Partiler aday listelerini YSK’ya (Yüksek Seçim Kurulu) verdiler. Bağımsız adaylar başvurularını yaptılar. Elbette amaç tek tek tüm adayları tanımak, bilmek ve kişisel değerlendirme yapmak değil. Ama listelerin genel desenini ve bu desenin ima ettiklerine bakarak dikkatimi çekenleri not etmeye çalışayım.Seçmen açısındanSeçmenlerin yalnızca yüzde % 10’u adaylardan, kampanyalardan ve seçim sürecindeki aktivitelerden etkileniyor. Bunların ne kadarı yalnızca adaylardan etkileniyor ayrı bir tartışma. Geleneksel gündelik hayatın ve ilişkilerin hala geçerli olduğu illerdeki seçmenin yarısı buralarda yaşıyor, aday bir ölçüde hala etkili. Selam mesafesindeki ilişkilerin ve tanışlıkların ya da toplumsal itibarın geçerli olduğu bu illerde adayın ismi, kimliği, mesleği gibi bazı unsurlar siyasi tercihleri bir nebze etkiliyor. Fakat bu etki daha çok yerel seçimlerde ağırlıklı olarak çalışıyor. Büyük şehirlerde ise parti aidiyeti ve tercihi ağır basıyor.
Öte yandan da önde gelen dört partinin de bu seçime özel olan gereksinme ve hedefleri yanı sıra hayatın dayattığı yenilenme ve değişme sorunları var. O nedenle de listelerin genel görünümü, rengi ve deseni daha önemliydi. Ama öyle isimler adaydır ki, o isimler bu genel deseni ve imajı etkileyecek güçtedir. Seçmen şimdi bu listelerin genel desenine de resmi etkileyecek güçteki adaylara da bakacak.CHP eski yönetimin üst kadrolarını tasfiye etti CHP listeleri her zaman olduğu gibi yine en çok tartışılan listeler olacak. CHP Baykal ve Sav ekiplerini tasfiye etti. Partide henüz isimleri ve fikri farkları tam belirginleşmemiş dört grup vardı: Yenilikçiler, Ulusalcılar, “yeter ki yönetim bizim olsuncu Baykalcılar” ve “yalnızca siyaset tarzı değişiklikleriyle günü idare edelimciler”. Listelerin genel görünümü “yeter ki yönetim bizim olsuncuların” tasfiyesi anlamına geliyor. Yani hala üç ayrı yaklaşım partide 13 Haziran’a kadar beraber yaşamaya devam edecek.
Listelerdeki sağ adaylar, siyaseti hala eski sağ-sol ekseninden gören ve sağa da açılalım gibi ne anlama geldiği çok da anlaşılmayan yaklaşım sahibi “günü idare edelimcilerin “ağırlığını gösteriyor.
Ama listelerdeki hayatı boyunca bırakın sol olmayı, soldan nefret siyaseti içinde olmuş Mehmet Haberal, Sinan Aygün’lerin bu listede ne işleri var o belli değil. Ama Demirel’in ricacı olduğu, olabildiği yeni CHP demek ki böyle bir şey olacak.
Diyarbakır’la beraber var olan Sezgin Tanrıkulu’nu da Diyarbakır adayı yapmayıp İstanbul’a kaydırmak kendi başına CHP’nin Kürt oylarını da Kürt meselesine de hala sahiplenme niyetinin olmadığının göstergesi. CHP sağa çektiTüm bunlara bakınca CHP sağa çekmiş demek mümkün. Çünkü hatasıyla sevabıyla bunca yıl CHP içinde ve etrafında siyaset yapmaya çalışanlar yerine bu adaylar tercih edildiğine göre yönetim de bu sağa çekişi bilinçli olarak yapmış görünüyor.
Hayatı ve toplumu hala eski sağ-sol tanımı üzerinden okumak ve oy alabilmek için de sağa açılım politikası üretmek CHP’ye ne getirecek göreceğiz.Ak Parti ince mühendislik yapmışAk Parti adayları arasında tüm listeye rengini verecek kadar özel isimler görünmüyor. Siyasal İslam hareketinden de Ülkücü hareket içinden de partiye destek veren kadrolardan satırbaşı isimler yok. Başörtülü, türbanlı adaylar da yok. Ama bunların yanı sıra demokratik talepler konusunda öne çıkmış aday da yok.
Devleti değiştirmeyi hedefleyenler yerine devletle uzlaşma arayacak olanlar tercih edilmiş. Özellikle Güney Doğu ve kıyı illerinde ince hesaplamalarla en fazla milletvekili çıkarabilmek için mühendislik yapılmaya çalışılmış.
MHP listelerine bakıldığında yeni milliyetçiliği tartışmayı, geliştirmeyi, devletin demokratikleşmesini ve yeniden yapılanmasını hedefleyen kadrolar gözlenmiyor.
BDP ise Ak Parti dışında Kürt seçmenden oy alma potansiyeli olan tüm Kürt siyasi aktörlerini kapsamaya çalışan bir bağımsız adaylar listesi hedeflemiş görünüyor. 2007 Deneyimini de kullanarak daha iyi organize olabilinirse otuzun üstünde milletvekili hedeflendiği görülüyor. Seçmen hala tutkusuzAday listeleri şimdilik yeni Anayasayı, devleti demokratikleştirmeyi kendine esas almış bir parti ve listesini göstermiyor. En azından bu sabaha kadar tutkusu ve heyecanı düşük seçmenleri ateşleyecek değil de “dur bakalım bir anlayalım” dedirtecek listeler var karşımızda.
Aday listeleriyle beraber seçim beyannamelerini de önümüze koyduğumuz da tablo partiler ve hedefleri açısından daha net anlaşılacak.