"Alo… Berna! Alev'in beş yıl önce aldığı Dogecoin şu anda 17 bin dolar olmuş! Tekrar söylüyorum; 17 BİN DOLAR!"
Telefonun ucunda mahalle arkadaşım var. Ofis arkadaşı Alev, Elon Musk'ın Twitter'da yaptığı açıklamalar sonrasında uçan Dogecoin grafiğini görünce, beş yıl önce aldığı 1000 TL'lik krtipto paraları hatırlamış. Hesabına baktığında ise 17 bin dolar görmüş. Hiç fena değil.
Bir Türk olarak ilk tepkim; "Yuh!" oldu. Alev'in 17 bin dolarında gözüm yok tabii, güle güle harcasın o ayrı. Ama yine bir Türk olarak kısa yoldan para kazanma dürtüsü hemen ele geçirdi beni. Son zamanlarda Bitcoin ile ilgilenmeye başlayan bir kadın arkadaşım geldi aklıma. Ballandıra ballandıra anlatıyordu sofralarda nasıl ve ne kadar para kazandığını. Ne güzel iş ya, ben de dalmalıyım hemen şu kripto dünyasına.
"Şeyda, senin şu Bitcoin aldığın uygulamanın adı neydi?" Attığım mesajın yanıtını beklemeden aklımda kaldığı kadarıyla hemen Paribu uygulamasını indirdim. İşin ucunda 17 bin dolar var sonuçta, bekleyemem. Peki kaç liralık Bitcoin almam gerekiyordu? Hiç bilmediğim bir dünyaya giriyorum sonuçta; 1000 fazla olur sanki, 300 de çok az… Temkinli davranarak 700 TL'de karar kıldım sonunda.
Bitcoin o sırada kaç para, iniyor mu çıkıyor mı hiç umursamadan aldım hemen kripto paracıklarımı. Ben kripto dünyasına adım attığı anda da Şeyda'dan yanıt geldi; "Paribu ama şimdiki fiyattan alma. Ben sana söylerim zamanını" dedi. Atı alan çoktan Üsküdar'ı geçti canım, bekleyemem. 17 bin dolar var işin ucunda.
Kripto paralar hakkındaki bilgilere ulaşmak için Hz. Google'ın bana verdiği yetkiye dayanarak, sekmeler arasında dolanmaya başladım. Ta ki şu haberi görene kadar: "Türkiyeli kripto para sanatçısı Murat Pak, eserleriyle 1 milyon dolar kazandı"Haberin ilgimi çekmesi algıda seçicilik de olabilir hemşericilikte seçicilik de, bilemiyorum… Kripto ve koin kelimeleri yeterince karmaşık değilmiş gibi, şimdi bir de 'crypto artist' kavramı çıktı piyasaya.
Bir süre de bu kavramın içinde kaybolduktan sonra, işin doğrusunu anlamanın en iyi yolunun crypto artist Murat Pak'a, daha doğrusu Pak'a ulaşmak olduğunu düşündüm. Pak diyorum, zira kendisi ile ilk iletişime geçtiğimizde epey gizemli sayılabilecek şöyle bir yanıt aldım:
"Kibar davetiniz için teşekkür ederim. Ancak bazı düzeltmelerde bulunmak istiyorum.
"Murat Pak' ve 'Pak' arasında bazı farklar bulunmakta. Her ikisi de farklı yapılardır. Dolayısıyla Pak ile görüşmek istediğinizi düşünüyorum.
'Murat Pak' uzun zaman önce kullanılan ancak artık kullanılmayan bir takma isimdir. Türk medyasında her nedense bu isimle yayımlanan haberler var ancak crypto artist olan Murat Pak değil, Pak'tır. Kısacası bu haberler aynı kişiden bahsetmiyor ve büyük bir yanılgı içerisindeler.
Sonuç olarak cinsiyetten, konumdan, yaştan, tüm fiziksel özelliklerden uzak bir kişi ile görüşme gerçekleştireceksiniz. Zira bu detaylar ne Murat Pak ne de Pak isimleri üzerinden asla paylaşılmadılar. Yazılanların pek çoğu ise varsayımdan öteye gitmiyorlar ne yazık ki."
