Dün Bilişim Vadisi'nde, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan "Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi" kamuoyuna tanıtıldı[1].
Türkiye, yapay zekâ (YZ) çalışmaları yapan ülkeler listesinde, 2020 verilerine göre 62 ülke arasında 53. sırada[2]. Raporda 2019 verileri verilmiş, 54 ülke arasında 41. sıradaymışız. Yani 1 yılda 12 sıra geriye gitmişiz. Daha doğrusu 1 yılda bir şey yapmayınca, yapan ülkeler önümüze geçmiş. 2020'de YZ puanımız 100 üzerinden 10,5.
Aşağıda bu indeksin ilk 5 ülkesinin puanlarını ve en altta da 53. sırada olan Türkiye'nin puanlarını görüyorsunuz.
Bu açıdan bakınca yapay zekâ için bir strateji raporu yazılmasına memnun olduk. Umarız bu sıralamamız ve puanımız bir an önce yukarıya çıkar.
Ön sözünü Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan'ın yazdığı Strateji Raporu 93 sayfa ve içinde şu amaçlar sıralanmış;
Bu stratejik öncelikler kapsamında 24 amaç ve 119 tedbir belirlenmiş.
Ülkenin her ne konu olursa olsun, stratejisini ve yol planını tespit etmesi çok doğru bir yaklaşım. Denizci deyimi ile "hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez (başka deyişle hiçbir yere varamaz)".
Bu açıdan yapay zekâ konusunda bir strateji geliştirilmesi olumlu bir yaklaşım. Aksi takdirde yukarıda yazdık, her yıl 10 basamak geriye gitmeye başlıyoruz.
Raporun içeriği de özenle yazılmış görülüyor. Daha derinlemesine de inceleyeceğiz ve raporlayacağız ama önce hemen basitçe söyleyebileceğimiz konu şu; bu stratejinin altyapısı eksik.
Altyapı diye tanımladığımız 4 konu var;
Şimdi bunların detayına bakalım;
Yapay zekâ denilince insanlar cihaz düşünüyorlar. Ama yapay zekâ aslında büyük veri kullanan bir yazılımdır. Yani elindeki verilere bakar ve kendisine insanlar tarafından tanımlanan algoritmaya göre bir cevap verir. Bu cevap, içine konulduğu robot gibi bir cihazın hareket ettirilmesi de olabilir, bilgisayarınızda/cep telefonunuzda Siri benzeri sesli bir cevap da olabilir, yazılı bir metin de olabilir.
Yani basitçe tanımlarsak, yapay zeka=algoritmadır. Algoritma ise matematik demektir. Ülkemizdeki öğrencilerin matematik konusunda durumları ortada [3].
Raporda da bol bol matematik mezunlarından bahsediliyor. Ama bahsedilmeyen, ilkokuldan itibaren güçlendirilmesi gereken matematik altyapısı.
Sadece yapay zekâ değil, bir çok yeni teknoloji nedeniyle insanlar işsiz kalacaklar. Bunu 2016'da yazdığımız otonom kamyonlar yazısında açıklamıştık. Kamyon üreticileri, Avrupalı hükûmetlere "hadi" diyordu. Bu "hadi"nin anlamı, teknik sorunlar değil, yasal/hukuki düzenlemeleri yapın idi.
Örneğin Türkiye'de o zaman baktığımız istatistikler 500 bin kamyon ve 500 bin kamyonet olduğunu gösteriyordu. Otonom araçlara geçilmesi demek, 1 milyon (2 şoför olanları saymıyoruz bile) şoförün işsiz kalması, aileleri ile birlikte 4-5 milyon insanın sistem dışı kalması anlamına gelir [4].
Bakan Varank, konuşmasında yapay zekânın insanların işsiz kalmasına neden olmayacağını, başka işlerin çıkacağını söylüyor ama insanlar mevcut eğitim sistemi ile işsiz kalacaklar.
O nedenle eğitim sisteminin, yeni çağa uydurulması lazım. Raporda eğitim cümleleri var ama bizim bahsettiğimiz ilkokuldan başlayarak köklü bir eğitim dönüşümü değil bu.
“Alibaba.com'un kurucusu Jack Ma, 5 yıl kadar önce eğitimde yeni çağa uygun dönüşüm yapılması uyarısı yaptı. Yani bu biliniyor ve geç kaldık. Bir an önce harekete geçilmesi lazım [5].”
Bir başka konu, veri merkezleri. Yapay zekâ = Büyük Veri. Peki bu verileri nerede tutacağız; veri merkezlerinde. Ama ülkemizde veri merkezleri sektörü kan ağlıyor. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi bu konuda bir rapor yayınladı ama bu hafta onun da eksik olan yönlerini anlatacağız.
Veri merkezi başlı başına bir sektör ve gittikçe büyüyor. Bu sektörün kendine özgü özellikleri var. Bu nedenle "sektör" olarak tanımlanmak istiyor ama BTK onları İnternet Servis Sağlayıcı olarak görmeyi tercih ediyor. Bu da sektörün (örneğin enerji fiyatları gibi) sorunlarına çözüm gelmemesi anlamına geliyor.
Eğer veri merkezleriniz yoksa (yani yabancı veri merkezlerinin geliştiği açık), o zaman yapay zekâdan bahsetmeniz de komik oluyor.
