D_Masthead_970x250

Bakan Muş düğmeye bastı, Rekabet Kurumu'ndan Trendyol'a transfer ayıbı ortadan kaldırılıyor

Rekabet Kurumu'nun görevi işleyen, kurallı piyasa mekanizmasını gözetmektir uluslararası tekelci firmaların aparatı olmak değil

Bugün Meclis'e sunulan torba yasada öngörülen bir düzenleme ile Rekabet Kurumu'nun uluslararası dev şirketlerin çiftliği haline gelmesine son veriliyor. Artık uluslararası dev şirketler, Rekabet Kurumu çalışanları aracılığıyla yerli ve milli şirketleri ezemeyecek, kontrol altına alamayacak, yok edemeyecek.

Meclis'e sunulan bu düzenleme ile ilgili olarak öncelikle Ticaret Bakanı sayın Mehmet Muş’u tebrik ediyorum. Hızlıca, kararlı bir şekilde bu duruma bir son verme iradesi gösteren Sayın Muş, bunun sinyalini vermişti. Bu konudaki görüşmemizi de bir önceki yazımda kısaca aktarmıştım. Bu ülkenin yerli ve milli firmalarını, Ali Baba'nın çiftliği Trendyol'a ezdirmeyerek, devletin kendilerinin yanında olduğunun hissettirilmesi olumlu bir gelişmedir. 

Peki getirilmekte olan düzenleme nedir?

Rekabet Kurumu'nda, görevden ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde soruşturmada raportör olarak görevlendirilen meslek personeli ile bu süre içinde soruşturmayı yürüten personelin gözetiminden sorumlu daire başkanı ve ilgili başkan yardımcısı, kurumdan ayrılmalarından itibaren iki yıl süreyle, ilgili soruşturmaların konusu olan sektörlerde faaliyet gösteren tüzel kişilerde görev alamayacak.

Yani Rekabet Kurumu uzmanları incelediği sektöre istedikleri an, üstelik sektördeki firmaların bilgilerini de yanına alarak transfer olamayacak. Devletin onlara görev gereği verdiği imtiyazı bir firmanın lehine, diğer sektör firmalarının aleyhine kullanamayacak. Kamu gücünü dolaylı olarak uluslararası dev tekel firmaların emrine sunamayacak.  

Peki neden ihtiyaç duyuldu bu düzenlemeye?

Yazılarımı takip edenler hatırlayacaktır, Rekabet Kurumu'nda incelemeye tabi tutulan TRENDYOL'u soruşturan ekibin başındaki Denetim Daire Başkanı Hatice Yavuz’un aniden TRENDYOL'a rakiplerinin her türlü ticari sırları ile birlikte transfer edilmesini gündeme taşımış, bunun hem etik olmadığını, hem de hukuken sakıncalı olduğunu gündeme getirmiştim.

Rekabet Kurumu elektronik ticarette faaliyet gösteren kimi firmalar hakkında soruşturma kararı vermiş ve e-ticaret alanında rekabet ihlalleri iddiası soruşturulmuştu. Soruşturma kararı verilen firmalar arasında, piyasaya neredeyse tek başına hakim durumda olan Çin’li Ali Baba'nın Türkiye’deki yavrusu TRENDYOL da vardı haliyle.Bu şirketin, küresel büyük sermayenin verdiği güçle, yerli ve milli rakiplerini piyasa dışına itmek için rekabeti ihlal ettiği uzun süredir piyasada yüksek sesle dile getiriliyordu. İnceleme süreci devam ederken TRENDYOL, Rekabet Kurumu'nun denetimden sorumlu 1. Daire Başkanı Hatice Yavuz’u transfer etmişti. Yani bu hanımefendi, başında bulunduğu dairenin soruşturduğu firmaya karar arifesinde aniden transfer olmuştu.

Çinli ALİ BABA’nın yavrusu TRENDYOL’a transfer olan denetimden sorumlu HATİCE YAVUZ’un elinde, sektörde yer alan yerli ve milli firmaların tüm bilgileri varken, bu transfer TRENDYOL hakkındaki denetimin Rekabet Kanunu'na uygun olarak tam yapılıp yapılmadığı konusunda şüphe yarattığı gibi, rakip firmalarda da "benim bilgilerim acaba bana karşı kullanılacak mı" endişesini de doğal olarak oluşturdu. Daha önce de dile getirdiğim gibi, bu transfer hukuka uygun olmadığı gibi kanuni de değildi, etik de değildi. Üzücü olan bir diğer husus da, bu transferde Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle’nin bilgisi ve onayı olması idi.

Bu konudaki bilgilendirmelerim ve çağrım üzerine kısa süre içinde harekete geçilerek Rekabet Kurumu'nun güçlü tekel firmaların arka bahçesi olmasının önüne set çekilmesi en çok da bu ülkenin yerli ve milli firmalarını sevindirecektir. Hazine Maliye Bakanı Lütfi Elvan ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş’a ülke ekonomisi adına teşekkürlerimi sunuyorum.

Detayları ile kamuoyuyla paylaştığım tüm bu süreçte Rekabet Kurumu'nun sessizliği ve vurdumduymazlığı ise ciddi şekilde üzüntü vericidir. Ülkemizin önemli ve güzide kurumunun içine düştüğü bu hal kabul edilemez olduğu gibi, vicdanları da yaralamaktadır. Umarım bu düzenleme bir milat olur ve Rekabet Kurumu asli görevlerini yapmaya başlar. Tekrar belirtmeliyim ki, Rekabet Kurumu'nun görevi işleyen, kurallı piyasa mekanizmasını gözetmektir uluslararası tekelci firmaların aparatı olmak değil.

Bu düzenleme ile yanlıştan dönülmesi ne kadar önemli ise hukuk ve etik dışı bu transferde de yapanın yanına kâr kalmaması o kadar önemlidir. Umarım Rekabet Kurumu bu konuda gerekli adımları bari ortaya konulan bu siyasi irade sonrası atar. Kurumun kendi eliyle tahrip ettiği itibarı onarmak hükûmete ve Meclis'e kaldı maalesef. Meclis'e sunulan bu kanuni düzenlemenin bir milat olacağını umuyor, başta Rekabet Kurumu olmak üzere tüm kurumların bu konuda artık hukuka ve etik anlayışa uygun davranacağını ümit ediyorum.

Prof. Dr. Aydın Ayaydın - Rekabet Kurumu Kurucu Başkanı

İlgili İçerikler

Köşe Yazısı

Rusya