Kürtlere "beyaz Toros" sopasını göstermenin iki anlamı vardır.
Ya gerçekten "beyaz Toros"un Kürtler için büyük bir kabus, ölüm, faili meçhul anlamına geldiğini bilmiyordur...
Ya da öylesine çaresizdir ki, girdiği ölümcül oyunda kazanma şansı kalmadığı için son hamlesini "beyaz Toros" olarak yapıyordur.
Çaresizliğin kışkırttığı öylesine çılgınlıklara tanık oluyoruz ki, bilgi eksikliğinden çok, neredeyse intihar saldırılarına dönüşen girişimler damgasını vuruyor iktidar partisinin tavrına.
Yoksa, Ankara Katliamı'nda bütün bilgiler, kanıtlar IŞİD'i gösterirken; hangi "alt akıl" eli kanlı cihatçı çeteye karşı Irak'ta, Suriye'de en büyük savaşı veren Kürt Özgürlük Hareketi'ni ve en olmadık örgütleri bu kanlı eyleme ortak koşar.
Sanki "stratejik derinliği" sıfır olan bir aktör barın arkasına geçmiş, elinde IŞİD dolu shaker’a iki ölçek PKK, bir ölçek PYD, iki tutam DHKP-C, bir tutam El Muberat, miktarı kafi FETÖ, biraz da Aydın Doğan katarak "çalkala barmen çalkala" kıvamında, kimsenin içmeyeceği kokteyller yapıyor.
Bu yaşanılan büyük bir çaresizliğin ifadesi. Çünkü beğenmedikleri 7 Haziran seçiminin sonuçlarını istedikleri kıvama getirebilmek, yeniden tek başına bir AKP iktidarı çıkarabilmek için başvurmadıkları yöntem kalmadı.
Yüzlerce kez Kandil bombalandı, kırsal alanda çatışmalar yeniden başlatıldı, canlı bombalar katliamlara girişti; Yüksekova'dan Lice'ye, Varto'dan Cizre'ye, Silopi'ye kadar çok geniş bir coğrafyada sokağa çıkma yasakları ilan edildi, kentler kuşatıldı, mahallelere, sokaklara tanklarla, toplarla saldırıldı, zırhlı araçlarla operasyonlar yapıldı, keskin nişancılar hareket eden bütün canlıları vurdu. PKK'liler, YDG-H'liler, askerler, polisler, kadınıyla çocuğuyla, genciyle yaşlısıyla siviller öldürüldü.
Olmadı, yine olmadı... Birkaç yandaş şirketin üfürmesini saymazsak, ne kendi yaptıkları anketlerde ne de muhaliflerin, bağımsız kuruluşların yaptıkları kamuoyu araştırmalarında bekledikleri sonuç çıktı. Bir türlü tek başına iktidar ışığını göremediler. Şu ana kadar anlaşılan o ki, 7 Haziran'dan 1 Kasım'a uzanan kanlı ve karanlık tünelin ucunda gördükleri ışık meğer karşı taraftan gelen trenin farlarıymış.
Sınır ötesinden, Erbil'den gelen yeni ankette, iki seçim arasında yaşanılan çatışmalı sürecin sonucu AKP lehine değiştirmediği, hatta tam tersine HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın söylediği gibi 7 Haziran'da alınan sonuçları arayacak hale geleceklerini gösteriyor.
Merkezi Erbil'de bulunan Kurd Tek Kamuoyu Araştırmaları Merkezi'nin son dört yılda yaptığı başarılı anket çalışmalarını, 1-15 Eylül tarihleri arasında 1 Kasım seçimleriyle ilgili kamuoyu araştırmasının sonuçlarını daha önce burada paylaşmıştım.
Kurd Tek 1 Kasım seçimlerine bir hafta kala son anket çalışmasını da tamamladı.
Bu kamuoyu yoklamasını Kurd Tek 17-21 Ekim tarihleri arasında, 32 kentte, 2592 denekle yüz yüze ve telefon mülakatları ile gerçekleştirmiş. Artı eksi iki puan yanılma payı olan bu anket çalışmasına göre AKP ve MHP oyları düşüyor, CHP ve HDP oyları yükseliyor.
İşte Kurd Tek'in sınır ötesinden ilettiği son ankete göre AKP'nin 7 Haziran'da aldığı 40.66 oy, 39.10'a iniyor. En çok oy artışı CHP'de görülüyor. 25.13 olan CHP oyları 1 Kasım'da 28.14'e çıkıyor.
Belirgin bir düşüş yaşayan bir diğer parti de MHP. Oyları 16.45'ten 14.36'ya düşüyor. 7 Haziran'a göre oylarını arttıran bir başka parti de HDP. 12.96'dan 14.21'e yükseliyor.
