Yargının yeniden yapılandırılması önerilerini ise,
- HSK’nın (Hakimler ve Savcılar Kurulu) yeniden yapılandırılması,
- Anayasa Mahkemesinin (AYM) yeniden yapılandırılması,
- yargıç ve savcıların statülerinin yeniden yapılandırılması,
şeklinde üç ana kategoriye ayırmak mümkün.
HSK, tüm yargıç ve savcıların bir anlamda “patronu” konumunda olduğu için, belki de devlet yönetiminde pratikteki en önemli ve güçlü kurul.
Tüm hakim ve savcılara (yüksek hakimler hariç) soruşturma açma ve ceza verme, görev yerlerini değiştirme, terfi ettirme/ettirmeme, mahkeme başkanlığına atama yetkilerini ve yüksek mahkemeye (Yargıtay’ın tamamı, Danıştay’ın ¾’ü) üye seçme yetkilerini tek başına kullanıyor.
Muhalefetin önerisi, HSK’yı Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak ikiye ayırmak.
Görüşüm: Olabilir. İtirazım yok. Ama çok önemli de değil
Üyelerinin yarısını TBMM’nin, yarısını ise yüksek mahkemelerin ve 1. Sınıfa ayrılmış hakim/savcıların seçmesi.
TBMM seçiminde 2/3 nitelikli çoğunluk aranması. Olmazsa kura çekilmesi.
Görüşüm: Kura çok yanlış. Gayriciddi. Uzlaşma demek, her partiye kontenjan dağıtmak değil. Liyakatli ve partilerüstü kimselerin mutabakatla belirlenmesi. Hakim/savcılarca seçim ise iyi örgütlenmiş yapılara (cemaat, tarikat vs.) avantaj sağlar. Geçmişte yaşandı.
Önerim: TBMM’de 2/3 çoğunluk olmazsa, seçim yetkisinin (kendi üyeleri dışından) otomatik olarak yüksek mahkemelere geçmesi.
Şu anda HSK üyelerinin 6’sını doğrudan Cumhurbaşkanı, 7’sini 3/5 çoğunlukla TBMM seçiyor. 3/5 çoğunluk bulunmazsa kura çekiliyor.
Son seçimde iktidarın 3/5 çoğunluğun olmayınca, kur’a çekilmeden iktidar ve muhalefet uzlaştı ve her partiye gücü oranında kontenjan tanındı. Muhalefetin de onayıyla, Yargının “patronu” kurula seçilenler siyasi partilerle özdeşleşmeden seçilemedi. Tam Ortadoğu usulü!
Yapılanlar yapılacakların teminatı ise vay halimize!
Öneriler:
Üyelerinin 3’ünü CB, kalanını 3 kat adaylar arasından TBMM 2/3 nitelikli çoğunlukla seçecek.
AYM’nin hem üye sayısının hem de görevlerinin daha da artırılması öneriliyor.
Bireysel başvuru yolu genişletilecek.
“Organ davası” gelecek. Anayasada düzenlenen her organ (siyasi partiler, barolar vs.) görev alanlarına ilişkin olarak, diğer anayasal organları AYM önünde dava edebilecek.
Görüşüm:
AYM, bu haliyle bile işyükünden çökmüş, tıkanmış durumda. Görevleri daha da artarsa altından kalkmaları zor. Biyonik hakimler filan geliştirmeniz lazım!
İşyükünü artırmak değil, daha nitelikli işlere bakma ve içtihat yaratma fonksiyonunu ön plana çıkaracak esnek bir sistem gerekli.
TBMM’de 2/3 çoğunluğa ulaşılamazsa ne olacağı belirtilmemiş.
“Organ davası” olumlu ve orijinal bir fikir. Denenmesi yararlı olur.
Önerim: Üye seçimi için yukarıdaki önerim burada da geçerli. “Pilot dava” usulü ve Bireysel Başvuru kararlarının diğer emsal davalar için de bağlayıcı olması kuralı düşünülebilir.
Öneriler:
Yargıç ve savcılara “coğrafi teminat” ve Adalet Bakanlığı ile idari bağlarının kaldırılması.
Görüşüm: Uygun olur. İsabetli öneriler.
Kararında ağır kusurlu görülen hakime sebep olduğu zararın ödetilmesi.
Görüşüm: Teoride iyi gibi de pratikte uygulanamaz. El yakan ve önemli davalarda kararlar bir türlü çıkmak bilmez! Getirilse bile ömrü kısa olur.
Adli kolluğun idari kolluktan teşkilat olarak ayrılıp savcının emrine verilmesi.
Görüşüm: İdari kollukla koordinasyonu zorlaştıracağından, suçluların bulunması ve delillendirmede sıkıntılar olur. Ama kolluğun bir kısmını siyasileşmeden bir nebze olsa da kurtaracağından, yine de denemekte yarar var.
Sonuçta 6’lı muhalefetin yargıya ilişkin önerileri büyük ölçüde olumlu. Her halükarda şimdiki sistemden çok daha iyi olacağı kesin! Tabii ki üzerinde daha da çalışılması şart.