Dünyanın en önemli iki sorunu nedir derseniz, yanıt çok net: Yerkürenin geleceği açısından birincisi "küresel ısınma" ve ikincisi, vatanlarından koparılarak başka ülkelere sığınmak üzere yaşamlarını riske atan insanlar, yani "göçmenler".
Göçmenlik bugün bir kara trajedi, Ajlan bebek'ten bu yana kaç yıl geçti hatırlayan var mı?
Daha kaç tane bebek Akdeniz'in sularında annesinin kollarında öldü, bilmiyoruz; ama hemen her gün vatanlarından gitmek zorunda bırakılan dünyamızın bu şanssız insanlarının dramlarına tanıklık etmekteyiz, içimiz titreyerek!
Gözlerinizi kapatarak şöyle bir hayal edin: Tüm ülkelerin sınırları bir günlüğüne açık olsun; bir gün için yalnızca göçmenler değil, dünya üzerinde herkes yaşamak istedikleri ülkeye girebilsin ve orada kalabilsin.
Sizce, hangi ülkeler boşalır; hangi ülkeler dolar?
Ve niye o ülkeler dolar ve niye bazı ülkeler boşalır?
Tarihte çeşitli dönemlerde büyük göçler olmuş, çeşitli nedenlerle. Ama yakın tarihimizdeki göçlerden en önemlisi 2. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa'dan Amerika'ya olan göç dalgası. Daha çok bilim insanları kaçıyor o dönemde. O gün Hitler'den kaçabilecek kadar şanslı olanlar, günümüz Amerika'sının kültürel zenginliğini oluşturanların, bilim ve teknolojisini yaratanların öncüleri.
Arnold Alois Schwarzenegger de bir göçmen; Avusturya doğumlu Amerikalı sporcu, aktör ve politikacı. Schwarzenegger, 2003–2011 yılları arasında California Eyaleti Valisi olarak görev yapmış. Oyunculuk kariyerinden yaptığı kişisel serveti nedeniyle, yıllık 175.000 dolar olan valilik maaşını kabul etmemiş bir göçmen Amerikalı, 1983'ten beri Avusturya ve Birleşik Devletler vatandaşı, bir çifte vatandaş.
Biz onu daha çok bir film yıldızı olarak tanıyoruz. Sonra ılımlı bir Cumhuriyetçi olduğunu öğrendik.
Schwarzenegger'in geçen hafta yayınladığı video, karanlığın içinden geçmişe ışık tutan bir el feneri gibi. Birinci elden tarihe tanıklık yaparak 1938'in Almanya'sında üstün ırkın kristal gecesini ve sonrasını anlatıyor, ve diyor ki:
"Ben Avusturya'da doğdum, Kristal geceyi ve kırılan camları çok iyi biliyorum. 1938'de yaşanan bu olay, Nazi grubu çocuklar tarafından yahudilere karşı bir öfke seli idi."
Kapitol saldırısını Amerika için bir kristal gece olarak tanımlayan Schwarzenegger, Hitler sonrasını, çocukluk anılarını, çok çarpıcı detaylarla paylaşıyor:
"Ben yıkılan bir ülkenin harabeleri içinde kaybolan demokrasinin ıstırabı içinde büyüdüm. 2. Dünya Savaşı'nın bitiminden iki yıl sonra 1947'de doğdum. Çevrem tarihin en zalim rejimine, Nazi birliklerine katılmış veya inanmış olmanın suçluluğu içinde yıkılmış insanlarla doluydu. Onların hepsi Nazi ve Yahudi düşmanı değildi, adım adım bu hale getirildiler. Onlar komşumuzdu, yakınlarımızdı. Bunları daha önce hiç paylaşmadım, çünkü çok acı verici hatıralar. Babam haftada bir ya da iki kez eve sarhoş gelir, bizi döver anneme bağırırdı.
"Onu tümüyle bunun için suçlamıyorum, komşular da ailelerine karşı aynıydı, diğerleri de. Bunları gözlerimle gördüm ve kulaklarımla işittim. Onlar sadece vücutlarındaki şarapnelin acısı içinde değildiler, onlar gördükleri ve yaşadıkları şeylerin acısı içindeydiler.
"Yalanlar, yalanlar ve tahammülsüzlük. Sonra Avrupa'dan başlayarak birinci elden her şeyin nasıl kontrolden çıktığını gördüm.
"Biliyorum, her şeyin böyle tekrar olabileceği yönünde ülkede ve tüm dünyada bir korku var, buna inanmıyorum; fakat alaycılık ve egoizm söylemlerinin sonuçlarının olacağına inanıyorum.
"Başkan Trump serbest seçimleri geri döndürmenin yollarını aradı, sonra yalanlarla insanları yönlendirmeye çalıştı.
"Babam ve komşularımız da yalanlarla yanıltıldılar. Bu yalanların insanları nereye sürüklediğini biliyorum.
"Başkan Trump başarısız bir başkan ve tarihe gelmiş geçmiş en kötü başkan olarak geçecek. İyi olan, eski tweetleri gibi silinip gidecek olması.
"Peki onun yalanlarına inanmış ve bu mirası yüklenmiş seçilmişler ne olacak?"
Beynin elektrik sinyallerinin senkronizasyonu üzerine çalışan Prof. Dr. Moran Cerf, birlikte zaman geçiren insanların beyin dalgalarında zamanla bir benzerlik görünmeye başladığını belirtiyor.
Bu dalgaların bazı olaylar karşısında iki insan beyninde bire bir aynı çıkabildiğini vurgulayan Prof. Cerf, "Birbiriyle vakit geçiren insanlarda her iki beyinde de uyum oluşuyor. Sadece iki hafta sonra bile aynı filmi izleyen, aynı kitapları okuyan, aynı deneyimi paylaşan ve yalnızca birbirleriyle konuşan iki kişi dil, duygu ve bakış açısından ortak kalıplar geliştiriyorlar."
Prof. Cerf'e göre, zamanla gelişen bu 'beyin ikizliği', sosyal olduğu kadar duygusal ilişkilerde de oluşabiliyor.
Yalanın toplum üzerinde yarattığı sarsıcı etki ve telafisi mümkün olmayan yaralar açması kopya beyinlerin oluşmasının bir sonucu; yani hep birlikte aynı yalana inanma sonrası gelişen bir travma.
Prof. Cerf'e göre: "Hayatta alınabilecek en doğru karar, kiminle vakit geçirdiğinizi seçmek olmalı."
Schwarzenegger'in bir göçmen olarak, tüm samimiyeti ve içtenliğiyle Amerika'ya Amerikan halkına ve seçilmiş başkana seslenirken kullandığı sözcüklerdeki sağduyu tüm kalplerde karşılık buldu.
Her şeyi sorgulayabilen, bilgiden bilgi üretebilen, doğru ve yanlışı ayırt etme gücü olan ve olağanüstü zihinsel yeteneklere sahip bir beynimiz var.
Bu süreçlerde kullanacağımız ölçütler insanlığın ortak değerleri olmalı; aksi takdirde ödenecek bedel çok ağır, hepimiz için!
Kaynakça