Göğsümün tam orta yerine oturmuş bir acı, sıkışmışlık, bunalmışlık, biraz dargınlık, bir parça küskünlük. Ne yapacağımı bilmez gibiyim, çözüm yolu bulamaz gibiyim, düpedüz karamsarlık, karanlıkta kalmışlık...
Kocaman bi’nefes almak istiyorum.
Tüm benliğime yayılan, damarlarımda akan, bütün hücrelerime dolan, bedenimin içinde ılık ılık yayılıp özgürleştiren bir nefes… Ağlamaktan alıkoyacak, çünkü gözyaşlarım birikiyor, birikiyor ve yutkunuyorum. Akacak gibi oluyorlar, sonra yok oluyorlar, ama hep bir ağlama isteği derinde, hep bir yas acısı içimde.
Nefes almak istiyorum!
Verirken tüm dünyanın yükü üzerimden kalksın, hafifleyeyim istiyorum, ardından bir nefes daha çekeyim, daha derine, daha derine, özgürlüğün sınırsızlığına doğru...
Şimdi çok uzaktaymış gibi hissettiğim neşeye, umuda, ferahlığa akan bir nefes içime dolsun. Sokaklarda barışın kol gezdiği bir dünyaya götürsün, içimde saklı kalan sevgiye dokunsun, tüm insanlığa yayılsın istiyorum.
Sadece nefes almak istiyorum.
Biliyorum ki, nefes yolunu bilir ve harekete geçmemi sağlayacak olanı bana getirir.
Biliyorum ki, sevgiyi, umudu önce kendi içimde yakalayacağım.
Biliyorum ki, nefes aldıkça varım, alamadığım her an ölüyorum.
Var olmak istiyorum, varlığım görülsün istiyorum, sevdiklerim beni anlasın, onları anlayayım, sadece şefkat vereyim, insanlar hoşgörülü olsun, insanlar birbirini sevsin, çocuklar şen şakrak koşuştursun istiyorum.
Birden tutuyorum nefesimi, ben gerçekten seviyor muyum insanları?
Bi’nefes almak istiyorum, verirken şu kasveti dağıtayım, kardeşliği, beraber yaşamayı hatırlayalım, yeniden hayatımıza alalım istiyorum.
Bi’nefes almak istiyorum, öyle bir nefes olsun ki, tüm insanlığın derdine deva olsun.
Sahi nedir derdimiz? Bu kadar kan, bu kadar zulüm neden? Hiç kimse acıyı, kederi, umutsuzluğu istemiyorken nasıl bu kadar acı, bu kadar gözyaşı var?
Bi’nefes alayım istiyorum, gözlerimi kapatıp öyle uçucu bir nefes çekeyim ki, gözlerimi açtığımda arkadaşlarım mutlu olsun, çocuklar gülsün, kuşlar cıvıldasın, mutluluk halka halka yayılsın istiyorum.
İçimde bir yer acı çekiyor, çok derinden, acıyı dağıtmak istiyorum. Gözlerim ışıl ışıl olsun, huzur saçayım istiyorum. Ambulans sesi duymadan geçsin geceler istiyorum, kötü haberleri okumadan yaşayayım istiyorum.
Sadece nefes almak ve var olmak istiyorum. Varlığımın güven içerisinde olduğunu bilmek istiyorum, attığım adımın sağlam zemine olduğunu bilmek istiyorum.
Aslında sadece insan olmak, insanca yaşamak istiyorum.
Nefes almak ve gözyaşlarını silmek istiyorum.
Niye bu kadar gözyaşı var? Niye bu kadar acı var?
Göğsüm daralıyor, her nefes aldığımda umuda biraz daha yer açmak istiyorum, içimde derin bir acı var.
Acı, çok derinde, bazen ince bir sızı, bazen bir urgan gibi boynuma geçirilmiş.
Aynı gökyüzü altında uyumla yaşamak istiyorum. Sadece, sadece, gerçekten nefes almak ve var olduğumu hissetmek istiyorum.
Nefes aldığımı bilmek, yaşadığımı bilmek istiyorum.
Nefes alma hakkımın mütemadiyen benimle olduğunu bilmek istiyorum.
Gözlerim nereye kadar acıya bakabilir, yüreğim nereye kadar acıya katlanabilir? Bilmek istemiyorum cevapları, sadece nefes almak istiyorum.
Bilirken neşenin, sevginin, özgürlüğün gerçek ve yaşanası olduğunu, nereye kadar böyle yaşanabilir?
Gerçekten umudu, neşeyi hissedebilir miyim içimdeki acıyı bırakmadan ?
Ağlamak isterken olup bitene gerçekten mutlu olduğumu söyleyebilir miyim?
Kocaman bir nefes, sadece nefes, ama öyle bir nefes ki anlatmak istediğim, güldür güldür tüm bedenime dolup, damarlarıma karışıp her bir parçamı ışığa boğan, haydi gelin çocuklar bu dünya çok güzel dedirtecek bir nefes.
Bi’nefes almak istiyorum, yarınlara umut getiren, çocuğumun güvende olacağını bileceğim bir nefes.
Bi’nefes almak istiyorum, geleceğe umutla bakmamı sağlayacak, kendimle barışacağım.
Çünkü biliyorum kendimle barıştığım zaman, barışın ne olacağını bileceğim, sonra diğerlerinin bildiğini göreceğim.
Önce ben sevmeyi hatırlayacağım, umut dolu olmanın nasıl hissettirdiğini bileceğim sonra umut edilmesini ve sevilmeyi anlayacağım.
Önce ben, her şey için, herkes için ÖNCE BEN.
Ben ne olduğumu bileceğim, bileceğim ki anlayayım, göreyim neler olduğunu. İçimdekini dışıma vuracağım, o zaman gökyüzü daha mavi, martılar daha özgür olacak.
Önce kendimi umuda, neşeye, coşkuya boğacağım ki, güzellikleri yayabileyim.
Önce kendime güvenmeyi bileceğim ki, diğerlerinden ummak yerine gerçek güvenin ne olduğunu, diğerlerinin güvenilir olmasının nasıl bir şey olduğunu bileyim.
Başkalarının olması için önce ben olmalıyım.
Ahh o içimdeki derin acı, adın ne senin?
Ahhh içimdeki öfke, neden benimlesin?
Yetersizlik duygum, sevilme ihtiyacım, güvensizliklerim, kırgınlıklarım, yaşayamadıklarım nerelerden gelmektesiniz?
Bi’nefes alıp arınıp yunsam da, sizleri arındırabilsem.
Bi’nefes alabilsem, bir nefes, derinden taa derinden, kalbime dolan, sıcacık, aşk yayan.
Bi’nefes almak istiyorum, kalbimdeki cennete ulaştıran.
Bi’nefes alalım artık, kocaman, gökyüzü kadar engin, derin bir nefes alalım ve külahlarımızı çıkaralım koyalım önümüze bu işteki payımız ne, bizi sevmekten alıkoyan ne?
Sadece nefes almak istiyorum, sadece nefes alalım, durup bir dinleyip anlayalım istiyorum, başka bir şey değil!