Gelen bu yanıttan sonra Paribu şifremi bir kenara yazarak (şifre kaybolursa işiniz iş, aman kaybetmeyin), Bitcoin hesabımı nadasa bıraktım ve cyrpto artist dünyasını anlamak için Pak ile görüşmeye başladım.
Not: Pak ile yaptığım konuşmayı okurken NFT yani Non-fungible token'larla ilgili kafası karışanlar olursa (ben de dahil olmak üzere), sohbetin sonunda T24 ekonomi yazarı Barış Soydan'dan aldığım temel bilgilere göz atabilir..
- 'Kripto para sanatçısı, eserleriyle 1 milyon dolar kazandı' gibi başlıklarla yayımlanan haberlerde Murat Pak isminin geçtiğini görüyorum. Ama siz konuşmamızda esas 'crypto artist'in Murat Pak değil, Pak olduğunu söylüyorsunuz. Murat Pak ve Pak kimdir?
'Murat Pak' ve 'Pak' arasındaki en temel fark; var oldukları dönem olmalı. Bu takma isimdeki 'Murat' adını uzun zaman önce kullanmayı bıraktım, ancak haberler sanıyorum eski kaynaklardan topladıkları veriler ile yazılmışlar. Pak, internette var oldu ve internette yaşıyor.
- Neden gizli kalmak istiyorsunuz?
Gizli kalmak istemiyorum, zira bu bir maske değil. Bir maske olsaydı bu sorunun farklı bir cevabı olurdu ancak şu şekilde düşünmeli: Pak olmasaydı(m) var olur muydum?
- Bu kadar büyük bir başarıyı gizli tutmak zor olmuyor mu? Ben olsam sokakta yürürken yanımdan geçen herkese bunu ilan etmek isterdim galiba.
İnsanların 'ünlü' kavramına yapıştırdıkları özelliklerden biri sanıyorum yüzü bilinir olmak. Ancak, tüm ünlülerin yüzlerini biliyor muyuz? Pak çok uzun zamandır var ama ne yazık ki Türkiye'de her zaman olduğu gibi konu 'para' olduğunda haber değeri taşımaya başlayan bu isim, pek çok global döneme ve işe imza atmıştır. Kısacası hayır, zor olmuyor. Bu soru 20 yıl önce sorulmuş olsaydı belki cevabı biraz daha farklı olurdu.
- 'Kripto para sanatçısı' kime denir, nedir?
Öncelikle 'kripto para sanatçısı' tercümesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. İngilizcesi olan 'crypto artist' terimi de benim gözümde doğru bir terim değil. 'Kripto sanatçısı' olarak çevrilmesi daha doğru olurdu. Ben 'crypto creator' yani 'kripto üreticisi' olarak adlandırmayı tercih ediyorum.
Kripto üreticisi, blockchain teknolojisi kullanarak NFT (Non-Fungible Token) medyumunda üretim yapan kişidir. Kripto üreticisi, NFT olarak tanımlanan, 'birbirinin dengi olmayan' kripto para birimleri üreterek değer yaratır.
- Neden 'üretici' tanımını tercih ediyorsunuz?
Bunun en temel sebebi 'sanat' kavramının sorduğu soruların üzerinden atlamaktır. Zira "Ben sanatçıyım" dediğimiz anda yaptığımız şeyin ne derece sanat olduğunu, bunun kime göre, ne zaman sanatlaştığını ya da geçerli olup olmadığını tartışmak gerekiyor.
'Sanat'ın bilirkişisinin öznel yaklaşımları sebebiyle tanım bulanıklaşıyor ve değeri kişiye göre tanımlanabilir sanılan bir şeye dönüşüyor. Çok yazık.
Ancak 'üretici' olduğunuzu söylediğinizde çıktının ne olduğu sorgulanmıyor ve sonuçların etkileri üzerine odaklanılıyor. Dolayısıyla hayır, ben bir kripto sanatçısı değilim. Yaptığım şeyin sanat koleksiyoncuları tarafından toplanması onu sanat yapar mı? Yaptığım şeyin başkalarınca sanat olarak nitelendirilmesi onu sanat yapar mı?
