Ülkemizde yaşanan medya eksikliğine ilişkin geçtiğimiz günlerde olup bitenler herkesin malumu iken bu kez futbol medyası, Kulüpler Birliği'nin almış olduğu tavsiye kararını Süper Lig'de tarihi Covid - 19 kararı şeklinde duyurmayı maharet saydı! Önce karara ardından da veriliş şekline ve tuhaflığına yakından bakalım. Ziraat Türkiye Kupası için kabul edilen ve maçlara çıkamayacak olan takımların hükmen mağlup ilan edileceğini belirten düzenleme geçtiğimiz haftalar içerisinde Düzcespor’un bu doğrultuda mağlubiyetine yol açmıştı. Sezon başında birdenbire küme düşmeyi kaldırmak suretiyle takım sayısını ve oynanacak olan maç sayısını arttıran Türkiye Futbol Federasyonu ve Kulüpler Birliği birlikteliği şimdi sıkışan maç takviminin altından kalkabilmek için bir başka muhteşem karara imza atmak üzere. Süper Lig karşılaşmalarında da sahaya çıkmak için gerekli olan 14 futbolcunun altında kalan takımların hükmen yenik ilan edilmesinin önü açılıyor.
Geçtiğimiz sezon lige ara verildiğinde pozitif olanları ayırır yola devam ederiz diyen Federasyon Başkanı'nın geçen zaman dilimi içerisinde mutlak surette maçları oynatma azmine neredeyse şapka çıkaracak bir medya var karşımızda. Oysa bir tarafta ülke genelinde her geçen gün daha da artan rakamlar söz konusu ve isteseniz de istemeseniz de futbolcular da bu ülkenin birer parçaları olarak uzayda yaşamıyorlar. Sokağa çıkıyorlar, antrenmana geliyor ve maçlara gidiyorlar. Her gün farklı ortamlarda çok farklı insanlarla temas halinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Şimdi alınan bu kararla birlikte futbolun ne olursa olsun mutlak surette oynatılması zorunluluğu bir kez daha kabullenilmiş oluyor.
İkinci olarak salgın sürecinde hepimize anlatılan sporcu sağlığı/insan sağlığı her şeyin üstündedir ifadelerinin aslında birer masal olduğu gerçeği teyit ediliyor.
Ve üçüncüsü tüm bu olup bitenler karşısında hem ortada hukuksal boşluğun bulunduğu gerçeği hem de bu boşluğun oluşmasına yol açan sendikasızlıkla birlikte medya yoksunluğu belirginleşiyor.
Kararı almakta herhangi bir sorun görmeyenlere şu noktayı hatırlatmakta yarar var: Söz konusu bu hükmen mağlubiyet kararını uygulama azminizi bütün takımlara eşit bir biçimde hayata geçirebileceğinizden emin misiniz? Yani bütün takımlar eşit mi olacak yoksa bazıları daha mı eşit, şeklinde olup bitenlere yaklaşılacağını netleştirmelisiniz.
İkinci olarak bu testlerde ortaya çıkacak olan pozitif vakaların saklanıp saklanmayacağı tartışması beraberinde büyük bir sorunu barındırmaya devam edecek gibi duruyor. Hırvatistan milli maçının devre arasında Vida’nın test sonucunun pozitif çıkması sonrasında oyundan çıkartılması ile başlayan kabus hâlâ devam ediyor. Ulusal takım oyuncularını karantinaya almak ve her gün test yapmak sorunu ortadan kaldırmıyor.
Futbolu sürdürmek adına bütün insani değer yargılarını ve ilkeleri yavaş yavaş rafa kaldırmayı tercih ediyoruz. Olağanüstü zamanlarda olağanüstü kararların normal kabul edilebileceği gibi bir yaklaşımı geçerli saymak suretiyle kendilerini temize çekenler kadar tüm bu olup bitenleri sorgulamayı dahi aklından geçirmeyenleri de tarih unutmayacaktır.
Her nedense bütün bu olup bitenleri sıradan görenler tribünlerde taraftarların bulunmasını ise anormal olarak görüyorlar. Stadyumun içerisinde sosyal mesafe gözetilerek oturabilmek mümkün iken tam tersine sıkışık mekanlar olan localarda yer almak hastalığa davetiye çıkarmıyormuş! Salgının başladığından bu yana alınan bütün kararlar ve sonrasında alınmayan kararlarla birlikte ülke futbolunun/sporunun daha iyiye doğru gitmediğini hep birlikte gördük. Tarihi karar diye lanse edilen bu tuhaflığın getireceklerini de yine bize özgülükler üzerinden göreceğiz ve göreceklerimiz, gördüklerimizin yanında hiç kalacaklar!