Gelenektir, bir yıl biterken o yılın ekonomik gelişmelerinin muhasebesi yapılır. Daha önemlisi, daha merak edileni, gelecek yıla ilişkin sayısal tahminler, öngörülerdir. Tahminler ve öngörüler için temelde genellikle ekonometrik modeller vardır.
Sözü ekonometriye getirdim. Çünkü ekonometrinin 92 yıl önce bugünlerde, 29 Aralık 1930’da, 1929 büyük buhranından hemen sonra temeli atılmıştır. Bu yazının birinci amacı, ekonometrinin, piyasa ekonomisini veri alarak, nasıl ve ne umutlarla ortaya çıktığını ve IMF gibi kuruluşlarda bugünlerde kullanılışı ile ilgili kısa bilgiler vermektir.
Yazının ikinci bir amacı ekonometrinin Türkiye’ye ne zaman girdiğini ve nasıl algılandığını aktarmaktır. Burada bir yıl önce 7 Aralık 2021’de kaybettiğimiz değerli hocamız Tuncer Bulutay’ın gözlemlerini temel alacağım. Kendisini rahmetle anıyorum. Ayrıca, birkaç yayına bakacağım. Ekonometrik modeller Türkiye’de bugünlerde kullanılıyor mu konusuna da değineceğim.
1929’da başlayan büyük buhranı açıklamak üzere zamanın iktisatçıları dinamik makro modeller oluşturmaya giriştiler. Bu bağlamda iki Avrupalı iktisatçının, Ragnar Frisch ve Jan Tinbergen’in 1930’larda yaptığı çalışmalar en önemli katkıları oluşturdu.
Bu modelleri ekonomik verilerle doğrulama çabaları, ekonometrinin oluşumunda önemli bir aşama olmuştur. O zamanki hakim düşünceye göre; ekonomik ve ekonometrik modellerle bunalımları ve çalkantıları anlamak, bunları öngörmek ve bunlara uygun politika önerileri geliştirmek mümkün olabilecektir. Böylece ekonomide istikrar da sağlanmış olacaktır.
1929 buhranı Keynesyen makroiktisadın doğuşuna da ortam hazırlamıştır, ekonometri ve Keynesyen makroiktisat birbirlerini etkilemişlerdir. Ekonometrinin oluşumuna önemli katkılar yapan, ekonometri kavramını ilk kez kullanan Frisch, makroiktisat kavramını da ilk kez kullanan iktisatçıdır. Bakınız Uygur (2006).
Frisch ayrıca ekonometri adını alacak olan konuyu hazırlayan örgütlenme için ilk girişimleri başlatmıştır. Büyük buhranın yarattığı sefaletten etkilenen 12 ABD’li ve Frisch dahil 4 Avrupalı iktisatçı, 29 Aralık 1930’da ABD’de biraraya gelip Ekonometri Derneği’ni kurdular. Kuruluş önergesini o sırada Bonn Üniversitesi’nde olan Joseph Schumpeter verdi.
Ekonometrinin bir bilim dalı olarak doğuş tarihi, derneğin kuruluş tarihi olan 29 Aralık 1930 olarak kabul edilir. Ekonometri Derneği’nin ilk başkanlığına Irving Fisher seçildi. Birinci yıl sonunda, Aralık 1931’de derneğe kabul edilen toplam üye sayısı 173’tü; dernek, Keynes de dahil olmak üzere, ünlü iktisatçıları bünyesinde toplamıştı.
Aralık 1931’de yapılan genel kurulda alınan önemli bir karara göre, ekonometri ile ilgili bilimsel çalışmaları içerecek bir dergi yayınlanacaktır. Derginin adı Econometrica olacaktır. Nitekim, Econometrica dergisinin ilk sayısı heyecanlı çabalar sonrasında Ocak 1933’te yayınlanır. Heyecanın nedeni, büyük buhran sefaletine çözüm olacak politika önerisi getirmektir.
İlk sayının yazarları arasında Schumpeter ve Tinbergen de vardır. Econometrica’nın 1930’larda yayınlanan bazı sayılarında finansal konuları da içeren ekonomik öngörüler de vardır. Bu öngörülerde yanılmalar varsa da kabul edilebilir sınırlar içindedir.
Ekonometri hızla kabul görmüş ve iktisat eğitiminin parçası haline gelmiştir. Birinci nedeni, Tinbergen’in Birleşmiş Milletler (BM) için oluşturduğu ekonometrik modellerin 1939’da BM tarafından yayınlanması ve iktisatçılar arasında genel kabul görmesidir.
