Başbakan'ın şaşırmasına şaşırdım. AKP’nin isteği üzerine anket yapan Pollmark’in yöneticisi Ertan Aydın açıklıyor; “eğitimli kesimin 'hayır' oyu kullanması ve 'sivil dikta' algısı Başbakan Erdoğan’ı şaşırttı. Neden acaba? Bu coğrafyayı, toplumu, kültürü en iyi bildiğini söyleyen Başbakan toplumun bir yarısını tanıyıp, diğer yarısını tanımıyor mu? Başbakan yüzde 42’nin iktidara dönük nefret duygusunu azaltma yönünde bir çalışma içinde olacakmış. Bu çalışma esnasında toplumun diğer yarısını da daha iyi tanıyacaktır herhalde. İyi bir gelişme. Ertan Aydın; “Başbakan gecesini gündüzüne katmış çalışıyor, inanılmaz şeyler yapıyor, takdir edilmemekten çok rahatsız oluyor, bunu hak etmediğini düşünüyor” diyor. Haklı, Başbakan gerçekten çok çalışıyor. Takdir kazanmak ve şaşırmamak için sadece bu haftaya dair öneriler: Öğrenciler parasız eğitim istediklerini pankartlara yazdılar, cezaevine atıldılar. İşkence gördüklerine dair iddialar var. Başbakan yarın kıyamet koparabilir, gençler serbest bırakılabilir.Öğrenciler türbana karşı pankart taşıdılar, polisten biber gazını yediler, üniversiteden uzaklaştırılmak istediler. Başbakan yarın YÖK Başkanı'nı görevden aldırabilir, cop atan polisleri açığa çektirebilir. Onbir bin (11 bin 176) öğretmen soruşturuluyor. Soruşturma gerekçeleri; protokole arkasını dönerek yürümek, Tunceli yerine Dersim demek, medya okur yazarlığı dersinde gazetelerdeki siyasi haberleri sınıfta okumak vb. Başbakan “Bir daha böyle gerekçelerle soruşturma açanlar görev yapamazlar” diyebilir, soruşturmaları durdurabilir. Özden Örnek günlükleri Ergenekon'la bağlantılı değilmiş. Bu durumda Başbakan “Mustafa Balbay niye hapiste” diye sorabilir, Balbay serbest bırakılabilir. Hrant Dink davasında Başbakanlık Teftiş Kurulu'yla içişleri müfettişlerinin raporları çelişkili. Başbakan bu müfettişler hakkında soruşturma açılmasını, görevden el çektirilmesini isteyebilir. RTÜK Kanal D’ye, CNNTürk’e gözünün üstünde kaşın var dercesine ceza kesti. Başbakan RTÜK’e “Hop dedik” diyebilir. Başbakan sadece bu hafta bunları halletse, birkaç aylık takdiri toplayıverir. Çok mu zor? Gecesini gündüzüne katarak çalışan Başbakan için bu işler birkaç saate bakar. Ama ama ama “Türkiye hukuk devletidir, kurumlar bağımsızdır, kanunlar vardır, kanunlara nasıl müdahale edilir” gibi gerekçelerle müdahaleler yapılmazsa o zaman sorulur tabii..Bireysel özgürlük sadece türban özgürlüğü müdür? Fikir ve ifade özgürlüğü yoksa kıyafet özgürlüğünün değeri var mıdır? Eğitimli kesim, yani düşünen kesim konuşmak, yazmak, çizmek ister. Eğitimli kesim; karalama kampanyası yapanların sürekli vurguladığı gibi içki içmenin, mini etek giymenin tasasında değil, gerçekten bireysel özgürlüğünün, baskılardan uzak düşünebilmenin, konuşabilmenin, davranabilmenin, iş yapabilmenin derdindedir. Mayolu kızlar, çarşaflı kızlar, sarıklı erkekler Bireysel özgürlük kıyafetten ibaretse, hepsi serbest olmalıdir tabii. Türbana başka bir anlam, çarşafa başka bir anlam, mayoya başka bir anlam, sarığa başka bir anlam yüklenemez.Keşke yarın mayolu, çarşaflı, sarıkli öğrenciler hep birlikte üniversiteye gitseler de bireysel özgürlükte sınır neymiş görsek. Başbakan bireysel özgürlük anlayışını türbanın ötesine taşıdığı gün eğitimli kesimin de takdirini toplayacaktır.