Muğla çevre örgütlerinden termik santral raporu: 30 bin futbol sahası büyüklüğünde orman alanı tahrip edilecek
Hakan Aksay

Haberler

Hakan Aksay

Yükleniyor...

Muğla çevre örgütlerinden termik santral raporu: 30 bin futbol sahası büyüklüğünde orman alanı tahrip edilecek

Muğla Çevre Platformu, Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu, "Muğla'daki Termik Santrallerin Neden Olduğu Sosyal ve Ekolojik Yıkımlar" raporunu yayınladı. Rapora göre termik santrallerinin devamlılığı halinde 30 bin futbol sahası büyüklüğünde orman alanı tahrip olacak. Raporda, kentte işletilen 3 termik santralin on yıllardır bölgede yarattığı tahribata dikkat çekilerek santrallerin kapatılması istendi.

Muğla Çevre Platformu, Ekoloji Birliği ve İklim Koalisyonu, "Muğla'daki Termik Santrallerin Neden Olduğu Sosyal ve Ekolojik Yıkımlar" raporunu yayımladı. Muğla’da termik santrallerinin devamlılığı halinde 30 bin futbol sahası büyüklüğünde orman alanının tahrip olacağı vurgulandı. Sağlık ve Çevre Birliği’nin 2022 yılı raporlarına göre; ilk işletmeye girdikleri tarihten 2020’ye kadar Muğla’daki 3 termik santral; 68 binden fazla erken ölüme, 43 binden fazla erken doğuma, 455 bin çocukta bronşit vakasına ve 98 milyar Euro'nun üzerinde sağlık masrafına neden olduğu belirtildi.

Eğer Muğla’daki bu üç kömürlü termik santral, üretim lisansları bitim tarihi olan 2063’e kadar çalıştırılırsa 22 bin 600 civarında ilave erken ölüme ve 37 milyar Euro civarında ilave sağlık masrafına yol açacak.

Muğla, azot dioksit salınımına en çok maruz kalan şehir...

Rapordaki tespitlere göre; Muğla 1980 ve 90’larda üretime başlayan 3 termik santral ve yaygın kömür madenleri nedeniyle tahribatın en ağır yaşandığı bölgelerden biri olarak yer alıyor. 2014 yılında işletme hakları özel sektöre devredilen toplam 13 maden işletme ruhsatı çerçevesinde, Yatağan’da 21 bin hektar, Milas’ta 23 bin hektar alan linyit maden ocağı olarak tahsis edilmiş durumda ve işletme ruhsat alanlarının yüzde 47’si orman alanı.

Yatağan Termik Santrali yıllık 1179 tonla Türkiye’de partikül salınımında en yüksek on santral arasında yer alırken Muğla, Türkiye’de azot dioksit salınımlarına en çok maruz kalan şehir.

30 bin futbol sahası büyüklüğünde orman alanı tahrip olacak

Bölgede 1979’dan beri toplamda yaklaşık 5 bin hektar (7800 futbol sahası büyüklüğünde) alanda açık ocak linyit işletmeciliği yapılıyor. Önümüzdeki 30 yıllık süreçte, ruhsat alanlarının tamamının işletmeye alınması durumunda Milas’ta 11 bin 200 hektar, Yatağan’da 7 bin 250 hektar, toplamda yaklaşık 30 bin futbol sahası büyüklüğünde orman alanı daha tahrip olacak. Bu da 30 bin futbol sahası büyüklüğüne denk geliyor.

Kömür madenciliği nedeniyle su havzaları kirletiliyor

Raporda, Yatağan Santrali çevresindeki tarımsal ürünlerden alınan örneklerde "ağır metal miktarlarının izin verilen değerlerin üzerinde olduğu” saptamasına yer verildi. Türkiye'nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne 2004’te, Kyoto Protokolü’ne ise 2009’da taraf olmasına karşın aynı dönem, yerli kömür arama ve kömürden enerji çalışmalarına tekrar başladığı vurgulandı. 31 Aralık 2022’de yayımlanan Türkiye Ulusal Enerji Planı’nda 4000 Megawatt gibi yüksek bir kurulu kapasitede yeni kömürlü santraller açılacağı kaydedildi.