Ayrıca, (i) ekonometrik çalışmaların II. Dünya Savaşı sonrasındaki enflasyonu doğru olarak öngörmesi, (ii) Lawrence Klein’in ekonometrik modeli ile ABD’deki Kore Savaşı enflasyonunu da doğru olarak öngörmesi de önemli nedenlerdir.
1980’lerde Keynesyen iktisatla birlikte makro-ekonometrik modeller de parasalcı iktisatçılardan eleştiri almıştır. Bu modellerin, 2008-2009 ABD ve küresel bunalımından sonra bir ölçüde değişime uğradığını ve yine yükseldiğini görüyoruz.
Bugünlere gelelim. Uluslararası düzeyde öngörüleri en sık güncellenen ve haliyle en çok izlenen kuruluşlar IMF ve OECD’dir. (BM ve Dünya Bankası modelleri de önemlidir. BM’nin LINK modelinde yaklaşık üç yıl görev aldığımı bu vesile ile belirteyim.)
IMF’nin her ülke için (çok küçük ülkeler dışında) öngörü amacıyla kullandığı ayrı bir ekonometrik modeli vardır. Bu modeller en yeni verilerle tahmin edildikten sonra, ülkeler için öngörüler oluşturulur. Bu öngörüler biraraya getirilerek dünya ekonomisi için öngörüler elde edilir.
Farklı değişkenler için dünya ekonomisi öngörüleri, dış dünya gelişmelerini temsilen, bir kez daha ülke modellerinde kullanılır ve bu süreç yinelemelerle (iteration) devam eder. En sonunda ülke ve dünya için en tutarlı öngörüler elde edilmeye çalışılır. Vurgulamak gerekir ki, bu zor bir süreçtir.
IMF’de başlıca büyük ülkeler için çok denklemli büyük modeller kullanılır. Ancak ülkelerin modelleri, içerdikleri denklemler ve tahmin yöntemleri olarak, farklı olabilir.
Ekonometrinin bir bilim dalı olarak Türkiye’de 1960’lar başında gelmeye başladığını söyleyebiliriz. Bu konunun algılanışını ve gelişimini, Türkiye’deki ilk ekonometrik çalışmalarda yer alan Tuncer Bulutay şöyle anlatıyor:
“1960’ların başında Türkiye’de planlama, programlama ve bunların da ötesinde ekonometri moda konulardı. Ancak bunlar aynı zamanda bilmediğimiz, anlaması zor görünen gizemli konulardı. Bu dönemde şöyle bir düşünce taşıyorduk:
Eğer matematiksel programlamayı ve özellikle ekonometriyi anlayıp bilebilirsek, ülkenin tüm ekonomik sorunlarını çözebilecektik. Buna karşılık, programlama ve ekonometri yöntemlerini anlama ve özümseme konusunda çok şüpheliydik.
Ekonometriyi çok zor görmemizin bir nedeni, bu konuyu aldığımız batı ülkelerinin kaynaklarında konunun yeterince iyi anlatılamamış olması ve bir gizem taşımasıydı.” Bulutay ve Uygur (2004, s. 2). 1950’lerde ekonometri yöntemlerini anlatan birçok ders kitabı anlaşılır yayınlar değildi.” Bulutay’a göre, büyük olasılıkla ders kitabı yazanlar konuyu kendileri de iyi anlamamıştı.
Ancak Bulutay, Jack Johnston’ın (1963) kitabını diğerlerinden çok ayrı bir yere koyuyor. “Bu kitabı neredeyse tanrı göndermişti ve ekonometriyi anlamakta ve uygulamakta en çok yararlandığım kaynak oldu.” Bulutay ve Uygur (2004, s. 3)
Bulutay anlatıyor: “Ekonometriyi ve diğer yöntemleri sonunda öğrendik ama, 1970’lerde bu yöntemlerin öyle ülkenin sorunlarını çözecek aletler olmadığını, ancak sorunları anlamaya yardımcı olabileceklerini anladık. Bunları öğrenmek elbette gerekliydi.
Anladığımız, bedava yemek yoktu; sorunları çözmek için asıl gerekenler fiziki sermaye birikimi, tasarruf ve daha da önemlisi beşeri sermaye birikimi, yani iyi bir eğitim sistemi idi. Bunun üzerine daha çok büyüme çalışmaya başladık.”
