Tarihçi-Yazar Emrah Safa Gürkan, “Sultanın Casusları” ve “Sultanın Korsanları” kitaplarından sonra, yeni kitabı “Bunu Herkes Bilir” ile raflardaki yerini aldı. Gürkan, 'Yanlış sorulara doğru cevaplar' veren kitabını T24'e anlattı.
Ünlü tarihçi, "Herkes ‘gümüş kaşığa’ çok alıştı. Ben istiyorum ki, size öyle bir kitap yazayım ki siz de bir şey öğrenin. Sürekli istediğini verirsek aptal bir toplum yaratırız. Sürekli hoşumuza gideni yaparsak da aptallaşırız. Biraz da okuyucuyu zorlamak istedim. Biraz da kendi okuyucumu yetiştirmeye çalışıyorum. Çünkü Türkiye’deki popüler okuyucuyla temas kurunca, sordukları soruların çok gereksiz sorular olduğunu gördüm" dedi.
"Tarih çok ciddi bir iştir, ben de çok ciddi bir tarihçiyim. Asık suratlı olmaya gerek yok, eğlenerek de yapılabilir" diyen Gürkan, "Özellikle benim kuşağımda zekanın espritüellikle desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu. Gürkan, "Türk toplumu hala tarım toplumu olduğu için geleneklerinden kopamayabiliyor, o yüzden de böyle tarihçi mi olur diyebiliyor. Ama sonuçta Einstein’in dil çıkarmış fotoğrafı da var. Barack Obama gibi bir adam Amerika’yı yönetti. Ya da Donald Trump gibi bir adam. Dolayısıyla eski kültürle yapılmış o ciddi şey pek ortada kalmadı. Bilginin içeriğiyle oynamak benim mesleğim açısından ahlaksızlık. Ama daha iyi anlaşılacak şekilde sevimli söylemek gerekli" dedi.
Emrah Safa Gürkan, 20. yüzyılın başında Almanya, Fransa, İngiltere’de üniversiteye giden toplam nüfusun yaklaşık 150 bin kişi olduğunu hatırlatarak, "150 milyonda 150 bin. Binde bir. Şimdi artık öyle değil. Ben bazen bir şey anlatırken, 'Bunu herkes bilir' diyorum. Bilmiyorlar işte. Ben tarihçi oldum insanlar beni dinlesinler diye, olduğumdan beri herkes tarihi benden iyi biliyor. İkinci kitabımın adı da ‘Siz daha iyi bilirsiniz ama’ olacak. Genelde gelip bana ‘Hocam siz daha iyi bilirsiniz ama’ deyip bir şey söylüyorlar. Ben daha iyi biliyorsam sor o zaman değil mi? Tüketiciyi aptal yerine koyunca aptallaştırıyorsunuz. Kimse aptal değil. Biraz da ağır kitapları okuyunca gelişiyorsunuz" diye konuştu.
Yönetmen İlker Canikligil ile Youtube üzerinden yaptıkları "Olmaz Öyle Saçma Tarih" programına da değinen tarihçi, "Ben Fransa’da ders veriyordum. Akşamları İlker Canikligil’in Youtube’daki programını izledim. Dedim ki tam bana göre. Tam benim format. Çünkü TV’ye çıkıyorum ama iyi olmuyor. Sonra ayarladım milleti, bunu yapalım dedim, az daha İlker’in formatı götürüyorduk. Sonra İlker aradı beni, gel beraber yapalım dedi. O da beklemiyordu o kadar patlamasını. Onunkinden bile çok tuttu, ondan sonra biz arkadaş olduk. Sonra beni her yerde durdurup “Hocam İlker’le birlikte çalışma, senin sırtından para kazanıyor” diyorlardı. Bu Türkiye’yi özetleyen bir şey… “Kazanmasın!” Ortaklık olmaması. Yabani bir kültür… İki tane ayrı ayrı popüler olabilecek iki adamdan bir uyum çıkmış diye düşüneceğine, sürekli onu bozmamız üzerine bir şey var" dedi.
Gürkan, "Popüler iyi de olabilir. ‘Popüler kötüdür’ yanlış bir düşünce. O zaman toplumu nasıl değiştireceğiz? Bir sürü meslektaşım zor durumda kaldı. Halkta bir karşılığımız yok, bu kadar basit. Oxford’da, Cambridge’deysen fildişi kulende oturursun da Türkiye’de ne oturacaksın, altın kaymış. Kimse okumuyor, kendi içimizdeki sorunları çözememişiz. Dolayısıyla çevrede bir cahillik, bir vasatlık, ortaokuldaki o hasara uğramış beyin devam ediyor" ifadelerini kullandı.