Muğla’da 2000’li yılların başında yapılan bilimsel çalışmalarda termik santrallerin atık su ve atık küllerinin bölgedeki yer altı ve yüzey su kaynaklarına olumsuz etkileri olduğu saptandı. Geçtiğimiz 35 yıl içinde kömür madenlerinin işletmeye alınması nedeniyle bölgede 8 köy yer değiştirmek zorunda kaldı; bir kısmı birden fazla kez taşındı. Akbelen Ormanı’nın sınırındaki Çamköy’ün altında oldukça büyük yeraltı su rezervleri bulunuyor. Akbelen Ormanı’nın yok edilmesi durumunda bu rezervlere suyun akışı engellenecek; Bodrum Yarımadası’nın kullandığı suyun yaklaşık üçte birinin temin edildiği yeraltı su rezervi yok olma tehdidi altında kalacak.

Hava kalitesi ölçümü yapılmıyor, atık sular denize boşaltılıyor

Muğla’daki Yatağan Santrali, su ihtiyacını Dipsiz Çayı’ndan karşıladığı bir yılda 45 bin nüfuslu Yatağan ilçesinin toplam kentsel su tüketiminin 7,5 katından fazla su tükettiği belirtilen raporda, "Kemerköy Santrali ise 1,7 milyon ton olan günlük soğutma suyu ihtiyacını deniz suyu ile karşılamakta ve atık suyunu tekrar denize boşaltmaktadır. Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan santrallerinde hava kirliliğinin yoğunlaştığı Yatağan ve Milas ilçe merkezinde hava kalitesi ölçümlerinin yapılmamaktadır.

Toprak örneklerinde metal kirliliği saptandı

Ağır metal ve kükürt kirliliği düzeyini araştıran bir çalışmaya göre Gökova ve Yeniköy’deki çamlık ve zeytinliklerden alınan toprak örneklerinde nikel metalinin kirliliği ve gıda güvenliğini de olumsuz etkiliyor. Yatağan Santrali çevresindeki tarımsal üretimde yer alan bitkiler incelendiğinde, “havuç ve susam örneklerinde çinko, kurşun, kadmiyum ve bakır ağır metal miktarlarının sebzelerde tüketilmesine izin verilen değerlerin üzerinde olduğu” saptandı.

Muğla İl Çevre Müdürlüğü’nün verilerine göre, Muğla’daki üç santralden yılda toplam 4 milyon tonun üzerinde cüruf-uçucu kül atık olarak çıkıyor. Yatağan Santrali’nin hemen karşısındaki Kapubağ köyünün sırtında yükselen kül dağı ve üstünde atık suların oluşturduğu gölet 130 hektar gibi büyük bir alanı kaplıyor.

Kömürün yol açtığı yıkımlar sadece canlı varlıklarda değil, kültürel miras üzerinde de gözlendiği Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin kirletici etki alanında kalan toplamda 880 adet sit alanı var ve bunlardan 833’ü arkeolojik sit alanı.

Zeytinlik sahalarında kimyevi atık ve toz bırakan tesis kurulması yasak ama... 

Muğla’da tarım topraklarının yüzde 43’ü zeytinliklerden oluşuyor. Zeytin Yasası’nda ‘Zeytinlik sahaları içinde en az 3 kilometre mesafede kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez’ maddesine rağmen Yatağan’ın köylerinde kömür madenini ruhsat alanları içinde genişletebilmek için zeytin ağaçları sökülüyor" denildi. 

Muğla çevre örgütleri, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santrallerinin kapatılması kararının uygulanması için dün CHP ve HDP’li milletvekilleri ile görüşmüş, TBMM’de basın açıklaması yapmıştı. Açıklamada, "Devasa sosyal ve ekolojik yıkımlarla Muğla'daki santrallerin ve bunların maden sahalarının kapatılması ilk sırada yer almalıdır. Bu sahaların yarısına yakını orman alanlarıdır. Bu santrallerin emisyonları Muğla'yı Türkiye'nin havası en kötü şehri haline getiriyor" denildi. 

 

 

D_Side_Content_300x250

İlgili İçerikler

Çevre

Muğla'da orman yangını

Öne Çıkan Videolar