Yaygın bir iyi eğitimi başardık mı? Maalesef hayır. 2000’li yıllar eğitimin düzeyinin giderek düştüğü yıllar oldu. Din eğitimi veren okulların ağırlığı arttı, eğitimi görece iyi yapan kurumlar giderek yıpratıldı ve çöküntüye sürüklendi.
Bulutay, Türkiye’nin büyüme ve kalkınma sorunlarını düşünmede ve çözümler bulma isteğinde 30 Eylül 1960’da kurulan Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) kurulmasının önemli etki yaptığını belirtiyor.
DPT ve Yüksek Planlama Kurulu’nun bilime ve bilimsel çalışmalara önem verdiğini hemen belli ettiğini ifade ediyor. DPT’nin, etkisi azalıncaya kadar, Türkiye’nin büyümesi ve kalkınması konusunda önemli bir uzlaşma ve ortak akıl ortamı yarattığını da vurguluyor.
Türkiye’de ekonometri’nin 1960’lardaki durumu konusunda önemli bilgi içeren bir çalışma, İlkin ve Uğurel’in Econometrica dergisinde yayınlanan kitap değerlendirmesidir. İlkin ve Uğurel (1972), bu yazıda 1960’larda Türkiye’de yayınlanmış ekonometri kitaplarını ele alıyorlar ve 1965’ten itibaren Türkiye’de ekonometrinin ders olarak okutulmasını anlatıyorlar.
Burada bir açıklama yapmam gerek. Hocam Fikret Görün’ün verdiği bilgiye göre, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde ilk ekonometri dersi, Hollanda’dan gelen bir konuk öğretim üyesi tarafından 1958-1959 ders yılında verilmiştir. Hollandalı öğretim üyesi 1960’lar başında geri döndükten sonra bu dersi kimin verdiği konusunda bilgiye ulaşamadık.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Ekonometri dersi ilk kez 1966-1967 ders yılında veriliyor; dersi önce Tuncer Bulutay, sonra Uğur Korum yapıyorlar. İstanbul İktisat Fakültesi’nde ekonometri dersinin ilk kez 1965-1966’da Ahmet Kılıçbay tarafından yapıldığı ifade edilmiştir.
1980’lerde ve 1990’larda TCMB, DPT ve Hazine Müsteşarlığı gibi kamu kurumlarında ve bankalar dahil bazı büyük özel kuruluşlarda makro-ekonometrik çalışmalar yapıldığını biliyoruz.
Bugünlere gelelim. DPT Haziran 2011’de kaldırıldı, Kalkınma Bakanlığına dönüştürüldü. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Temmuz 2018’de Kalkınma Bakanlığı da kaldırıldı ve ilgili birimler Strateji ve Bütçe Başkanlığı adıyla Cumhurbaşkanlığına bağlandı.
Bu başkanlık Beş Yıllık Planlar yanında üç yıllık Orta Vadeli Programlar (OVP) hazırlamakla da görevli. Ancak bildiğim kadarıyla OVP hazırlama sürecinde ekonometrik model kullanılmıyor. Belki bu nedenle, bazen öngörüler şaşırtıcı oluyor.
Hazine Müsteşarlığı da yine Temmuz 2018’de Hazine ve Maliye Bakanlığına dahil oldu. Bildiğim kadarıyla bu bakanlıkta da ekonometrik modeller artık kullanılmıyor.
TCMB kurum olarak çok yıpransa da, eskiden olduğu gibi öngörülerde ekonometrik modeller kullanıyor. En azından öngörü tutarlılığı bakımından model kullanılmasını diliyorum. Ayrıca diliyorum ki, artık bir değişiklik olsun ve kurumlarımız yok edilmesin, içleri boşaltılmasın.
Yeni yılınızı en iyi dileklerle kutlarım.
Bulutay, Tuncer ve Ercan Uygur (2004) “The Experience of Econometric Model Building for the Turkish Economy", World Conference of the Applied Econometric Association toplantısında sunulan tebliğ, Istanbul, Aralık 10-12, 1986. “Türkiye Ekonomisi İçin Ekonometrik Model Oluşturma Deneyimi: 1960-1986”, İlker Parasız’a Armağan içinde, Der. Ali Arı, Ankara: Efil Yayınevi, 2014.
İlkin, Selim ve İlhan Uğurel (1972) “Econometrics in Turkey”, Econometrica, 40 (4), 788-789.
Johnston, Jack (1963) Econometric Methods. New York: McGraw-Hill Book Company.
