D_Masthead_970x250

Başarılı kariyerini bir üst aşamaya çıkaran kişi: Sergen Yalçın

Yepyeni bir dönem başlıyor ve bu dönemin ülke futbol tarihindeki en önemli figürlerinden bir tanesi Sergen Yalçın olacak

Türkiye futbol tarihinin belki de en ilgi çekici sezonlarından bir tanesini geride bıraktık. Bu sezonu daha önce oynananlardan ayrı kılan birkaç husus dikkat çekiciydi. Bunlardan ilki sezonun yirmi bir takımla oynanması kadar sıkışık futbol takvimi içerisinde takımların bazı haftalar üst üste dinlenmeden karşılaşmalara çıkma zorunda kalmalarıydı. Bir diğer önemli husus ise içinden geçmekte olduğumuz salgın sürecinin yaratmış olduğu yeni normal diye tarif edilen koşulların gündelik hayatlarımızı olduğu kadar futbolu da dönüştürmüş olmasıydı. Takımların sürekli olarak testten geçiriliyor olması kadar neredeyse bütün hepsinin bazen futbolcularını bazen de teknik direktörlerini ve bu ekip içerisinde olan kişilerden yoksun sahaya çıkmak durumunda kalmalarıydı. İşte böylesi tuhaf bir futbol ortamı içerisinde ezeli rakiplerinin kadro derinliği ile kıyaslandığında elinde son derece mütevazi bir kadro bulunan Sergen Yalçın'ın takımının sezonu şampiyon olarak tamamlamış olması çok büyük bir başarı hikâyesidir.

Sergen hocayı bu yıl kazandığı lig şampiyonluğu ile Türkiye futbolu için yeni bir dönemin de başlatıcısı olarak değerlendirilebiliriz. Son on üç sezondur lig şampiyonluğunu kazanan takımın başında yabancı bir teknik direktör bulunmuyor. Hatta son yıllarda süper ligde çalışan yabancı isim sayısı giderek azalıyor. Buna karşın bir dönemin önde gelen isimleri hâlâ gündemdeki yerlerini korumayı sürdürürlerken Sergen Yalçın işte tam bu noktada yeni olanı temsil ediyor.

Aslında Sergen Yalçın ülke futbolunun en özel karakterlerinden bir tanesi olarak futbol oynadığı dönemde de çok ses getirmişti. Dört büyükler olarak adlandırılan lig tarihindeki sadece iki şampiyonluğun dışında kalan bütün şampiyonlukları elinde tutan takımlar olan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüplerinde futbol oynayan iki futbolcudan birisi Sergen Yalçın'dır, diğeri de Burak Yılmaz. Futbolculuğu sırasında müthiş sol ayağı ve futbol zekası ile gündeme geldiği kadar yeterince koşmaması ve at yarışlarına olan tutkusu da sık sık basına malzeme konusu olmuştu. 2013 - 2014 sezonunda Gaziantepspor'la başlayan teknik direktörlük macerasını sırasıyla her yıl çalıştırdığı şu takımlarla sürdürdü: Sivasspor, Kayserispor, Eskişehirspor, Konyaspor, Alanyaspor, Yeni Malatyaspor ve bu sezon Beşiktaş.

Yıllar içerisinde oynattığı futbol kadar sahanın kenarında inşa ettiği teknik direktörlük kimliği ile de yıldızı giderek parladı. Futbolu çok iyi bildiği gibi futbolun bu ülkede sadece saha içerisinde kazanılmadığının da farkında olan, bu yüzden de pek çok meslektaşının aksine bu alanda da nasıl davranması gerektiğini bilen bir kişilik var karşımızda. Burada Sergen Yalçın'ı diğer pek çok meslektaşından ayıran önemli bir husus, kendisinin hem futbol oynadığı dönemde hem de futbolu bıraktıktan sonra medyanın ilgi odağı olan bir kişilik olarak adeta bir popüler kültür ikonu haline dönüşmüş olmasıdır. Yetenek Sizsiniz programında iki sezon jüri üyeliği yapmış, reklam filmlerinde, televizyon dizisinde oynamış çok farklı bir isim Sergen Yalçın. Tabii arada futbolu bıraktıktan sonra futbol yorumculuğu ve köşe yazarlığı yapmasını da unutmamalıyız. Zaten bu kadar popüler bir figür olabildiği için mizah programlarına da konu olmuş ve sık sık adından söz ettirmiştir. Öte yandan popüler bir ikon olarak içinde bulunduğu dönemin önde gelen isimleriyle de yolları kesişmiştir. Acun Ilıcalı ile Devler Ligi projesinde bulunmuş, Yetenek Sizsiniz programında jüri üyeliğini yerine getirmiştir. Bir dönem adının şimdilerde çok gündemde olan Sedat Peker ile de anıldığını ve haber bültenlerinde tanıklık için ifade verdiğini de belirtelim.

