Şu bayram tatilinin tadını çıkarırken canınızı sıkmak istemem elbet. Ama keyif almak için aşağıda aktaracağım “Tayyip Erdoğan incileri”ni okumanızı şiddetle tavsiye ederim. El öpmeye gittiğiniz evlerde ikram edilen çikolatalardan daha fazla keyif verecek. Bana güvenin. Bana güvenmezseniz “Mizah çikolatadan tatlıdır” diyen atalar sözüne kulak verin. (“Böyle bir atasözü yok” diye itiraz etmeyin. Tamam ben uydurdum ama bu gidişle yakında atasözlerimiz arasına girer…)
Eh bu kadar reklam yaptım, artık eliniz mahkum, okuyacaksınız.
Buyrun…
Herhalde biliyorsunuz. 29 Ekim günü ADD’nin (Atatürkçü Düşünce Derneği) Ankara’da yapmak istediği CHP destekli “Cumhuriyet bayramı yürüyüşü”nü Ankara valiliği yasakladı.
Tayyip Erdoğan da bu yasak kararını yüksek fikirleri ile taçlandırdı.
Aynen aktarıyorum:
“Valilik şu anda kendi aldığı istihbaratlarla üzerine düşen görevi yapmıştır. Çünkü bu tür bayramlarımızı, milli duygular içerisinde birlikte yaşamamız lazım. Bunu farklı saplantılar içerisine sokar da farklı gelen istihbaratlarla bu olay çok daha çirkin istikametlere taşınırsa, buna da valiliğin müsaade etmemesi en doğal, tabii hakkıdır. O gün hep birlikte gideceğiz Anıtkabir'de görevimizi yapacağız, buyursunlar hep birlikte Hipodrom'da görev yapılacak. Oralarda da bunu yapma şansları var. Bunu muhalefet partileri kendilerince yapıyorlarsa, buyursunlar belediyelerinde de aynı şeyleri yapabilirler”.
Nasıl ama?
Görüyorsunuz, boş yere “inci” deyip reklamını yapmamışım değil mi?
“Bu tür bayramları milli duygular içinde birlikte kutlamamız lazım”mış.
Niyeymiş o?
Mesela bencileyin milli duyguları gelişmemişler, gelişmişlerle birlikte bayram kutlamaya mecbur mu?
Haydi, bu benim ve benim gibilerin sorunu. Peki bir sonraki cümleye ne diyeceğiz?
Erdoğan “Bunu farklı saplantılar içerisine sokar da farklı gelen istihbaratlarla bu olay çok daha çirkin istikametlere taşınırsa, buna da valiliğin müsaade etmemesi en doğal, tabii hakkıdır” buyuruyor.
“Çirkin istikamet” dediği nedir?
Çocuğa sorsan bilir: Maksat Cumhuriyet bayramını kutlamak değil, AKP’yi ve AKP demek olan Tayyip Erdoğan’ı protesto etmek…
Eeee? N’olmuş?
ADD’nin siyasal ve ideolojik çizgisi belli. Buna katılmayabilirsiniz (Ben katılmıyorum), nefret edebilirsiniz (Ben nefret ediyorum) ama bu size anayasal bir hak olan, önceden izin alınmaksızın yapılması Anayasal güvenceye bağlanmış bir yürüyüşü yasaklama hakkını nasıl verebilir?
Valiliğin yasaklama hakkı yok ki “en doğal hakkı” olsun. Valilik olsa olsa yürüyüşün yasal sınırlar dışına taşmaması, şiddete yönelmemesi ve yürüyüş yapan yurttaşların eylemlerini güvenlik içinde tamamlamaları sağlamakla yükümlüdür. (Tayyip Erdoğan için özel not: ADD’liler de yurttaştır).
Peki “Hep birlikte Hipodrom'da görev yapılacak” cümlesine ne dersiniz?
Bayram kutlaması ne zamandan beri görev oldu? Adama “Görev gereği kutlayacaksan kutlama daha iyi” demezler mi? Derlerse cevap ne olabilir?
Gelelim son inciye: “…Bunu muhalefet partileri kendilerince yapıyorlarsa, buyursunlar belediyelerinde de aynı şeyleri yapabilirler”…
Nasıl yani?
CHP’li belediyelerde ayrı yasalar, AKP’lilerde ayrı yasalar, MHP’lilerde ayrı, BDP’lilerde ayrı yasalar mı geçerli? Birinde yasaklama hakkı(!) doğuran bir eylem bir başkasında sakıncasız eylemden mi sayılıyor?
Ankara’da yasak, İzmir’de serbest; Konya’da yasak, Edirne’de serbest, Diyarbakır’da, Şırnak’ta çok yasak öyle mi?
* * *
Yazı boyuncu soru işaretleri ile biten bir sürü cümle yazdım. Boş yere cevap vermeye çabalamayın. Siz şu tatil gününde sunduğum bayram çikolatasının tadını çıkarmaya bakın ve yazarınızın kıymetini bilin…