Beşiktaş’ı şampiyonluğa büyük oranda yaklaştıran golü ağlarla buluşturan Mario Gomez olsa da ‘mutlu son’ yolundaki puanları getiren sayının sahibinin ‘müzmin yedek’ Cenk Tosun olduğu inancındayım...
Galatasaray tartışmasız sezonun en iyi futbolunu karşılaşmanın ilk yarısında sergiledi. ‘Beşiktaş ilk periyotta topu göremedi’ yaklaşımı yansız irdeleme ihtiva eder! Öyle ki, Galatasaraylı futbolcuların temposu karşısında siyah-beyazlı formayı giyen oyuncular zaman zaman yapmaları gerekenleri unutup, şaşırdılar. Uzun süredir oyunu böylesine ‘domine’ eden futbolcu topluluğu izlememiştik, ligde. Beşiktaş’ın bu bölümü ‘gol yemeden’ tamamlamasının ardında bir taraf için şans, diğer taraf içinse son vuruşlardaki beceri noksanlıkları mevcuttu. Atiba Hutchinson ile Oğuzhan Özyakup’u ilk kez böylesine etkisiz ve silik görmüş olduk, söz konusu dakikalar içinde. Ancak futbol fantastik oyun; ne zaman ne olacağı, kimin nerede ne yapacağı belirsizdir. Galatasaray’ın ipini çeken ‘emanetçi’ teknik direktör Jan Olde Riekerink oluverdi, yaptığı oyuncu değişimleriyle. Wesley Sneijder’ın yerini Ryan Donk aldığında neler olacağını algılamıştı ekran başındaki yansız futbol tutkunları dahi. Yasin Öztekin’i dışarı almak ise kanımca futbol adına ‘harakiri’ ile özdeş hareketti! Beşiktaş’ın yengisinin ardında rakip takımdaki teknik adam hatası mı var, elbette ki hayır. Beşiktaş son derece haklı bir yengisinin sahibi oldu, üstüne üstlük karşılaşmanın ikinci bölümünde farkı kaçıran taraf olup çıkıverdi. Şayet Jose Sosa ayağına gelen toplara alıştırdığı gibi vurabilseydi siyah-beyazlı ekip geceden farklı yengiyle ayrılacaktı. Jose Sosa, rot ayarı bozulmuş araç enleminde her zaman rahatlıkla ağlarla buluşturabileceği üç topu bu kez cömertçe harcayıverdi, sağlık olsun.
Sezonun sona ermesine iki maç kala Şenol Güneş’in ‘Olcay Şahan’ ısrarını anlayabilmiş değilim. Birde özenle, Ricardo Queresma ile Gökhan Töre’yi aynı anda oynatmama nedenini çözemedim! Elbette seçim kendisinin ve kazanan ve de şampiyonluğa bir adam daha yaklaşan takımın teknik direktörü eleştirilmez ama!.. Beşiktaş’ın bu sezon baskı kurup rakiplerine nefes aldırmadığı maçları gözden geçirecek olursanız Ricardo Queresma ile Gökhan Töre’nin kanatları uyum içinde kullandıklarını görürsünüz. Şenol Güneş belki de haklıdır ki şampiyonluk geldiğinde doğal olarak haklı taraf olacak. Yine de Cenk Tosun’u yedekte bekletilmesini benim mantığı almıyor. Tolga Zengin ‘panik’ haller sergilese de yaptığı kurtarışla görevini yerine getirdi ancak ‘Fernando Muslera’ olabilmesi için bir fırın ekmek değil de bir düzine gol yemesi gerekli gibi gözüküyor! Beşiktaş hakkıyla kazanıp yandaşlarını sevindirdi, kimi öngörüye göre Fenerbahçe’nin 4’üncü yıldızı takmasını arzulamayanları da…
Sanırım Galatasaray – Beşiktaş derbisinin skorundan çok üzerinde durulması gereken bölümü de tam burası. Haftalardır spekülasyonlar bitmek bilmedi ya da biri bitti, diğeri başladı. ‘Galatasaray, Beşiktaş’a yatacak’ şeklindeki sokak jargonunun sahipleri acaba Galatasaraylı futbolcuların sergilediği ‘iştahlı’ istem dolu futbolu izledikten sonra utandılar mı, yüzleri kızardı mı? Bizim en önemli sorunumuz Uğur Mumcu’nun unutulmaz söylemi ile birebir örtüşüyor ve bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar, sadece etraflarını değil sporu da kirletiyorlar. Formalarını son damlalarına kadar terleten emekçi çocukları ‘zan’ altında bırakan utanmazlar, arlanmazlar size yanıt olarak oynadılar, belleklerde yer edecek ilk yarıyı, ama bunu da anlamamışızdır büyük olasılıkla! Beşiktaş’ı şimdiden şampiyonluğu Galatasaraylıları da verdikleri ‘onurlu yanıt’ nedeni ile kutlamak gerekli…