İnsanlar kolayca kopyalanabilecek bir Jpeg ya da GIF'i neden satın almak istiyor? Evlerinin duvarına asamıyorlar sonuçta bu eserleri (yanılmıyorsam).
NFT koleksiyoncuları bir Jpeg, png, mp4 ya da GIF gibi medya dosyaları satın almıyorlar, zira bir Jpeg alsalar hiçbir değeri olmazdı. Burada insanların satın aldığı ve biriktirdiği, cüzdanlarına soktuğu şey bir token*'dır.
Değerli olmasının sebebi her kripto para birimi gibi gelecek vadetmesidir.
Konuya şöyle yaklaşmak "Neden yatırım yapıyorlar?" sorusunu netleştirecektir:
Her bir NFT, bir token'dır. Bir $BTC ya da $ETH token'ı gibi. Ancak her birim NFT'nin değeri bir diğerinden farklıdır. Tüm $BTC'ler aynı değerdedir, sizin cüzdanınızdaki 3 $BTC ile bendeki 3 $BTC'in değer açısından bir farkı yoktur, ancak sizin cüzdanınızdaki 3 $PAK ile bir başkasındaki 3 $PAK bambaşka değerdedir.
Nasıl her Picasso tablosu aynı değere sahip değil, ve bu değer tablonun içeriğine ya da var oluşuna atfedilen değerler toplamında bağlı ise, her NFT'de kendi var oluşlarına atfedilen değer ile orantılı olarak bu pazarda yer alırlar.
- Yani?
Özetlemek gerekirse, NFT yatırımcıların büyük çoğunluğu sanat sevdikleri için değil, üreticinin değerli olduklarına inandıkları için o kişi tarafından üretilen token'ları satın alırlar.
Benim işlerimden yola çıkacak olursak, başlangıçta birkaç ETH'ye alınan işlerimin şu anki piyasa değerleri yüzlerce ETH'ye ulaşmış durumda. Bu da yatırımcısı/koleksiyoncusunu çok avantajlı bir duruma getiriyor.
- Bunu neden fiziki galerilerle yapmıyorsunuz?
Farklı medyumların ürünleri. Nasıl ki bir kitabı sinemada deneyimlemek istediğimizde başkalaştırmak gerekiyor ise, bir 'crypto art' çıktısını fiziksel bir galeride deneyimlemek için indirgemek gerekiyor.
Kripto sanatının şu anda sergilenebilir kısmı resimler ve "Kopyala yapıştır yapabildiğim bir resime neden para vermeliyim?" sorusunun kaynağı budur ancak yalnızca bu medyumda var olabilen ve pikseller ile temsil edilemeyen işler vardır, bunların büyük çoğunluğunu üretmiş ve 'cryptonative' üretimi savunan bir üretici olarak, galerilerde gösterimlerinin işleri indirgemedikçe ve yok etmedikçe mümkün olmadığını düşünüyorum.
- Sizin ürettiğiniz işleri nasıl adlandırabiliriz?
Ben insanların baştan sona tecrübe edemeyecekleri ancak konseptini idrak edebilecekleri işler üretmeyi seven bir üreticiyim. Örnek vermek gerekirse çalışmalarımdan biri, 'C', 100 yıllık bir zaman dilimini video formatında bir token'a hapsetmiş bir çalışmadır. Bu işi bir galeride bir yağlı boya tablosu gibi duvara asamaz, bir bakışta tüketemezsiniz. Ancak tüketemeyeceğinizi anlayabilir, ölümlü bir insan olmanın hissettirebileceklerini deneyimleyebilir ve bu çalışmanın sizden çok daha uzun bir süre orada olacağını kabul edebilirsiniz.
- cryptoart.io sitesinde ürettiklerinizle bu kadar büyük bir başarı elde edeceğinizi düşünüyor muydunuz?
