Rakel Dink’in “bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamak” sözü vicdanımın el feneri olarak hala kulaklarımdadır.
Siyasi cinayetlerin, karanlığı, derinliği, karmaşıklığı Ogün Samast karakterinde bir kez daha somutlaşırken, “fırsatçı/girişimci” insan tipini çok seven piyasa denilen modern tapınağın sunağında kurban edilen “evrensel değerler” ne Türkiye ile sınırlı ne de dünyanın herhangi bir yeriyle. Bir katilin adının “marka” olarak tescil edilmesi yaşanılan erozyon ve aşınmanın geldiği yeri gösteren çarpıcı bir örnek ve her yerde.
Bu kıtanın da “markalı Samast’ı” var; siyasetin bir biçiminin yer altından yürütüldüğü, mafya dünyasının Samast’ı. 19 cinayet ve 11 yaralama, insan kaçırma, tehdit, gasp gibi suçlardan yargılanan, cezaevinde uzun yıllar kalan bu kriminal bir kişilik şimdi, bestseller muamelesi gören kitaplar yazan, hayatıyla ilgili filmi çekilen, kıtayı dolaşıp konferanslar veren, reklam objesi olarak da faydalanılan bir kişi. Adı Mark Chopper Read. İnsanın insana yabancılaşmasının varabileceği aşamayı göstermesi açısından da sosyolojik tez konusu. Aşırılıklar çağının ürünü olan Mark Chopper Read karakterinin yaratılması, piyasanın ve ona göbekten bağlı medyanın, “ulus öteliğine” işaret ediyor aslında. “Bir katilden marka yaratan” medyanın bir ucu, Abdi İpekçi’nin katili Ağca ile röportaj yapabilmeyi gazetecilik olarak pazarlayan “Kozmik Oda” ya, diğer ucu ise Chopper’ın mektuplarını kitaplaştırma “cin fikirliğine” sahip, medya devi Murdoch’un gazetesi The Age’e uzanıyor.
Chopper “markası”nın yaratılmasına gelince; eski bir asker ve dindar bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen bu kriminal kişilik, yetiştirme yurdunda büyür, aşağılanır, psikolojik tedavi görür. Çocukluk dönemini kendi deyimiyle “bir canavarın ehlileştirilmesi mi yoksa bir canavarın yaratılması mı” olarak tanımlar; geleceğine referans olarak.
Bugün 53 yaşında ve siroz hastası. 70’lerde başlar uyuşturucu satıcılarını soymaya, ait olduğu çetenin rakiplerini öldürmeye, sakat bırakmaya. “Chopper”, lakabıdır, anlamı da “kıyıcı”. 20 yaşından 38’e kadar sadece 13 ayı cezaevi dışında geçirir. Güçlünün “haklı” olduğu cezaevi sisteminde, diğer mahkûmları haraca bağlar, onları para vermediği takdirde patlayıcı ile öldürmekle tehdit eder, kendi kulaklarını jiletle keser. O yıllarını “onu bunu yaralamanın, okuma ve yazmayı öğrenmenin dışında yapacak pek bir şey yoktu hapishanede” diye anlatıyor.
1986’da salıverilir ancak uzun sürmez. Yine kendi deyimiyle, “bilinir” olması 1987’de Sammy The Turk Özerkam isimli bir kişiyi öldürmesiyle başlar. Sonrasında hakkında olumsuz yazılar yazan bir gazeteciye yanıt vermesiyle açılır “meşhurluğun” yolu. The Age’de yazan bu gazeteciye gönderdiği ilk kısa notun tehdit içeriklidir. Yıl 1990 o zaman. 8 ay boyunca sürekli olarak toplam 300 mektup yazar söz konusu gazeteciye. Adı Mr. Silvester olan gazeteci başka bir gazeteci arkadaşı Andrew Rule ile birlikte Chopper’in mektuplarını edit edip kitaplaştırır. İlk olarak 5 bin olarak basılan kitap sonrasında 120 bin satar. Kriminal kişilik Chopper’a da ikinci el araba sözü verirler.
Evlenir, bir oğlan çocuğu olur cezaevinden çıktıktan sonra. İnziva hayatın yaşatılacağı ada Tasmania’ya yerleşir. “Tavuklar, koyunlar, çiftlik hayatı bana uygun değil” der ve yeniden doğduğu şehir Melbourne’e geri döner tek başına.
Medya eliyle “pazarlanabilen ürün” haline getirilen Chopper, kitaplarının yanı sıra 2005’te kıta genelinde bir gösterinin parçası olarak, eski bir dedektifle, kriminal geçmişini satar ürün olarak. Kendi adı ve resminin basıldığı tişörtler, içecek soğutucuları ise ürün çeşitlerinden bazıları. Yetmez, 2006’da “aile içi şiddet” e karşı konuşma yapacak kadar meşrudur. Bir bira reklamında adı kullanılır, 2000 bin yılında ise Eric Bana’nın canlandırdığı Chopper filmi çekilir ki anlatılan onun hikâyesidir. 12 kitabının yanı sıra, kendi sesinden cd-book’lar da raflarda yerini alır. Televizyon ve radyo programları da pazarlama stratejisinin baş aktörleridir bu süreçte.
Sıradanlaştırılan hatta eğlendiren şiddet meşru ve “kazandırıcı”. Paylaşılan artık, insani değerlerin katledilmesi anlamında; suç ve suçlunun övülmesi. Piyasanın sunağında kurban edilenlerin yasını bile tutmaya mecal bırakılmıyor. Katilden marka yaratan karanlığa bir ışık yakacak gazetecilik/gazeteciler ısrarla aranıyor.