Beşiktaş kulübünün efsanelerinden bir tanesi olan Sergen Yalçın'ın futbolculuk kariyeri sonrasında teknik direktörlüğüyle birlikte de kulübüne kupayı kazandırmış olması çok önemli bir eşiği geçmiş olması anlamını taşımaktadır. 1959 tarihinden bu yana Beşiktaş kulübünün kazandığı şampiyonluklarda ilk kez kendi alt yapısından çıkartmış olduğu bir isim ile ulaştığını ve bunun Beşiktaş açısından büyük bir önem taşıdığını söylemeliyiz. Beşiktaş'ın son yirmi yılda kazandığı dört kupada Mircea Lucescu, Mustafa Denizli ve iki kez de Şenol Güneş'in adı yer alıyordu. Sergen Yalçın bu açıdan hem Beşiktaş için hem de Türkiye futbol tarihinde şampiyonluk ipini göğüsleyen isimler arasına ismini yazdırmak suretiyle önemli bir başarıya imza atmıştır.

Bu sezon kazanılan şampiyonluğun arkasında rakiplerine oranla nispeten daha sınırlı olan kadrosunu çok iyi kullanan ve bu kadroyu bir takım haline dönüştürme başarısını gösteren bir teknik direktör bulunuyor. Sergen Yalçın sezon boyunca oynattığı pozitif futbolla ve oyunun içinde kalmaya özen gösteren yaklaşımlarıyla birlikte diğer takım taraftarlarının da beğenisini kazanmayı bildi. Hatta ilginç bir biçimde cumartesi gecesi şampiyonluk sonrası sosyal medya hesaplarından pek çok Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarı da Sergen Yalçın'ı ve Beşiktaş' tebrik ettiler. Bu gerçekten önemli bir husus çünkü Beşiktaş kulübünün bu sezon şampiyonluğu en çok hak eden takım olduğu konusunda rakiplerini bile ikna etmiş olduğunu ortaya koyuyor.

Sergen Yalçın adını önümüzdeki yıllarda çok daha fazla duyacağımızdan hiç şüphem yok. Çünkü kazanılan kupanın sadece bir başlangıç olduğu kanaatindeyim, üstelik bir döneme damgasını vuran isimlerin daha uzun süreler boyunca ülke futbolunu yönetebileceklerini de zannetmiyorum. Yepyeni bir dönem başlıyor ve bu dönemin ülke futbol tarihindeki en önemli figürlerinden bir tanesi Sergen Yalçın olacak.

Umarım Sergen hoca futbol oynatma ve takım olma konusundaki başarısının yanı sıra ülke futbolunun yaşadığı sorunlarla birlikte ortaya çıkan yanlışlıklar konusunda da daha etkin olacak birisi olarak davranır. Saha kenarında gergin olan ve maç içerisinin yanı sıra maç bitiminde verdiği demeçlerle ortalığı yeterince geren çok sayıda teknik direktör figürümüz zaten fazlasıyla var. Sergen Yalçın futbolculuğundaki o rahat ve aldırmaz tavırlarını, teknik direktör olarak da sürdürdüğü sürece ilgi odağı olmayı sürdürecektir. Bu konuda da ne kadar çok diğerlerine benzerse o kadar çok itici olacağı gerçeği ne yazık ki kendisini bekliyor olacaktır. Başka türlü bir futbol ikliminin ve futbol anlayışının söz konusu olabileceğinin saha kenarındaki temsilciliği konusunda Sergen Yalçın'ın çok daha aktif bir rol üstlenmesini dilerim.

İlgili İçerikler