T24 Video Servisi
Kumbaracı50 ekibinden tiyatrocular Yiğit Sertdemir, Sinem Öcalır ve Candan Seda Balaban 'Cyrano de Bergerac' oyununu Akustik24’te Ayşen Güven’e anlattı.
Son 2 senedir süregelen pandemiden sağ çıkışını da müjdeleyen Kumbaracı50 hummalı bir çalışmayla 14 Ekim’de perdelerini açmaya hazırlanıyor.
Geçtiğimiz Temmuz ayında Cyrano de Bergerac’ı yepyeni bir yorumla açık havalarda sahneleyen Kumbaracı50 12 Ekim’de Zorlu PSM’de bu oyunla sahnede olacak. Ve belki Beyoğlu’nda Kumbaracı Yokuşu’ndaki kendi evlerinde bir vakit oynarlar diye bekleniyor.
Oyunu yöneten ve oynayan Yiğit Sertdemir, oyunla yeniden sahnelerine kavuştuklarını ve bunu çok özlediklerini Ayşen Güven’e şöyle anlattı:
“Kumbaracı50 yeniden kendi yerinde. Bir buçuk senedir sadece iki gün açık kalabildi. ‘Kumbaracı50 kapanmasın’ meselesi neredeyse sene-i devriyesini tamamlayacak. Kumbaracı50 kapanmadı sayenizde ve şimdi beraberce buluşma vakti gibi geliyor yine."
Sertdemir, “Cyrano olmak istediğimiz ama olamayacağımız kişi” diyor. Yazarın yarattığı metinle orada bizi tanıştırdığı güçlü karakterle “Sanat ne muazzam bir şey!” dedirttiğini de sözlerine ekliyor.
‘Bergerac’ın hatırlattığı şeyler bir şekilde şifadır’ diyen yönetmen Yiğit Sertdemir, bu dönemle beraber şifaya olan ihtiyacımızı hatırlatıyor. Kendilerinin tanıdığı Bergerac’ın ise ‘en delibozuk şifacı’ olduğunu düşünüyor. ,
Oyunda rol alan Sinem Öcalır ise, sadece Cyrano değil bu aynı zamanda Kumbaracı 50'nin de dokunduğu bir hikâye diyerek tiyatro olarak bu metne yükledikleri başka bir anlamı vurguluyor.
Bir metinle her defasında yeniden tanışılabildiğini ve bunun sonu olmadığını söyleyen Öcalır, Cyrano’a özel şunları ifade ediyor:
“Bu yolculuğa çıktığım için cebimde diğer şiir dünyasıyla ve metin dünyasıyla ilgili başka taşlar biriktirdiğimi ve başka taşlar atmaya başladığımı anladım.”
Oyundaki kuklaları tasarlayan Candan Seda Balaban, soylular, kadeler ve halkı temsil eden kuklaları, oyuna dahil olacak insan sayısıyla ters orantılı ürettiğini aktarıyor. Balaban, “Pandemi şartlarıyla beraber çok kalabalık olsun istemiyorduk, o yüzden her bir kalabalığı bir kişi oynatacaktı. Her grubun kendine dair bir teknikle onun kuklasını yapmak gibi bir seçime yoğunlaştık” sözleriyle hazırlık sürecine dair not düşüyor.
Candan Seda Balaban, “Bizcileyin çok yakın bir yerden bakmanın bir yolunu bulduk diye düşünüyorum Cyrano’ya” diye de ekliyor.
“Uzun olacak bu oyunlar. Vaktim var, bir yere yetişeceğim diyerek tiyatroya gelinmesin zaten” diyen Yiğit Sertdemir, “Bir duralım, beraber yan yana oturalım ve bir yolculuğa çıkalım. O durdurma anına çok ihtiyaç var” diyerek yavaşlamaya olan ihtiyacımızı düşündürüyor.
Yiğit Sertdemir, Sinem Öcalır ve Candan Seda Balaban’la Akustik24 yayında.
İster izleyin ister dinleyin!