Uygur, Ercan (2006) “Ekonometrinin Gelişimi: İktisadın Bilim Olma Çabası”, Nejat Bengül’e Armağan içinde, Der. Tuncer Bulutay. Ankara: Mülkiyeliler Birliği Yayını.
Ercan Uygur kimdir?Türkiye'nin önde gelen ekonomistleri arasında yer alan Prof. Dr. Ercan Uygur, 1969'da ODTÜ'yü bitirdi. Mezuniyetinin ardından Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) ‘uzman yardımcılığı' sınavına girdi. Ancak, Uygur'un da aralarında olduğu sınavda başarılı olan üç kişi göreve başlatılmadı. Uygur, daha sonra sınavına girdiği Maliye Bakanlığı'nda göreve başladı. Bir yıl sonra iki yıllık lisansüstü öğrenim bursu için OECD'ye yaptığı başvuru, davet edildiği mülakatın ardından kabul edildi. İngiltere Warwick Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi aldı. Doktorasını East Anglia Üniversitesi'nde yaptı; bu sırada bir yıl ‘ekonometri' dersi verdi. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat ve Maliye Bölümü'ndeki ‘ekonometri' kürsüsünde asistanlık sınavına girdi; aynı yıl bu kürsüde göreve başladı. Doçentlik çalışmaları için 1981'de dokuz aylık Norveç Hükümeti bursu ile bu ülkeye gitti, Prof. Dr. Leif Johansen ile çalıştı. Türkiye'deki doçentlik sözlü sınavının yapılacağı gün, 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile iki jüri üyesi, Prof. Dr. Tuncer Bulutay ve Prof. Dr. Nuri Karacan üniversiteden uzaklaştırılınca yapılamayan jüri toplantısı yedi ay sonra gerçekleştirilebildi. 12 Eylül 1980 darbesini izleyen süreçte üniversiteden uzaklaştırılan Türkiye'nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Bulutay'ın "Bizleri temsilen Mülkiye'de kalacaksın" dediği Uygur, 1983'te ‘doçent' unvanını aldı. 1988'de Fulbright bursu ile ABD'ye gitti, Prof. Dr. Lawrence Klein ile LINK projesinde çalıştı. 1989'da ‘profesör' unvanını aldı. 1994-2012 döneminde Koç Üniversitesi'nde yaz dersleri verdi. Mülkiye'den 2010 sonunda erken emekli oldu. Mülkiye'de öğretim üyesiyken şu kurumlara danışmanlık yaptı: - İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (1986-1994) - Wharton Econometric Forecasting Associates (1988-1991) - T. C. Merkez Bankası (1988-1993 ve 1997-1998) - Devlet İstatistik Enstitüsü, TÜİK (1990-1996) - ILO / Uluslararası Çalışma Örgütü (proje danışmanı, 1990) - T. C. Hazine Müsteşarlığı (proje danışmanı, 1992-1993 ve 1997-1999) - Dünya Bankası (proje danışmanı, 1999, 2002, 2009, 2010-2011) - Birleşmiş Milletler ECE (proje danışmanı, 1999-2000) - Third World Network (2009) Yeni Yüzyıl gazetesinde köşe yazarlığı (1995-1998), Mülkiye'de İktisat Bölümü Başkanlığı (1996-2008), Ankara Üniversitesi Bilim Kurulu üyeliği (2002-2010), Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanlığı (2003 -2019), Ekonomi-Tek dergisi editörlüğü (2012-2020), Uluslararası Final Üniversitesi Rektör Yardımcılığı ve İİBF Dekanlığı (2016-2021) yaptı. 2011'de Uluslararası Ekonomi Birliği (IEA) Danışma Kurulu üyeliğine seçildi, bu görevi halen devam ediyor. 2012'de Kyoto Ödülü Danışma Kurulu üyeliğine davet edildi; editörlüğünü yaptıkları dahil olmak üzere Türkçe ve İngilizce 12 kitabı yayımlandı, 50'nin üzerinde bilimsel makale yazdı. Eylül 2021'den itibaren, Mülkiye'den öğrencilerinin kurup yönettiği T24'te köşe yazısı yazıyor. Prof. Dr. Ercan Uygur, 38 yıllık üniversite hayatını; 18 Mayıs 2017'de davet edildiği Mülkiyeliler Birliği Çarşamba Söyleşileri'nde Prof. Dr. Tuncer Bulutay'ın konuşması için koyduğu başlıkla özetliyor: "ODTÜ'de Öğrenci, Mülkiye'de Hoca…" |