2023 yılı bütçe kanun teklifine ilişkin Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmeler, hayli yüksek bir tansiyonda görüşülüyor. Tartışmalar hakaretleri geçip fiziki kavgaya, milletvekilinin milletvekiline saldırarak yoğun bakım tedavisi alacak hâle getirmesine kadar vardı.
İnsan, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl bütçesinin; yoksulluğun sona erdirilmesinde daha ümitvar olmasını istiyor tabii. Ama görünen manzara aksini söylüyor. Sınıfsal tercihini servet sahiplerinden yana yapmış, pintice uyguladığı sosyal devlet ilkesini hayırhahlık ve lütuf gibi gösterip rızasını da üretmiş, şirketlere ödenen garanti tutarlarını örtmek için bürokratik kalemler oynatılmış, ödenekleri "Ali'nin külahı Veli'ye, Veli'ninki Ali'ye" şeklinde doldur boşalt yapan bir bütçe kanun teklifini konuşuyor TBMM; gönlümüzünkini değil.
En fenası, bütün bu saydıklarım arasında da değil üstelik. Bir bütçeye "dünyanın en aşağılık insanları" olan (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu) uyuşturucu baronlarının, kara para aklama tartışmasına dair gölgenin düşürmesi kadar fena az şey olabilir.
Bu da Kılıçdaroğlu'nun hafta başındaki bütçe konuşmasına, özellikle de kara para aklamayla ilgili tespit ve soruların görünür kılınmasını gerektiriyor. CHP Genel Başkanı, her türlü suç geliri anlamına gelen kara paranın aklanmasına dair önemli şeyler söyledi TBMM kürsüsünden.
Uyuşturucudan elde ettikleri geliri, "baronlar"ın sisteme sokma ihtiyacına işaret eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de bunun yapıldığını ve ülkemizin "kirli paraların çamaşırhanesi haline geldiğini" söylüyor. İrkiltici… İktidar sözcülerinin de sinirlerini bozuyor. O kısmı onları ilgilendiriyor şüphesiz.
Ama bunun nasıl mümkün olabileceğine bıkmadan kafa yormak zorunlu. Kara para aklamanın mümkün olabilmesi, her şeyden önce bu zeminin hazır olmasıyla mümkün. Önce bunun görülmesi gerekiyor. Getirilen paraların kaynağının sorulmayacağını, vergi incelemesine konu olmayacağını bilmek herhalde en çok yasadışı işler yapanı mutlu eder. Bunu görmek için de uzman filan olmak gerekmiyor.
Dolayısıyla Emniyet raporlarına konu olan milyarlık suç gelirlerinin ülke sınırlarından içeriye nasıl girebildiği konusundaki soruların "olağan şüpheli"si genellikle kanunlar oluyor. Yurtdışında tutulan altın döviz, menkul kıymetlerin belli bir sürede getirene kolaylıklar istisnalar sağlayan kanunlar yani. Söz konusu yasalarla siyasal iktidar basitçe "Getir paranı vergi incelemesi yapmayacağım" güvencesi veriyor. Varlıklarını Türkiye'deki banka veya aracı kuruma bildirip getirenler (şirketler dahil) bunlar üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabiliyor.
Konu CHP'nin 2023 bütçesine ilişkin olarak yeni tamamladığı muhalefet şerhi raporunda yer aldı. Raporda, AKP'nin 20 yıllık iktidar döneminde toplam 18 adet alacakların yeniden yapılandırılması ve/veya Varlık Barışı (Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması) Kanunu'nun yürürlüğe konulduğu saptaması var. Bu yasaların 6 adedi Varlık Barışı'na dair ilişkin hükümler içeriyor.
Kritik bir alıntı:
"Bu kanunlara bağlı olarak Türkiye'ye getirilen altın, döviz, diğer menkul kıymet varlığının tutarı ilgili idareler tarafından da bilinmemektedir. Bu konuda tarafımızca yöneltilen soru önergelerine tatminkâr cevaplar alınamamaktadır."
Uyuşturucu kullanımının 10 yaşındaki çocuklara kadar inebildiği suç düzeninde bu tespit çok önemli değil mi?
Bir iktidarın kendi çıkardığı Varlık Barışı yasalarının ardından gelen varlıkların tutarını bilmemesine imkan var mı? Biliyorsa da neden açıklamaz.
Kılıçdaroğlu, bütçe konuşmasında, mali suçların bürokrasideki takibinden sorumlu MASAK'ın devre dışı bırakıldığını söyledi ve Türkiye'nin OECD nezdinde gri listeye alınmasının nedeninin de bu olduğunu vurguladı. (Eğer MASAK devre dışı değilse belki Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati bir açıklama yapar.)
Bir ülkenin "gri liste"de oluşunun birçok anlamı ve sonucu var var olmasına da öne çıkanı şöyle özetlemek mümkün: Bir ülke gri listedeyse, bütün dünyaya o ülkenin kara parayla yeterince mücadele etmediği, daha halletmesi gereken birçok ev ödevi olduğu mesajı gidiyor. Bu da Türkiye'ye dışarıdan bakışta esaslı sorunlar üretecek bir kırık not. Uluslararası finansmana erişim güçlüklerinden den dışarıdan yatırım isteğine kadar.
Aslında Türkiye 2014 yılında benzer bir deneyimi atlattı. Gri listeye girdi ama sonra verdiği sözlerle çıkmayı başarmıştı. Türkiye gri listeye yedi sene sonra tekrar girdiyse bunun bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok önemli sebebi ve arka planı var kuşkusuz. Varlık Barışı yasalarının bu arka plandaki yerini ise belki ileride daha net göreceğiz.
Çiğdem Toker kimdir? Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında ‘küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.Kitapları- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019 Ödülleri- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)- Alanya Gazeteciler Cemiyeti -Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021) |