Halk TV'de 'Gürkan Hacır ile Şimdiki Zaman Siyaset' programına konuk olan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kovid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, "Dün akşam itibariyle 151 sağlık çalışanını Koronavirüs'ten kaybettik. Bir hekim arkadaşımızı Mersin’de yitirdik. Kayıtlara Covid-19 diye geçmesini sağlayamadık. Neden? PCR pozitifliği olmadığı için. Dolayısıyla bugün hastalıktan kaç kişiyi kaybettiğimizi bilmiyoruz" ifadelerini kullandı.
Pala, “Dün akşam itibariyle 65'i hekim olmak üzere 151 sağlık çalışanını bu hastalık nedeniyle kaybettik. Şu anda yoğun bakımda yatan ve evde tedavi gören sağlık çalışanı var. Benim iki öğrencim evde tedavi oluyor. Buna tıp öğrencileri de dahil” dedi.
Pala şöyle devam etti;
"Ortalama günde 140-150 bin test yapıyor. Türkiye’de günlük 20 bin vaka olabilir. Bunlara hasta diyor bakan."
"İstanbul başta olmak üzere, Bursa, Ankara ve İzmir başta olmak üzere, kamu hastanelerinde yoğun bakımlarında ciddi yoğunluk var. Sağlık sisteminin zorlandığı bir dönemi yaşıyoruz. İstanbul’da bu zorlama üst sınırlara gelmiş durumda."
"Eğer önlem alınmazsa bu zorlanma yatak bulamama gelebilir. Bir olgunun başkasına virüs geçirmesini engellememiz gerekiyor. Türkiye’nin tamamının kapatılmasına dönük bir eylem planı olmalı. Salgın biliminde kapanmak demek sosyal mesafenin uygulanacağı bir sistemin hayata geçmesi lazım."
"Sokağa çıkma yasağı uygulanırsa ne zaman biteceğini bilmiyoruz. 2021 Haziran ayına kadar bu sürecin gideceği söyleniyor."
"29 Temmuz’da bakanlık verileri değiştirdi. Bugün itibariyle ağır hasta sayısı ve hasta sayısı 6 kat arttı. Sağlık Bakanlığı’nın kendi açıkladığı verilerde bile hasta ölüm sayısı 100’ün üzerine çıkabilir."
"Bugüne kadar herhangi bir aşı ruhsat almış değil. Duyurulan aşının tek dozu 16 buçuk dolar olarak açıklandı. İki doz uygulanması lazım. Türkiye’nin 100 milyon doz alması lazım. Ama bunu alabilecekler mi bilmiyorum. Aşı umut verici ama aşının ruhsat alması ve Türkiye’nin aı ile bağışıklık kazanması en az 2012’in Haziran ayını bulur."
"Türkiye salgının ilk döneminde 65 yaş üstünü tecrit etti. Bu tecrit uygulandığında ölüm devam etti. 65 yaş üstünün hangi evlerde yaşadığını bilmediğimizde sınırlama alınacak bir önlem değil. Bu ayrımcı ve insan haklarına aykırı. Bütüncül bakmak lazım buna."
"Yüzeyden bulaşın fazla olduğunu düşünüyorduk ama hastalığın asıl bulaş kaynağının temas yoluyla olduğunu gördük. Makarna, salça kutularının yıkanması gerekmiyor. Bunu kesin bir şekilde söylemek gerekiyor."
Kaynak: Halk TV