1858 yılında İngiltere'den Paris'e gelerek bir atölye açan Charles Frederic Worth, bugüne dek gelecek olan bir moda kavramının ateşini yakmış oldu.
Paris, 1945 yılında bu kavramı "Haute-Couture" adı altında resmileştirilerek moda federasyonunu kurdu ve belirlenen şartlara uyum sağlayabilen moda evlerini bir çatı altında toplama yoluna gitti.
Yirminci yüzyılda altın çağını yaşayan Haute Couture, günümüzde bazı gelenekçi moda otoritelerinin gözünde eski anlamını yitirmiş olsa da dünyanın en görkemli moda etkinliği olma özelliğini koruyor.
Geçtiğimiz hafta Paris'te gerçekleşen 2022 - 2023 Sonbahar-Kış defilelerinin sunulduğu moda günlerinin en merak edilen koleksiyonu Balenciaga, beklentileri boşa çıkarmadı.
Markanın yaratıcı direktörü Demna Gvasalia'nın ikinci defile deneyiminde, geleneksel lüks kodlarını ileri teknoloji ile birleştirerek potansiyel genç kitleye olduğu kadar geleneksel müşteri portföyüne de göz kırpmak istediğini gözlemledim.
Yüzleri maske ile tamamen kapatılmış erkek ve kadın mankenlerin neopren kumaştan tasarlanmış "total look siyah" giysileri ile ve aksesuarları başlayan koleksiyonda gece elbiselerine geçişte, profesyonel atölye işçiliğinin ön plana çıkartılmış olması ustaca bir kurgu kanımca.
Damna'nın, esnek bir yapıya sahip olduğu için hareket kolaylığı sağlayan ve rüzgar sörfü elbisesi, dalgıç kıyafeti gibi alanlarda kullanılan neopren kumaşını lüks dünyasına taşıması stratejik bir yorum olarak karşımıza çıkıyor.
Markanın yaratıcısı olan Cristobal Balenciaga, 1960'Lı yıllarda Zürich'teki bir kumaş fabrikası ile işbirliği yaparak "gazar" olarak adlandırılan materyali yaratmış ve "mimari tarzı" moda dünyasına kazandırmıştı.
Çok hafif ancak alüminyum kadar sert bir yapıya sahip olan gazar kumaşı, daha volümlü elbiselerin yaratılmasını sağlamıştı.
Demna, her alanda olduğu gibi Haute Couture'ün de değişimlere paralel olarak günümüze adapte olması gerektiğinin örneklerini en şık şekilde veriyor.
Defilenin bir diğer ilginç kurgusu ise her nesilden manken ve ikon isimlerin podyumda boy göstermesi oldu.
Sarı tafta drape elbisesi ile İngiliz şarkıcı ve söz yazarı Dua Lipa, Kim Kardachian, Rapçı Offset, gümüş rengi gece elbisesi ile "Muhteşem Nicole Kidman" Balenciaga podyumunda bir araya gelerek defilenin başarısına katkı sağalmış oldular.
Haute Couture denilince es geçemeyeceğimiz Chanel ve Dior defilelerini kısaca yorumlayarak yazımızı bitirelim.
Dior'un tasarımcısı Maria Grazia Chiuri, Ukraynalı çağdaş sanatçı Olesia Trofymenko'ya defilenin dekorunu teslim ederek güncel bir probleme atıfta bulunmak istemiş.
Rodin Müze sinide gerçekleşen defilede, duvarlara asılan hayat ağacı ve çiçek buketi temalı
Tofymenko imzalı tabloların, tasarlanan koleksiyona uyumu dikkat çekici.
Chanel koleksiyonu ise marka kimliği yaratmanın önemini bir kez daha kanıtlar nitelikte.
Coco 'nun 1930 lu yıllarda yarattığı tweed kumaşı ve ünlü beyaz kamelyası günümüzde hala geçer akçe.
Tweed mantoların, pantolon takımların güncel trendlere uygulanmış olarak tasarlandığı gözlenirken," Cowgirl" temasına uygun olarak hazırlanan tweed cowboy şapka ve aksesuarlar bir hayli ilginç.