Dünyada en çok alıntı yapılan ilk 10 ekonomist arasında gösterilen Prof. Daron Acemoğlu, ocak ayında Doğan Kitap'tan çıkacak olan Dar Koridor kitabını ve Türkiye ekonomisini Şirin Payzın'a yorumladı.
Ekonomik krizin bitmediğini söyleyen Acemoğlu, krizin bitmesi için Türkiye'de ekonomik ve sosyolojik değişiklikler olması gerektiğini vurguladı. Acemoğlu, "Krizin en büyük problemi Türkiye'deki şirketlerin, dolayısıyla bankaların bilançolarındaki problemler. Bunlar temizlenmedi, daha kötü de olabilir. Çünkü inşaat sektörü Türkiye için de bankalar için de çok önemli ve inşaat sektöründeki durum hiç iyi değil. Bu problemleri 1-2 yıl daha yaşayacağımızı düşünüyorum" yorumunu yaptı.
Uzun süreli ve eşitliği getiren büyüme için kapsayıcı kurumlara ihtiyaç olduğunu ifade eden Acemoğlu, "Türkiye son 17 sene içinde hızlı büyüdü. Ama devlet eliyle inşaat sektörüne bağlı, Türkiye'deki kredinin patlamasına bağlı eşitsizliği artıran bir büyüme var. Bu yüzden sürekli bir probleme giriyoruz. Probleme girmemiz komplo teorilerinden değil, seçtiğimiz büyüme stratejisinden kaynaklı. Kapsayıcı olmayan bir büyüme stratejimiz var" diye konuştu.
Türkiye ekonomisindeki en büyük problemin 'üretkenlik' olduğunu söyleyen Acemoğlu, "Türkiye'nin üretken bir şekilde büyümesi lazım. Son 10 yıldır üretkenliğin artışı sıfır. Üretkenlik olmadan büyümeye çalışıyoruz, bu da olmaz" dedi.
Ekonomik problemlerin sosyal değişimlerle sağlanacağının altını çizen Acemoğlu, “Türkiye'nin politik ve sosyal durumu aynı kaldığı sürece olmaz. Ekonomik politikayı bir mühendislik gibi yapamazsınız. Sosyal güdülerin doğru tarafa gitmesi lazım. Birkaç şirketin eline daha fazla güç vermek bunların devletle iş yapmasını sağlamak kapsayıcı büyümeyi getirmeyecek. Toplumun özgürlüğünün, sesinin ve özgüveninin artması lazım” ifadelerini kullandı.
Ali Babacan'ın yeni kuracağı partide görev alıp almayacağı konusunda yorum yapmayan Acemoğlu, "Türkiye'nin daha değişik organize olması lazım. Bu hem sosyal olarak hem siyasi olarak doğru" dedi.
Doğan Kitap'tan ocak ayında çıkacak 'Dar Koridor' kitabında özgürlüğün önemine vurgu yapıldığını belirten Acemoğlu, "Güçlü devlet birçok toplumda var ama problem şu ki güçlü devlet olduğu zaman onu kontrol etmek de çok zor. 'Dar Koridor' dediğimiz bir fikir, hem güçlü ve nitelikli bir devlet olması hem de bu devletin gücüne rağmen toplumun denetiminde olması demektir. 'Dar Koridor' bu iki güç odağının dengeli bir hale gelmesiyle kurulan bir fikir. Hem devlet nitelikli olacak hem de toplum devleti denetleyebilecek araçlara ve özgüvene sahip olacak" dedi.
Dünya genelinde bir mutsuzluk ve tatminsizlik olduğunu söyleyen Acemoğlu, dünya genelindeki gösterilerin temelinde kurumlara olan güvenin ortadan kalkması olduğunu söyledi.
Acemoğlu şöyle konuştu:
"Brezilya'da o kurumlara olan güven yolsuzluklarla çöktü, ABD ve İngiltere'de globalizasyondan ve teknolojiden ortaya çıkan eşitsizlikle, bazı insanların çok zengin olmasıyla çöktü. Meksika'da ise yolsuzluk ve devlet kurumlarının çalışmamasıyla çöktü.
Bu güvenin çöküşü insanları tatminsiz hale getiriyor ve kurumlara güvenmediğinde sokaklar da çok daha gerçek ve alternatif bir hale geliyor.
Bu güvenin ortadan kalkma nedenini de en basitiyle kurumlarımızın dünyanın değişen teknolojisine ayak uyduramaması olarak açıklayabiliriz. Son 30 yıldaki teknolojik gelişmeler ve küreselleşme tamamen her şeyi değiştirmeye başladı. Ne kurumlar ne de refah devleti buna adapte olabildi. Fırsatlar çok eşitsiz bir şekilde dağılmaya başladı. Bazı insanlar sistemden daha fazla yararlandı, bazıları unutuldu. Bu da bir tepki ortaya çıkardı. Bu tepkiyi Türkiye'de de Avrupa'da da gördük. Gelişmekte olan ülkelerde görüyoruz."