Bugünlerde, bu Tırmık'ı zaten yazacaktım. Ama dün MHP grubunda Başbuğ Devlet Bahçeli'nin konuşmasını dinleyince, ardından "Bazı cümleleri yanlış mı duydum acaba" kaygısıyla bir de okuyunca bu Tırmık'ın bugün yazılması kaçınılmaz oldu…
T24, Bahçeli'nin grup konuşmasını hemen hemen tam metin yayımladı. Dikkatle okuyunca fark ediliyor. Bahçeli övünmenin ölçüsünü kaçırmış, partisinin gücünün ne kadar büyük olduğunu Meclis grubunda onu dinleyen milletvekillerine ve bizlere anlatmak için nara üstüne nara patlatıyor, "mübalağa sanatı"na katkı üstüne katkı yapıyor. Kendisine ve partisine muhalif olan her kesime, gruba ve kişiye moda deyişle "ayar" veriyor. O konuşmayı buraya bırakayım, meraklıysanız okuyun. (Uyarmadı demeyin. Tam 11 ekran sayfası)
Muhaliflerine ve muhaliflere veryansın ediyor. Her zamankinden farklı. Taşkın bir öfke ya da taşkın öfke edası verilmiş bir üslupla.
Buna karşılık Cumhur İttifakı'na aynı taşkın üslupla övgüler düzüyor. AKP Reisi'ne ise alışılmadık ölçüde saygılı, yer yer minnettarlık içeren cümlelerle sesleniyor.
Bu telaşın, bu neredeyse panik sınırına dayanmış konuşmanın bir sebebi olsa gerek.
Cumhur İttifakı üstüne sıkça ve çokça kullanılan çözümlemeler (analizler) var.
Deniyor ki AKP ve Reisi tek başına iktidar oldukları, hatta Meclis'te Anayasayı tek başına değiştirecek bir güce sahip oldukları günlerin geride kaldığını görüyorlar. O yüzden MHP'nin Meclis'teki 49 kişilik oy desteğine şiddetle ihtiyaçları var. AKP'nin kuruluş dönemlerinde ağır basan "ümmetçi" çizgiden uzaklaşıp "milliyetçi" çizgiye demir atmaları bu yakıcı ihtiyaçtan. MHP adeta Erdoğan'ı ve partisini esir aldı. Ne isterse yaptırıyor…
Bu değerlendirmeler yanlış değil. Ama kanımca tek yanlı.
Evet, AKP kesinlikle MHP'ye muhtaç.
Peki bunun tersi de geçerli değil mi?
Unutmayalım ki MHP'nin alanda siyaset yapmayı iyi bilen deneyimli kadroları İyi Parti çatısı altında buluştu ve Meclis'te 37 milletvekillik bir ağırlık da kazanmayı başardı.
Kamuoyu anketleri İyi Parti'nin baraj altında kalma tehlikesinden hemen hiç söz etmiyorlar ama MHP'nin durumu baraj çıtasının kâh altında, kâh üstünde. Hatta çoğu ankette MHP baraj altında.
Bahçeli'nin İyi Parti'ye kaptırmadığı üyelerini, seçmenlerini elinde tutabilmesi kolay değil. 70'li yıllardaki Milliyetçi Cephe hükümetlerindeki günlerin tadı o tabanın hâlâ damağında. Sağlık, Gümrük, Tekel gibi yaygın istihdam olanakları sağlayan bakanlıklar MHP'nin özellikle genç kadrolarını bir işe yerleştirmekte çok işlevli olmuşlardı.
Genellikle düşük eğitimli, meslek hüneri ya yok, ya hayli zayıf olan bu kadrolar şimdi ancak iktidar ortağı, AKP müttefiki bir MHP'nin sağlayabileceği iş olanaklarına muhtaçlar.
Devletin güvenlik örgütleri MHP'nin genç kadroları için tek umut kapısı dense abartı olmaz.
Özel harekatçı polislerin, çok geniş işe alma fırsatı veren mahalle bekçilerin, profesyonel askerliğe adım adım geçen orduda "uzman çavuş, uzman onbaşı", hatta "uzman er" adı verilen profesyonel savaşçıların sayısı gitgide artıyor ve bu çeşmeden asıl su içenler MHP'nin genç kadroları..
Genç olmayanlar içinse AKP'nin elindeki il, ilçe ve belde belediyeleri de pek elverişli kaynaklar.
Nitekim AKP örgütlerinde bu yüzden belirgin bir rahatsızlık var. Alın size durumu pek iyi anlatan bir WhatsApp mesajı. Virgülüne dokunmadan aktarıyorum:
"Pek muhterem Engin bey, biz bunları yazamayalız. Yazdığımız taktirde ipimizi çekerler işyerimize hemen ertesi gün zabıta buyur edihp gelir…Bizim burda bekçi kadrolarıda belediyedeki imkanlarda hep Devlet Bahçeli adamlakrına işliyor. Bunları Tayyip beye ulaşmak imkanımız yok olduğu için size yazıyorum. Yazarsanız haksızlığı teşhir edrerek örnek gazetecilik yapmışolursunuz. Adımın mahfus tutulmasını hassaten rica ediyorum..."
Benim gibi bir gazeteciden bile medet umacak hale gelmiş bir AKPlinin sözleri bunlar.
Bu koşullarda Bahçeli, Tayyip Erdoğan'a kayıtsız koşulsuz övgüler düzmesin de, Cumhur İttifakı'na sımsıkı bağlanmasın da ne yapsın?
Besbelli ki AKP – MHP ittifakı zorunlu bir nikâh. Her biri ötekine muhtaç. Ele geçirdikleri devletin dizginlerini ancak birbirlerine koltuk değneği olarak elde tutabileceklerini iyi biliyorlar.