Üniversiteli apolitik gençler, hocalarının ‘bilinmeyen nedenle’ gözaltına alınmasına tepki için Maltepe’ye gelmişti...
İstanbul Maltepe’deki Adalet Mitingi’nin; Türkiye’nin bugünü ve yarını için nasıl bir siyasi anlam içerdiğini farklı kalemler değişik açılardan değerlendiriyor. Biz mitingi izleyen bir gazeteci olarak gözlemlerimizi aktarmakla yetineceğiz. Kimler oradaydı? Duygu neydi? Eksiklikler nelerdi?.
Meydan:
- Çok farklı kesimleri yan yana, omuz omuza getirmişti Maltepe..
- Kılıçdaroğlu ‘ hayır cephesi’ne hiç atıfta bulunmasa da, çimlerin üzerinde saatlerce sıcakta bekleyenler hayır’ın gövdesiydi..
- Stat çıkışı köfte ekmek yaparak geçimini sağlayan da , havalimanı yakınında park eden otolara termosla çay satıp zordaki oğluna kira desteği sağlayan emekli baba da oradaydı..
- Ama aynı zamanda; afilli spor club’larda ağırlık çalışan, yatırımları olan, yüzlerce işçi çalıştıran, bir ayağı hep Avrupa’da olan, dövmeleriyle göz dolduran şık kadınlar ve erkekler de oradaydı..
- Seküler yaşam tarzına sıkı sıkı bağlı olup , son gelişmelerin kendi özgürlük alanını da tehlikeye sokacağı endişesi taşıyanlar oradaydı.
- Dersim ve çeperi, Erzincan, Sivas ve Malatya’nın, ilk bakışta Alevi çizgileri taşıdığı belli olan hüzünlü kadınları da meydandaydı..
- "Artık çocuklarımızın eğitimi için, dışarıda yer bakıyoruz” diyen, bembeyaz giysili, Ray ban gözlüklü zarif kadınlar, belki de ilk kez siyasi bir mitingdeydi..
- .İyi eğitimli bir genç şöyle eleştirdi yanındaki arkadaşını: “Ya arabayla gelirsek böyle olur. Sen hiç Fenerbahçe’nin şampiyonluk maçına otoyla gittin mi yaa?.Tabii ki geç kalırsın…”
- Hayatları hak ve adalet mücadelesi ile geçmiş eski tüfek solcular, ‘Biz daha ölmedik” demek için oradaydı. İri yarı olan kızdı bir ara ‘Susmak için gelmedik beyler, haydi.. Hak, hukuk, adalet…”
- Üniversiteli apolitik gençler, hocalarının ‘bilinmeyen nedenle’ gözaltına alınmasına tepki için Maltepe’ye gelmişti..
- Eşleri başörtülü olanlar da, eşleri yabancı olanlar da oradaydı.
- Kadın hakları savunucuları meydandaydı. Taraftarlar oradaydı.
- İlkokul ve ortaokul çağlarındaki çocuklarıyla gelmişti, çekirdek aileler. Adalet hepsini buluşturmuştu.
- Sakindiler. Hiç kendilerini yırtarak bağırmadılar. İçlerinde biriken tepki ve öfke karışımı duyguyu dile getirmek için orada bulunmaları, bayrak sallamaları, birer kez ‘Hak, hukuk, adalet’ diye kibarca bağırmaları bile iyi gelmişti hepsine..
- Birbirlerine baktılar. Göz göze geldiler. Çok ayrı konumlarda ve sosyo ekonomik gruplarda olanlar, hoyratlığa karşı birlikte oldukları için mutluydu sanki. Birbirlerinden haberdar olmak , dayanışma duygusu içinde ‘adalet’ istemek, onlara yeniden özgüven aşılamıştı..
- O meydanda kaç kişiydiler, kimse saymadı. Onlar milyon diyorsa, milyondu.. Çünkü rakamların söylediğinden çok , oradaki ruhun, duygunun, özgüvenin, yarına inancın önemini iliklerine kadar hissetmişlerdi..
- Sanki, meydanın sloganı ‘adalet’, parolası ‘2019’du. Hiç konuşmadan anlaştılar birbirleriyle..
Organizasyona dair:
Son not olarak: Ankara-İstanbul arası 25 günlük uzun yürüyüşte çok iyi bir örgütlenme ve tıkır tıkır işleyen bir sistem vardı. Bunu herkes teslim etti. Miting sırasında belki şunlara da dikkat etmek çıtayı yükseltebilirdi:
1- Dev çöp torbaları, demir paravanların üzerine iliştirilebilirdi. Su şişeleri yerlere atılmazdı.
2- Ses düzeni, bir tık yukarda olmalıydı. Alana yürürken, sahnedeki Livaneli’nin sesi hiç duyulmadı. 300 metre uzağa ulaşamadı. Kılıçdaroğlu da uzaktan dinlenemedi.
3- Plazmaların konumlandırılması ve boyutları yetersizdi.
4- Sunucu daha coşkulu ve güçlü sesli olabilirdi.
5- Miting başladığı sırada kullanılacak fotoğraflar, bir merkezden milletvekillerine, parti organlarına ulaştırılmalıydı. Böyle olsaydı, Yenikapı fotoğrafları sosyal medyada, Maltepe diye kullanılmazdı.
6- Saatlerce bölgede olanlar, satın alacak bir simit bulamadı. Çok ucuza alınacak binlerce simit dağıtılabilirdi.
7- Miting bitmeden dönüş telaşı başladı. Bu yüzden Kılıçdaroğlu 10 maddelik bildirisini okurken, binlerce kişi teknelere yöneldi. Kapalı kapıları aşamayan halk liman çevresindeki sacları bükerek kendine kapı açtı, teknelere ulaşmak istedi.
8- Teknelerin nereye gideceğine dair işaretler eksikti. Beylikdüzü ekipleri dışında kargaşa yaşandı.
9- Karayoluyla bölgeyi terk edecek kalabalığa yön gösterecek işaretler de yoktu.
10- Yıllardır böyle dev bir operasyona alışık olmayan CHP örgütü, her şeye rağmen böyle bir tabloyu ortaya koydu. Yukarıdaki eksikler de aşılacaktır.