzde 30-40’lık fark yurttaşlarımızın vergileriyle kapatılacak. Oluşacak farkın yurttaşlarımızın vergileriyle kapatılması Anayasa’ya tamamen aykırıdır. Çünkü Anayasamızın 73. maddesi vergiler, kamu giderlerini karşılamak üzerine kullanılır diyor. 84 milyon yurttaştan toplanan verginin 200 bin zengine aktarılması Anayasamıza uygun değildir. Çünkü 84 milyon yurttaşımız süt, ekmek, benzin alırken vergi ödüyor ve bu vergiler Hazine’de toplanıyor. Bu madde yasalaşır da dolar fırlarsa, hazinemizden yüz milyarlarca lira “para babalarına” aktarılacak. Bu yasa, Anayasaya aykırıdır.
Şu anda sisteme 100 milyar TL girdi, yarın öbür gün sisteme 300-400 milyar TL girecek ve dolar fırladığında Hazinemize yüz milyarlarca lira yük binecek. Bu parayı Hazine, Merkez Bankası’na para bastırarak ödeyecek. Bu paralar basıldığında enflasyon daha da yükselecek, zamlar daha da artacak. Bunun bedelini yoksullar ödeyecek. Bu işin sonunda yoksul daha yoksul, zengin daha zengin olacak. Bir ülkenin hazinesi, bir ülkenin meclisi yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin etmek için çalışmaz! Biz bu yasanın meclisten geçmemesi için elimizden gelen her türlü mücadeleyi vereceğiz.
Bu torba yasada skandal bir madde daha var: Merkez Bankamıza başka ülkelerin merkez bankaları para yatırırlarsa, o paranın haczedilmemesi için yasa çıkarıyorlar! Düşünebiliyor musunuz, bir Avrupa merkez bankasının, Amerika merkez bankasının Türkiye bana para yatırırsa o paranın haczedilmemesi için yasa çıkaracağım diyebileceğini düşünebiliyor musunuz? Mümkün değil olamaz. Çünkü o ülkelerin merkez bankaları bu yasanın o ülkenin itibarına zarar vereceğini bilir. Ama Merkez Bankamızın boşaldı hatta şu anda eksi 52 milyar dolarda. Şu anda Merkez Bankamız batık! Batık olan esnaf tefeciye düşer. Sayın Erdoğan da tefecilere gidiyor. Tefeciler de “Sen batıksın, ben sana para vereceğim ama param haczedilebilir. Sen benim param haczedilmez diye yasa çıkar” diyor. İşte bu kadar tehlikeli bir yasa ile karşı karşıyayız.
Belki bu yasayla, Libya’dan, Arap Emirlikleri’nden 3-5 milyar dolar bulacaksınız. Ama Merkez Bankamızın ve ülkemizin kaybedeceği itibarı nasıl yerine koyacaksınız? Bir esnaf hacze düşmüşse, tefeciye düşmüşse o esnafa hiç kimse borç vermez. Yalnızca tefeciler borç verir. Tefeciler de büyük taleplerle gelirler, borç alanlar emir alırlar. Bu tip yasalar ülkemizin itibarına da Merkez Bankamıza da büyük zarar verir. Allah insanın önce aklını alırmış, bunların da aklını aldı herhalde. Böyle bir yasa getirip ülkemizi kara para aklama merkezi haline getirecekler. Düşünebiliyor musunuz, Venezuela’nın Maduro’su, “Ben sana para getiriyorum çünkü benim ülkemde senin paran haczedilmez” diyecek. Bu yasa ülkemizi, kara para aklayan, diktatörlerin parasını koruyan bir ülke sınıfına düşürecek.
Cumhurbaşkanı bir müjde gibi en düşük emekli maaşının 2.500 TL olacağını ilan etti. Bu yasa teklifi şu anda Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülüyor. 600 Milletvekiline buradan sesleniyorum: Hadi buyurun, hep beraber 2.500 TL ile 1 ay geçinelim bakalım! Var mısınız? Ben varım! Bu yasayı getiren Bakan Yardımcıları, bürokratlar 3-5 maaş alıyor, 100-150 bin lira maaş alıyor. Ama emeklilere 2.500 lira maaşı reva görüyorlar. Bu kabul edilemez. Bizler, HDP olarak en düşük emekli maaşının 4.250 TL olması için önerge vereceğiz ve tüm emeklilere asgari ücrete yapılan kadar yani yüzde 50 zam yapılmasını teklif edeceğiz.
Emeklilere 2.500 lirayı reva gören iktidar, torba yasaya bir madde koymuş, diyor ki: Benim yandaş müteahhitlerim battı, bitti. 20 yıldır 5’li çeteyi ihya ettiniz, milyarlarca dolar aktardınız. Bu yıl dolar artmış, maliyetleri yükselmiş, zarar etmişler… Bir yıl zarar etmeyi sineye çekemiyorlar. Ya ben yıllardır milyarlarca dolar kazandım, bu yıl da üç kuruş zarar ettim diyemiyorlar. Saray’a gidiyorlar, AKP’li milletvekillerine gidiyorlar, battık bittik bizim zararımızı karşılayın diyorlar. Nereden? Halkın bütçesinden. Bu madde geçerse, halkın bütçesi yandaş müteahhitlere aktarılacak. Halkın vergilerinin yandaş müteahhitlerin zararları için aktarılmamasına sonuna kadar muhalefet edeceğiz.
BOTAŞ’la ilgili düzenleme de var torba yasada. Bundan sonra doğalgazda sosyal, kademeli tarife olacakmış. Bunu bir müjde gibi, güzel ambalajla sunacaklar ama elektrikte sosyal tarifenin maliyetini gördünüz değil mi? Sosyal tarife dediler, zammı vatandaşa yüklediler. Elektriğe yüzde yüze yakın zam geldi. 200 liralık fatura 400 liraya yükseldi. Bu nasıl sosyal tarife. Sosyal tarife diyerek, vatandaşın sırtına zammı yükleyecekler. Bu tip sosyal tarife oyunlarıyla vatandaşın sırtına zamların yüklenmesine kesinlikle karşıyız.
HDP olarak önerimiz, doğalgaz ve elektrikte ihtiyaç sınırının belirlenmesidir. Tüm hanelerde o ilin iklim koşullarına göre, ihtiyaç sınırı ne ise o kadar elektrik ve doğalgazın ücretsiz sağlanmasını öneriyoruz. Bunu yapabilirsek, yoksulların yarasına bir nebze de olsa merhem olabiliriz."