Bu anket sonuçlarına göre AKP'nin ve MHP'nin çıkartacakları milletvekili sayısında da belirgin bir düşüş var.
AKP'nin 7 Haziran'da 258 olan milletvekili sayısı 251'e, MHP'nin 80 olan milletvekili sayısı da 66'ya iniyor.
CHP 132 olan milletvekili sayısını 1 Kasım'da 149'a, HDP de 80'den 84'e çıkartıyor.
Kurd Tek Kamuoyu Araştırmaları Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Rojhan Çetinkaya, yaptıkları anket çalışmasıyla ilgili değerlendirmesini yaparken, "Saha dışından, saha içini daha iyi görebildiğimizi düşünerek yapmış olduğumuz kamuoyu araştırmaları ile Erbil'den Türkiye kamuoyuna selamlarımızı iletiyoruz" diyor.
Araştırma sırasında sahada elde ettikleri bulguları da anlatıyor Çetinkaya:
"Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde AKP'nin ciddi bir kan kaybı yaşadığı, buna karşılık Orta Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde oylarını biraz yükselttiği gözlemlenmekte. AKP seçmenlerinin çoğunluğunun, partilerinin özellikle çözüm sürecinden, savaş politikalarına dönüşünü tartıştığı ve eleştirmeye başladığı görülmekte."
Çetinkaya'ya göre dış politikada ve ekonomideki kötü gidiş CHP'ye olan ilgiyi arttırmış. Araştırmada CHP'nin MHP'den 1,5-2 puan aldığı ortaya çıkmış. Ancak, seçmenin CHP'den beklentisi yüksek ve yakındığı konular var:
"CHP'nin vizyonundaki önemli isimlerin sahaya sürülmesinde yetersiz kalındığı görüşü hakim. Çalışmamız CHP'nin Kürt sorunu konusunda daha radikal kararlarla Doğu bölgelerinde kendini hissettirmesi gerektiğini ve bunun Türkiye demokrasisi açısından önemini de ortaya çıkardı."
Kurd Tek'in yaptığı kamuoyu araştırmasının sonuçlarından biri de, MHP seçmeninin partilerine verdikleri desteği kısmen çekmiş olması. MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin parti içine dönük uygulamalarının tabanda yarattığı kaygı, ülke yönetimine dönük vizyonunun olmaması, savaş çağrıları ve zaman zaman AKP ile aynı tabloda görüntü vermesi oy düşününün ana etmenleri olarak ortaya çıkmış.
Anket çalışmasından çıkan HDP ile ilgili sonuçları da aktarıyor Çetinkaya:
"HDP'nin, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da alan hakimiyetini neredeyse tamamen kontrolüne alacağı ön görülmekte. HDP'nin açık ara önde olduğu bölgelerde oylarını koruduğu gibi kısmen artış yaptığı görülmekte. Bunun yanı sıra, Bingöl, Elazığ, Şanlıurfa, Adıyaman, Hatay, Aydın, Manisa ve İstanbul gibi seçim bölgelerinde birer vekil daha hanesine yazabileceği konumdadır. Bu durumda HDP'nin çıkaracağı vekil sayısı 84-88 arasında değişebilir. HDP'nin vekil artışı durumunda, AKP hanesine eksi vekil yazılacaktır. Ancak durum o ki, Türkiye'de 1 Kasım seçimleri sonrası koalisyon tartışmalarının tekrar yaşanacağı görülmektedir."
Kamuoyu araştırmasında deneklere bir soru daha soruluyor:
"Türkiye'nin dış politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?"
Yanıt verenlerin yüzde 24'ü "başarılı" bulmuş. Yüzde sekizinin "fikri yok". "Başarısız" bulanların oranı ise yüzde 68.
Sınır içinde, sınırötesinde yaşanan ağır yenilmişlik duygusu, iktidarı kaybetme, en azından başkalarıyla paylaşma, hatta yargılanma korkusu; bunca çatışmaya, dökülen kana, baskıya, zulme rağmen değiştirilemeyen, daha kötüye giden, gittikçe büyüyen bir gelecek endişesi düşük iktidarın davranışlarına damgasını vuruyor.
Tam da bu satırlar yazılırken İpek-Koza Grubuna hakim kararıyla el konulduğu, grubun Bugün ve Kanaltürk televizyonları ile Bugün Gazetesi'ne AKP'nin havuz medyasından kayyımlar atandığı haberleri geliyor.
Görünen o ki, çaresizliğin kışkırttığı çılgınlık iyice çığrından çıkıyor, geri dönülmez bir cinnete dönüşüyor.
.