Ey meslektaş olmayan okur, hoşgör. Bu büyük ölçüde meslek içi bir yazı. Ama okur olduğunuza göre ucundan kıyından sizi de ilgilendirebilir. Yani siz yine de bu Tırmık’ı okuyun…
Cumartesi günü, yani her günkü gibi, kimisi kağıda basılmış, kimisi internet ekranına yayılmış gazetelerin hemen hemen tümünü elden ve gözden geçirdim.
Bu bir meslek alışkanlığı, hatta zorunluğu. Kim, hangi haberi nasıl kullanmış; aynı haberi kullandıysak hangimiz daha iyi işlemiş; kim atlamış, kim atlatmış; makale, fıkra, sohbet gibi terimleri çöp sepetine atıp epeydir kestirmeden “köşe yazısı” dediğimiz yazılarda kim, hangi konuda ne yazmış?
Berbat bir uğraştır. Ama bu meslekte zorunlu bir uğraştır.
Cumartesi günkü gazeteleri bitirip kahve fincanına elimi uzattığım sırada farkettim: bugün hemen herkes bir başka meslektaşa çakmış.
Eskiden nasıl denirdi artık hatırlamıyorum. Sataşma, polemik filan denirdi galiba. Ama artık dilimize, hele hele meslek diline şu “çakmak” deyimi iyiden iyiye yerleşti. Sabahları gazete yazı işleri masasında günlük geyik sohbetleri kaynatılırken pek sık kullanılıyor:
- Abi ne biçim çakmışın ama…
- Okudun mu yine ötekine çakmış…
- Yav adam çakıyor ama çok iyi çakıyor be!..
- Yav şuna bir çaksana… Baksana ne yazmış…
Ama önceki gün bu “çakma” etkinliği biraz dozunu aşmış (gibi geldi bana)…
Adeta her gazeteci bir başka gazeteciye ya da gazetecilere çakmış.
Hepsini buraya aktaramam. Ama birkaç örnek vereyim:
Fehmi Koru Star’da Cengiz Çandar’a çakıyor: “…Kaba bir niyet okuma eşliğinde kötücül yaklaşım…”
Umur Talu, HaberTürk’te Sabah Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak’a çakıyor: “…Gazetedeki gazetecilere, çalışanlara, kadınlara hakaret, tehdit ve küfürleriyle meşhur…”
Zaman’da Leyla İpekçi, kime olduğu pek belli değil ama yine meslektaşlara çakıyor: “…Savaş naraları, çatıştıran nifak tohumları, fitneciler, nefret moderatörleri...”
Salih Tuna Yeni Şafak’ta hem Yılmaz Özdil’e, hem Cengiz Çandar’a çakıyor. Özdil için “…Lime lime doğradığı kelimelerden dökülen harfleri bir temizlik işçisi kardeşimiz toplamaya memur olsa vallahi küfreder: 'La vicdansız daha akşam temizledim la buraları, yine mi?.. “, Çandar için “…Böyle böyle bir gün Perinçek'i de referans verirse hiç şaşmam. Lümpenliğin dik alası budur, haberi yok” demekte…
Ragıp Duran Birgün’de Taraf’tan başlayıp, Yeni Şafak, Star, Sabah’a şöyle bir dokunup atılım yaptığını iddia eden Türkiye gazetesine çakıyor: “Türkiye gazetesi, eski bir sahne yıldızının 70 yaşında, botoks ve estetik ameliyatla yeniden şov dünyasına dönme girişimi bence. (Alper) Görmüş, (Yıldıray) Oğur, (Melih) Altınok’lar da silikon vazifesi görüyor…”
Ahmet Kekeç Star’da -tahminimce- Cengiz Çandar üstünden pek çok meslektaşına birden çakıyor: “Megaloman olabilirsin. Ol. Ama önce adam ol…”
Geçtiğimiz günlerde Ahmet Hakan Hürriyet’te Mehmet Barlas’a çaktı. Önce Mehmet Barlas’ın eşi, ardından Barlas’ın kendisi Ahmet Hakan’a çaktılar. Ahmet Hakan karıkoca çakanlara bir daha çaktı. Ertesi gün Mehmet Barlas Ahmet Hakan’a yeniden çaktı…
Çaka çaka gidiyoruz yani…
* * *
Yav arkadaşlar, ey meslektaşlar, hangi siyasi meşrep ya da disiplinden olursanız olun derdim değil. Ama bizim meslek öteki meslektaşlara çakma mesleği değil.
Tamam, bizler meslek gereği hemen bütün gazeteleri sabahları önümüze alıp okumak, okumak ne söz, didiklemek zorundayız. Bu arada elbette köşe yazılarını da okuruz. Kimine açıktan ya da için için alkış tutarız, kimine açıktan ya da için için kızarız…
Ama bundan zavallı okurlara ne?
Okur dediğin bu ülkede bir, bilemedin iki gazete alır. Çoğu kez de kendi meşrebine, kendi dünya görüşüne uygun gazeteyi seçer. O gazetelerde çoğu kez kendi görüşlerini pekiştiren, doğrulayan; kızdıklarına hünerle çakan; sevdiklerini öven yazarları tercih eder.
Demem o ki aldığı tek gazetenin bütün köşe yazarlarını bile okumayan çok okur tanırım. Herhalde siz de tanırsınız.
Eeee, birbirimize çaktığımız yazıları köşelerimize taşıyınca okurun hali ne olacak? Çakarken birkaç cümle aktarırız. Garibim okurun merakı kabarırsa ne yapacak? Gidip o gazeteleri de mi alacak, o yazılara da mı okuyacak?
Diyeceğim, bu gidişle çaka çaka meslek sınavında çakacağız gibi geliyor bana…
Not: Bu yazıdan dolayı n’oooolur bana çakmayın e mi? Valla kötü niyetle yazmadım. Maksat mesleğe hizmet. Hepsi ondan ibaret…