"Bisikletle dünyayı dolaşan ilk kişi" kabul edilen Thomas Stevens, 1884 Nisan'ında San Francisco'dan başladığı yolculuğunu 1886 Aralık'ında Yokohama'da bitirir.
İngiliz seyyah, Yokohama'dan bindiği vapurla başlangıç noktasına döner. İki cilt halindeki anıları 1887'de Londra'da basılır.
Stevens 19 Kasım 1886'da Yokohama Maru adında bir buharlı gemi ile Şangay'dan ayrılır. İki gün sonra Nagasaki Limanı'na ayak basar.
Çin şehirlerinden sonra gördüğü ilk Japon şehri, gözüne çok güzel, "parlak ve zevkli" görünür. İnsanlar kibar ve saygılıdır.
Kahramanımız Nagasaki'den sonra Omura, Shimonoseki üstünden Hiroşima'ya ulaşır. Şehirde acemi askerlerin yaptığı bir tatbikata denk gelir, atların askerleri üstünden atmasını halkın kıkırdayarak izlediğini yazar. Hiroşima'nın kuzeyindeki yokuşlardan dert yansa da ülkeden çok hoşnut ayrılır.
1854 doğumlu Stevens, 1935'te hayatını kaybetti. Dolayısıyla hayran kaldığı iki şehrin, 10 yıl sonra yaşayacağı korkunç akıbete tanık olmadı.
77 yıl evvel bugün (9 Ağustos) Nagasaki, adı Şişman Adam (Fat Man) olan bir bombayla yerle bir edildi. 80 bin civarında insanın anında can verdiği, sonraki yıllarda bu rakamın 150 binlere çıktığı kayıtlara geçti.
Nagasaki'den üç gün evvel (6 Ağustos) Hiroşima'ya ilk atom bombası atılmıştı. ABD Hava Kuvvetleri filosuna bağlı Enola Gay adındaki uçağın bıraktığı bombanın adı: Little Boy (Küçük Çocuk) idi.
Dalga geçer gibi isimlendirilen bomba, ilk anda, çoğu çocuk olmak üzere 140 bin insanın canını almıştı.
Onlardan biri, ilk etapta hayatını kaybetmese de yıllar sonra bombanın yarattığı semptomlar yüzünden 1955'te bu dünyadan uçar gider.
Bomba Hiroşima'daki evinin iki kilometre uzağında patladığında 2 yaşında olan Sadako Sasaki, 12 yaşına geldiğinde "atom bombası hastalığı" denilen kan kanserine yakalanır. Japonların "kâğıttan bin turna kuşu" efsanesi onun umut kaynağı olur. O inanca göre hasta bir insan kâğıttan bin turna kuşu yaparsa, sağlığına kavuşur. Bu inançla kâğıttan turnalar yapmaya başlayan Sadako ancak 635 turna yapabilir. Arkadaşları, eksik kalan 365 turnayı yaparak, Sadako ile birlikte mezarına koyar. Turna kuşları ve Sadako, 1955'ten beri barışın ve nükleer silahsızlanmanın simgesi olur.
Nâzım Hikmet, Kız Çocuğu şiirini Sadako'nun ölümünden bir yıl sonra, 1956'da kaleme alır. Şiir bütün dünyada büyük etki yapar ve çok sayıda müzisyen tarafından bestelenir.
(Wikipedia dahil olmak üzere birçok kaynak, Nâzım'ın şiiri Sadako için yazdığını söylüyor. Doğrusu bundan çok emin değilim. Zira şiirde 10 yıl önce ölen 7 yaşında bir kızdan söz ediliyor. Ama olsun. Ne fark eder ki?)
Büyük şair öldükten 20 gün sonra, Vera Tulyakova Hikmet, kâğıt turnalardan müteşekkil bir çelenk ve mektup alır. Mektup Hiroşima Kâğıt Turnalar Derneği aracılığıyla okul çocuklarından gelmektedir:
"Unutulmaz insan Nâzım Hikmet, Hiroşimalı küçük kızların armağanını kabul edin lütfen. Anınızın önünde başlarımızı minnettarlık ve saygıyla eğiyor, cenazenizin önüne yaptığımız binlerce turnayı, dünyaya özgürlük ve sonsuz barış taşıyan binlerce kuşu bırakıyoruz"
(Aziz Nesin, Vera Tulyakova'nın o turnaları kendine hediye ettiğini, turnaların Nesin Vakfı'nda bulunduğunu yazar.)
Yolu Hiroşima'ya düşenler Barış Parkı'nda Sadako'nun anısına yapılmış, kâğıt turnalarla karşılaşır.
1949'dan beri milyonlarca insan, hayatını kaybedenlerin anısına saygı göstermek için parka akın ediyor. 2016 yılında Barack Obama bile ziyaret etti. Barış Anıtı'na çiçek koyan ilk ABD Başkanı oldu. (Lakin özür dilemedi.)
2018'de ben de bu "şans"a eriştim. Şehre gitmeden önce Sadako hakkında bir şeyler okumuştum. Dolayısıyla hazırlıklıydım. Bugün Türkçede bile onun hikâyesini anlatan çok sayıda kitap, video vb. bulmak mümkün.
Yüzlerce etkileyici malzemenin olduğu müzede daha önce hiç duymadığım bir şey gördüm ve çok etkilendim.
Bu, cam bir küpün içinde sergilenen üç tekerlekli bir bisikletti.
Müzeyi gezen çocukların korku dolu bakışlarla izlediği "Tricycle", 3 yaşındaki Shinichi Tetsutani'ye aitti.
Yanındaki panoda bisikletin hikâyesi yazıyordu. 6 Ağustos sabahı evlerinin bahçesinde çok sevdiği üçtekerlisine binen Shinichi bombanın patlamasıyla anında hayatını kaybetmiş. Babası Nabuo, oğlunu ve üçtekerlisini evin bahçesine gömmüştü. 40 yıl sonra, 1985'e gelindiğinde, her ikisini de yattığı yerden çıkarmış, oğlundan kalanları aile mezarlığına defnetmiş, üçtekerliyi de Hiroşima Barış Müzesi'ne bağışlamıştı.
Eğer o lanet bomba o güzelim şehre atılmasaydı, Sadako 79, Shinichi 80 yaşında olacaktı.
Fakat ne yazık ki, Nâzım'ın dediği gibi: Büyümez ölü çocuklar.
Aydan Çelik kimdir? Aydan Çelik 1966 yılında Gürün’de doğdu. İstanbul Ünivesitesi’nde İşletme ve İktisat Tarihi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Heykel okudu. Çizgi film stüdyolarında, reklam ajanslarında, gazetelerde, dergilerde, yayınevlerinde çalıştı. Erken yaşta bağlandığı bisiklet sporu vesilesiyle Eurosport Türkiye’de konuk yorumcu oldu. Açık Radyo’da Esra Ertan’la birlikte Şeytan Arabası adında bisiklet programı yaptı. 2006’da Tarih Vakfı Yurt Yayınları’ndan Mişli Geçmiş Zaman adını taşıyan karikatür albümü yayımlandı. Devam eden yıllarda Bi Tur Versene, İstanbul Bisiklet Rehberi ve Bisiklet Manifestosu adında bisiklet temalı üç kitabı okurla buluştu. 2013’te Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 50. yaşı için “Pardus” adında bir maskot tasarladı. Toplumsal Tarih, Cyclist Türkiye, Socrates dergileri yayın kurulu üyesi. Halen çiziyor, yazıyor, bisiklet üstünde çocukluğunu arıyor. |