“Dijital Dönüşüm Ofisi kısa bir süre önce bu konuda da bir rapor yayınladı ama rapor veri merkezi sektöründe üzüntü ve kaygı ile karşılandı. İlaveten 2019'da yayınladığı genelge ile ümit yaratan Dijital Ofisin de pek bir şey yapmadığı düşünülmeye başlandı [6].”
Raporda sadece 1 kez veri merkezi deniliyor. O da 20. sayfada.
Eh bunu çok kere anlattık. Olması gerekenin çok altında bir internet altyapısı var ve bu yüzden veri merkezleriniz olsa bile bunları birbiriyle haberleştiremiyorsanız, ya da yavaş haberleştiriyorsanız yine yapay zekâdan bahsetmemelisiniz.
İnternet Trafik Değişim Noktası (IDN) yok ise bu sefer de, Erzurum'daki trafiğin İstanbul'dan dönmesi gibi saçmalıklarla uğraşırsınız. Otoyolda giderken, dönemiyor olmanız ve ancak Erzurum'a gidip oradan döndüğünüz gibi bir şey bu, Internet Trafik Değişim Noktası olmaması. 8. Kalkınma Planı’nda var, 2017-2020 arasındaki geniş bant stratejisinde var (gerçi hiçbir hedef yerine gelmedi), Dijital Ofisi’nin Temmuz 2019'da yayınladığı genelgede var [7]. Ama hala bir trafik değişim noktamız yok.
“Yapay zekâ mı? Aynen 2017'deki "2019'da yerli uçağımız oluyor" türü bir hikâyeyi hatırlatıyor bana.”
Rapor güzel yazılmış. Kendi içinde tutarlı. 50 bin kişinin istihdamı gibi güzel hedefleri var. Yeni açıklanan teşvik programı var.
Ama bu ülke çıkardığı hiçbir Unicorn'u devletin desteği ile çıkarmış değil. Hatta çoğu kere "nasıl yani" dediklerini de biliyorum. Kendi kendine büyümüş işler bunlar. Girişimcisinin hamaratlığı ve vizyonu ile. O nedenle hiç övünmesinler.
50 bin kişinin istihdamı dediklerinde, 2020'de açıklanan "1 milyon yazılımcı" projesi geliyor aklıma. Bu 1 milyon yazılımcı nerede? Daha önemlisi bu 1 milyon yazılımcının istihdam edilip edilmediği konusunda bir bilgi var mı? [8]
Bakan Varank, yapay zekâ stratejisinin Gayri Safi Yurt içi Hasıla'ya (GYSH) katkısını yüzde 5 oranına yükseltmesini hedeflediklerini de açıkladı. Yukarıdaki bahsettiğimiz eksiklikler giderilirse, kesinlikle katılıyorum kendisine. Ama bu toplantı bana 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminden 1 ay önce Binali Yıldırım'ın düzenlediği "Ortak Altyapı" toplantısını hatırlattı [9]. Bugün 3 yıl bitti, 4. yıla geçtik ama ortak altyapı konuşan ya da yapmaya çalışan olmadı. Seçim bitti, propaganda için yapıldığı anlaşılan toplantının gereği de yapılmadı. Bu ve çeşitli başka örneklerden hareketle, bunun da seçim propagandası olduğu düşüncesindeyim. Gerisi tarih…
20. paragrafta sadece veri merkezi değil internet altyapısı da var. Şöyle bir paragrafta; “5G, fiber ağlar, yüksek başarımlı hesaplama tesisleri ve veri merkezleri ile açık kaynak yazılım kütüphaneleri gibi dijital altyapıların yaygınlaştırılması ve bu yöndeki mali teşvikler taahhüt edilmektedir.”
2018’de de ortak altyapı şirketi ve 2019’da IDN denildiği halde yapılmadığı için bu paragrafa “hoş ama boş” diyerek bakıyoruz. Ve diyoruz ki; “Gelin bilişimi, yapay zekâ konusunu, diğer benzer konuları ve yazılım endüstrisini popülizme kurban etmeyelim. Yapacaksak söyleyelim. Yapmayacaksak, bunları propaganda malzemesi haline getirmeyelim. Bu gençlerimizin ve ülkemizin geleceği çünkü.”
Bunları bugün Bloomberg HT'de de anlattım. Bunu aşağıdan izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=MF1dnZ5fFGc
[1] Ulusal Yapay Zeka Stratejisi 2021-2025
[3] Eğitim puanları sıralamasında BAE ve Makao gibi ülkeler Türkiye'yi geçti
[4] Ve.. Sürücüsüz Kamyonlar Geliyor
[5] Jack Ma, Disruptive Ekonomi Düzenine Karşı Uyardı; ‘Eğitim Sistemini Değiştirmek Zorundayız’
[6] Digital Ofis Veri Merkezleri Açıklaması Çok Geç ve İçi Boş
[7] Cumhurbaşkanlığı Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri Genelgesi Hakkında Düşünceler
[8] 1 milyon yazılımcı yetiştirecektik, ne oldu ona? Ve kafama takılan diğer sorular...
[9] Operatörler Sabit Altyapının Ortak Kullanımı için İmza Attılar