Sırrı Süreyya Önder: Türkiye'nin en büyük terör örgütü imar şebekeleridir
Hakan Aksay

Haberler

Hakan Aksay

Yükleniyor...

Sırrı Süreyya Önder: Türkiye'nin en büyük terör örgütü imar şebekeleridir

Eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Halk TV'de depreme ilişkin konuşmasında, "Türkiye'nin en büyük terör örgütü imar şebekleridir. İnşaat Türkiye'de yağma ve talan kaynağıdır. Hiçbir parti de bundan vareste değildir. En çabuk uzlaşılan yerler imar komisyonlarıdır. Kim buralardan zenginleşmiş, servetine servet katmış bir bakmak lazım" dedi. 

Eski HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Halk TV'de yayınlanan "Perdenin Önü Arkası" programına katıldı. Depreme ilişkin değerlendirme yapan Önder, "Türkiye'nin en büyük terör örgütü imar şebekleridir. İmar şebekleri kadar örgütlü, sinsi, hayatın her alanına sirayet eden ve yıkıcı olan başka hiçbir şey yoktur. Kim buralardan zenginleşmiş, servetine servet katmış bir bakmak lazım. Hiçbir parti de bundan vareste değildir. En çabuk uzlaşılan yerler imar komisyonlarıdır. Hiç orada hır gür olmaz. Açık açık konuşalım" diye konuştu. 

"Türkiye'nin en büyük terör örgütü imar şebekleridir"

İstanbul ve büyükşehirlerdeki deprem hazırlıklarına ilişkin "imar şebekeleri"nin etkisine dikkat çeken Önder, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin en büyük terör örgütü imar şebekleridir. Bu tanım da bana ait değil, Nişanyan'a aittir. İmar şebekleri kadar örgütlü, sinsi, hayatın her alanına sirayet eden ve yıkıcı olan başka hiçbir şey yoktur. Bu geniş bir zincir sadece imar komisyonları değil. Bir küçük parçası olarak o komisyonda yer alabilmek için insanların birbirini vurduğu olaylar biliyoruz. Kim buralardan zenginleşmiş, servetine servet katmış bir bakmak lazım.

Esas sorun büyükşehirlere başlayan göçte, dikkat edin devlet burada düzenleyici olmayı hiçbir zaman tercih etmemiştir, bütün kurumlarıyla. Ne yapmıştır, yasaklayıcı olmuştur. Yasaklayıcı olunca, hayat engel tanımız, barınma temel bir insan hakkıdır, o insanlar gitmişler gecekondu yapmışlar, hemen onun ekonomisi, rantiyesi oluşmuş. Bu siyasetin finansmanına kadar uzanan bir şeydir.

"İnşaat Türkiye'de yağma ve talan kaynağıdır"

50 bin can kaybından bahsediyoruz. Trilyon dolar bir maliyete mal olduğunu söylüyorlar. Bir gecede yaklaşık 40 yıldır devam eden bir çatışmalı süreçten daha fazla insanımızı toprağa verdik. 85 milyar dolarla ayağa kalkacağı öngörülüyor. Sorun para meselesi değildir. 

Bugün Maslak, Şişli'nin ötesine geçince bir bilim kurgu filmi gibi gökdelenler fezada. Ve bunların bir tanesi temiz yapılmamış. Bir bakıyorsun şu kadar kat varken iki kat daha plan tadilatı, meclis onayı, yeni nazım planı şu bu... İki kat daha verdiğin zaman diğer bütün İstanbullunun hakkından, rüzgarından, oksijeninden çalıp, trafikte zamanından çalıp bir kişiye, bir imzayla tahsis edebiliyorsun. İşte buna imar şebekesi denir. Hiçbir parti de bundan vareste değildir. Açık açık konuşalım. En çabuk uzlaşılan yerler imar komisyonlarıdır. Hiç orada hır gür olmaz. İnşaat Türkiye'de yağma ve talan kaynağıdır.

"Kentli, kent hakkını kullanmak konusunda sonsuz söz sahibi olmalı"

Önder, kentlerde tüm kesimlerin temsil edildiği konseyler kurulmasını ve şehrin planlamasına halkın karar vermesi gerektiğini belirtti:

"Kent konseyi ya da yörenin kendisi hakkında karar vermesi gerektiğini söylediğin zaman, hadi adını da söyleyeyim, özerkliktir bunun adı. Bunu dediğimiz için yıllarca hapis cezalarıyla yargılanıyoruz. "Ya bölünürsek" paranoyası, bak ya ölürsek? Niye Adıyamanlı devlet hastanesinin nereye yapılacağına kendisi karar vermemiş... Belediye binası var bitişik nizam neredeyse Komagene Kültür Merkezi. Birini belediyenin kendisi yaptırmış diğeri AB kriterleriyle yapılmış. Birinin camı kırılmadı belediye binasının yerinde yerler esiyor. Kentli kent hakkını kullanmak konusunda sonsuz söz sahibi olmalı. Enkazın altında kendisi kalıyor ama kararı merkezi bir organ veriyor.

Suyunu, toprağını, taşını suyunu sen tanıyorsun, kendi geleceğine de sen karar ver. Rant isteniyorsa da hep beraber karşı çıkın."

"İkinci konutlara ağır vergi getirilsin"

Fiyatlardaki yükselişler birlikte konutların "yatırım aracı" olarak görülmeye başladığını ifade eden Önder, TİP Genel Başkanı Erkan Baş'ı açıklamasını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Sosyalist arkadaşlarımız 'herkes oturduğu konutun sahibi olacak' deyince en çok bir-iki konutu olanlar zıpladı. O yüzlerce konutu olanlar hiç oralı bile değil. Onun için ikinci konutlara ağır vergilendirme getirmelisin. Daha ileri bir şey söyleyeyim: Miras bırakamamalısın. Bir sürü hırsız arsız kazancını inşaatta aklayan kendi bu dünyadan cehennem olup gidiyor, geride kalan serveti kalanına helal ve meşru oluyor. Eğer devlet devlet diyorsanız, toprağın kendisi devletin olsun. Üst kullanım hakkını al. Bak bakayım, barınma hakkı bir sorun olarak kalıyor mu? Peki bunu yapmak güç mü? Bütün muhalefet sesleniyorum, kendimizi de katarak." 

 

 

 

D_Side_Content_300x250

İlgili İçerikler

Öne Çıkan Videolar