"Bu yıl futbolcu ve hocadan çok tribün duygusuna ihtiyaç duyulan bir yıl. Gelişecek her olumsuzluğa karşı Beşiktaş'ı dipten çıkaracak şey tribünleri dolduracak insanların vereceği ilham. En ağır mağlubiyette bile ihtiyaç duyulan şey, tribün desteği olacaktır. Bunun da İnönü dışında bir yerde gerçekleşmesi zor değil, imkansız”
Beşiktaş’ın çiçeği burnunda yönetimi, zaten dertli olan başlarına durduk yerde bir dert daha açmayı başardı. Yönetimin bu sezon TT Arena’da oynama isteği Galatasaray tarafından Bakan Suat Kılıç huzurunda da kabul edilmeyince bu kez kamuoyuna ‘göçebe çadırı’ formülü sunuldu. Formül şuydu; İnönü Stadı yeniden yapılana kadar ilk yılı Arena, ikinciyi Saracoğlu, üçüncü yılı da Atatürk Olimpiyat stadında oynamak...
Oysa dün eski Galatasaray yöneticisi Işın Çelebi, İnönü için izinlerin henüz çıkmadığını, sürecin tamamlanmasının bir yılı bulacağını söylüyordu. Sahi, Beşiktaş yönetiminin önce İnönü Stadı’na dair hazırlanan planı açıklaması gerekmiyor mu? Esasen kamuya ait bir alana nasıl bir şey yapılması planlanıyor, izinler neye göre alınacak, bunu Beşiktaş taraftarlarının da İstanbullular’ın da öğrenmeye hakkı yok mu?
“Beşiktaş yönetimleri taraftarlarını tanımıyor?” iddiamı yineliyorum. Onlar bu takım nasıl bir taraftar ortalamasına sahip bilmiyorlar... Ve TT Arena’da oynama isteklerinin altında şöyle bir hesabın yattığını düşünüyorum; “Galatasaray’ın 40 bin kombine sattığını iddia ettiği yerde biz de en az 15-20 bin kombine satarız. Ayrıca bir de biletli seyirciler!.. Localardan gelecek gelir de işin kaymağı...” Yani sanırım onlar, İnönü’ye gelmekten çekindiklerini düşündükleri bol paralı bir Beşiktaş taraftarı tasavvur ediyorlar!
Ama şu basit denklemi kurmakta ise nedense zorlanıyorlar: Bu yıl futbolcu ve hocadan çok tribün duygusuna ihtiyaç duyulan bir yıl. Gelişecek her olumsuzluğa karşı Beşiktaş’ı dipten çıkaracak şey tribünleri dolduracak insanların vereceği ilham. En ağır mağlubiyette bile ihtiyaç duyulan şey, tribün desteği olacaktır. Bunun da İnönü dışında bir yerde gerçekleşmesi zor değil, imkansız. Çünkü, ‘taş yerinde ağırdır’ ve Beşiktaş taraftarı gittiği her yeri ‘başkasına ait’ görecektir.
Kaldı ki, bu ‘misafirliğe gitme’ planını, parası olduğu ve takım için harcayacağı varsayılan Beşiktaşlılar değil her zaman takıma sahip çıkma motivasyonu yüksek olan ve sürekli “Korsan ürün alıyorlar” diye şikayet edilen şimdiki ‘tribüncü taraftar’ hayata geçirecektir. Ve onların kendilerine ait bulmadıkları statlara ne tür zarar verebilecekleri, bu zararın kulübe kaça mal olacağı yapılan hesaplar arasında yoktur!
Biliyorum yine dikkate alınmayacak ama önerim şudur; planlar hazırlanıp izinler çıkana kadar Beşiktaş önümüzdeki sezonu hatta sonraki sezonu da İnönü’de oynasın. Yapılmak istenen ya da tadilata sokularak yenilenmesi planlanan İnönü Statı projesi için bir demokrasi örneği olarak, taraftarlar arasında referanduma gidilsin. Ve stat Fenerbahçe’nin yaptığı gibi parça parça inşa edilsin. Yani stat, o stada anlamını veren Beşiktaşlı taraftarların gözleri önünde yükselsin...
Fanatik