Ayça Ayşin Turan, bol reytingli ‘Karagül’ dizisinde canlandırdığı Ada karakteriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Genç oyuncu ile diziyi, karakterini ve gelecek planlarını konuştuk.
Ayça Ayşin Turan’ı ekranda görünce saf ve duru güzelliği dikkat inizi çekiyor. Hatta dünyanın en güzel kadınlarından biri olan top model Miranda Kerr’e benziyor. Henüz ikinci dizisinde rol alan genç oyuncuyu bundan sonra da başarılı projelerde göreceğimize eminim...
Ada çok asi, isyankar bir karakter. Ada’yı canlandırmak nasıl?
Ada’yla bütünleştim diyebilirim artık. Beni çok heyecanlandıran bir karakter. Birçok rengi var. Ona hayat verdikçe ben de kendimi geliştiriyorum, yeni şeyler keşfediyorum. Ada, asi ve cesaretli bir
kız. İzleyicinin bu karakteri bu kadar benimseyeceğini tahmin edemezdim. Her şeyde korkusuz tavırları, Kendal’a kafa tutuşları, erkek egemen bir toplumda onları baskı altında tutanlara karşı gelişleri etkili, çünkü birçok kadının söyleyemediği bastırdığı duyguları Ada onlar için dile getiriyor.
Gaziantep’te olmak nasıl? Set nasıl gidiyor, memnun musunuz?
Güneydoğu’nun güzellikleri içinde çalışıyoruz. İnanılmaz keyifli ve huzurlu bir setimiz var. Bundaki en önemli etken yönetmenimiz Murat Saraçoğlu. Çalışmaktan keyif aldığım bir işin içerisindeyim.
‘Karagül’ usta oyuncuların olduğu bir set. Onlardan neler öğreniyorsunuz?
‘Karagül’ seti usta oyuncular geçidi gibi... Şerif Sezer, Ece Uslu, Mesut Akusta, Hülya Duyar, Yavuz Bingöl, Özcan Deniz gibi isimlerle çalışmak büyük bir şans. Onlardan her gün yeni şeyler öğreniyorum. Sadece oyunculuk adına değil, set adabı gibi bir oyuncunun bilmesi gereken ne varsa hepsini onlardan öğreniyorum. ‘Karagül’ benim hem işim hem okulum.
‘Karagül’ ikinci diziniz ve çok başarılı oldu. Sizce neden?
Başta yapımcımız Şükrü Avşar olmak üzere 50’nci bölüme gelmemize rağmen herkes işini ilk günkü tutkuyla ve inançla yapıyor. Bence ‘Karagül’ün başarısının en büyük sebebidir bu. Böyle güzel ve başarılı bir proje içerisinde yer almak büyük bir şans benim için.
Oyunculuğa başlamanız nasıl oldu, nasıl karar vermiştiniz?
Görsel sanatlara karşı hep bir ilgim vardı. Bunun için İstanbul Üniversitesi Sinema TV Bölümü’nde yönetmenlik okuyorum. Şans eseri oyunculukla tanıştım. Oyunculuktan büyük keyif alıyorum ve beni beslediğine inanıyorum. Yönetmenimiz Murat Saraçoğlu, ikinci yönetmenimiz Günay Günaydın ve görüntü yönetmenimiz Ercan Özkan’dan hem oyunculuğa hem yönetmenliğe dair çok şey öğreniyorum.
Güzelliğin ekranda bir oyuncu için avantaj olduğunu düşünüyor musunuz?
Tabii ki! Ama benim için ilk önce bir karakteri samimi oynayabilmek, inandırabilmek önemli. Bunları da kamera karşısında yansıtabilmek için çok çalışmak, iyi insan olmak, önyargısız olmak ve bu işi de çok sevmek gerekli.
Sinema ya da tiyatro ile ilgili idealleriniz var mı? Bundan sonra neler yapmak istersiniz?
Sinema denildiği zaman çok heyecanlanıyorum. Türkiye’de çok iyi yönetmenlerin olduğuna inanıyorum. Murat Saraçoğlu, Çağan Irmak, Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Reha Erdem, Uğur Yücel, Onur Ünlü, Tolga Karaçelik gibi isimlerle çalışmak istiyorum. Fark ettiğiniz gibi ideallerim
çok, hem kamera arkası hem kamera önü için.
(Hafta Sonu dergisi)