Başarının parasal boyutunun ne olacağını bilmiyordum, para hiçbir zaman benim için bir motivasyon olmamıştır. Ancak adı en bilinir kripto üreticilerden birisi olacağımı biliyordum, zira giriş yapmamdaki en temel sebep buydu. Eğer bütün bu yeni üretim dalgası geleceğin tarih sayfalarında yer alacak ise, elbette orada olmalıyım.
- Twitter'da takipçileri arasında Elon Musk'ın da olduğu ve arkasında sizin olduğunuz 'Archillect' hesabı tam olarak nedir?
Archillect bir yapay zekâdır. Takipçilerinin beğenilerine göre neyin popüler olacağını öngörerek onları etkileyebilecek paylaşımlar yapan bir "bot' hesaptır. Şu anki bakış açımla ise; 'yapay bir küratör'dür.
- Nasıl ortaya çıktı?
Nasıl ortaya çıktığı ne yazık ki bu röportajı aşıyor, belki bir sonrakine…
- Elon Musk'ın takip ettiğini gördüğünüzde şaşırdınız mı?
Şaşırmadım! Elon Musk geç bile kaldı. Meşgul olmalı! Twitter'ın 'Top 1000' ünlüsünden (Twitter kurucusu @Jack dahil olmak üzere) çok büyük bir oranı Archillect'i takip etmekte.
- Musk sizinle tanışmak istese fiziki bir görüşme yapar mısınız? Yoksa yine yaş, kimlik ve cinsiyetten uzak bir görüşme mi olur?
Archillect pek çoğu ile özel mesajlar üzerinden iletişim kurdu, onlardan çok ilginç cevaplar aldı. Bu şekilde olmaya devam edecek. Kim bilir, belki Mars'a giden ilk küratör olur. Yapay bir topluma adanan yapay bir küratör…
Barış Soydan ile NFT 101- NFT yani Non-fungible token nedir ve Bitcoin arasındaki fark nedir? NFT'ler eşi olmayan, tekil token'lardır. Benzersiz oldukları için bir tür sanat eseri olarak görülüyor ve başka sanat eserleri gibi koleksiyonu yapılabiliyor. Bu token'laın bağımsız bir blokzinciri yok, başka blokzincirleri üzerinde var oluyorlar. Bitcoin veye diğer coin'ler gibi "madencilik' yoluyla üretilemiyor. Arzı sabit. Ancak başkasından satın alınabiliyor. Benzersiz olmalarının da etkisiyle son yıllarda NFT ürünlerinin piyasası oluştu. - NFT'lerin kullanım alanları neler? Koleksiyon ve yatırım amaçlı olarak kullanılıyorlar. Bir sanat eseri olarak koleksiyon amaçlı satın alınmaları yaygınlaşıyor. Müzayede evi Christies geçenlerde bir NFT sanat eserinin müzayedesini yaptı. Bu NFT'lerin dijital bir yenilikten çıkıp sanat alanına girdiğinin onaylanması olarak yorumlanabilir. - En popüler NFT para birimleri hangileri? CryptoPunks son dönemin en popüler NFT'lerinden biri. CryptoPunks'ta en ucuz "punk" 36 bin dolar… CryptoKitties de çok popüler. - Bir yatırım amacı olarak kullanılabiliyor mu? Yoksa sadece oyun ve sanat sektöründe mi kullanılabiliyor? NFT'yi yatırım aracı olarak gören ve yatırım yapanların sayısında büyük artış var. İnsanlar resim alır gibi on binlerce, yüz binlerce dolar vererek NFT alıyor. Amerika'da NBA takımı Dallas Mavericks'in sahibi Mark Cuban gibi milyarderlerin son dönemde NFT'lere yatırım yaptığı biliniyor ve geçen yıl 250 milyon dolarlık NFT işlemi yapıldığı tahmin ediliyor. Ama haftalık işlem hacmi şu anda çok küçük, 8.2 milyon dolar. Kıyaslama için, Bitcoin'in haftalık işlem hacmi geçen Ocak'ta 500 milyar doları geçti. |
Token* Var olan bir blokzincirde yani çevrim içi hesap defterinde bulunan birim değeri