Türkiye 2008 yılında yaklaşık 5 milyar dolar tutarında altın ve değerli taş ihracatı yaptı.
Türkiye 2008 yılında yaklaşık 5 milyar dolar tutarında altın ve değerli taş ihracatı yaptı. Yaklaşık 127 milyar dolar tutarında mal ihracatına eklenince, 2008 yılı toplam ihracatımız 132 milyar dolara ulaşmış oldu. Türkiye değerli maden ve taşlarda önemli miktarda ihracat ve ithalat yapan, bu alanda ilk sıralarda gelen bir ülke. Resmi altın rezervleri 116 ton olsa da, Türkiye’deki toplam altın varlığının 2000 ton ila 6000 ton arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu varlığın parasal karşılığı 60-180 milyar dolar. İki ay önceki bir yazımda, son aylarda yüklü miktarda altın satıldığını, bu altınların da yurt dışına ihraç edildiğine değinmiştim. Ekim 2008-Mart 2009 döneminde ayda yaklaşık 20 ton altın ihraç edildiği tahmin ediliyor. İthalat ise neredeyse sıfır. Halkın bir kısmı altın fiyatları hiç olmadığı kadar yükselmişken karlarını realize etmek, bir kısmı da krizin getirdiği acil nakit ihtiyacının karşılamak amacıyla altınlarını sattılar. Böylece, artan altın arzı, yurt dışından gelecek altına olan talebi azalttı. Diğer taraftan, Türkiye’de yurt dışı piyasalardan (çok düşük de olsa) bir miktar daha ucuz fiyattan işlem gören altın, arbitraj amacıyla, yurtdışından ithal edildi. Son aylardaki yüksek altın ihracatının nedenleri bunlar. Ancak, son iki ayda bu eğilimin hız kestiğini söylemeliyim. Son aylarda ortalama 500 milyon dolara yaklaşan altın ihracatı, Nisan-Mayıs döneminde eski düzeylerine geri döndü. Bunun yıl sonu toplam ihracatımızı olumsuz etkileyeceğini düşünebiliriz. Ama acaba bir yıl sonra bunun için sevinebilir miyiz, ya da elinde altın tutmaya devam edenler yakın gelecekte daha yüksek fiyattan satma imkanına sahip olacaklar mı, asıl soru bu. Biraz karışık mı? Kısaca açıklamaya çalışacağım. Grafikte gördüğünüz gibi, son yıllarda altın fiyatı sürekli olarak ve önemli miktarda arttı. Krizin yayılmasından hemen önce 1030 dolara kadar yükselen onz fiyatı, krizle birlikte 700 dolara kadar düştü. Ancak bugünlerde yine 920 dolar üzerinde işlem görüyor. 2000-2009 Altın Fiyatı
Krizle birlikte aralarındaki ilişkinin gücü bir miktar zayıflasa da, altın ve ABD Doları arasında güçlü bir zıtlık vardır. Yani ne zaman ABD doları değer kaybetse, altın fiyatı artmaya başlar. Dolar değer kazanınca da altın değer kaybeder. Başka bir ifadeyle altın, Dolar ile ters, Euro ile doğru yönlü bir ilişki içindedir. Altın fiyatlarındaki yükseliş krizden çok önce başlamıştı. Krizle birlikte fiyatlarda görülen kısmi gerileme, daha ziyade hedge fon ve banka satışlarından kaynaklanan bir düşüş olarak kabul edilebilir. Yani, kriz altın fiyatındaki yükseliş trendini bozmadı. En azından şu ana dek. Peki bundan sonra ne olacak? Tarihi veriler altının ekonomik kriz dönemlerinde ve küresel enflasyon dönemlerinde değer kazandığını gösteriyor. Bundan sonra dünya ekonomisinin önünde birkaç alternatif var. Birisi, krizin beklenenden çok daha uzun süre devam etmesi. Bu çok şans tanınan bir olasılık değil. Fakat gerçekleşirse, altın fiyatında yükselişin devamı gelecektir. Özellikle, ABD tahvillerine yönelen talebin sonunun gelmesi bunu hiç umulmadık şekilde tetikleyebilir. İkincisi, krizden çıkışın başlaması ile birlikte, aşırı düşük faiz oranları nedeniyle, yüksek enflasyon dönemine girilmesi. ABD ekonomisinde başlama riski bulunan bu dönem, yine ABD tahvillerine olan talebin azalmasına neden olabilir ve enflasyon dönemlerinin favori limanı olan altına talepte hızlı bir artış yaşanabilir. Yüksek cari fazla veren ve düşük getirili ABD tahvillerine bağlı olmaktan muzdarip ülkeler, resmi rezervlerinde doların payını azaltma çabasındalar. Bunların başında Çin ve Rusya geliyor. Bu noktada, son yıllarda Çin’in altın rezervlerindeki hızlı artışın altını çizmek gerekir. Üçüncü bir olasılık ise, krizin sona ermesi, kriz öncesi ekonomik yapıya ve krize neden olan başıbozuk piyasa hareketlerine geri dönülmesi. Yani, krizin bir daha yaşanmaması için hiçbir önlem alınmaması. Bu durumda da, altının kriz öncesindeki yükseliş trendinin devam etme olasılığı hayli yüksek olacaktır. Son olarak, kriz sonrası dönemde, ABD liderliğinde dünya ekonomisi yeniden yapılanma dönemine girer ve Amerikan ekonomisi, bugün olduğu gibi, değerli dolarla kendisini diğer ülkelere finanse ettirmeye devam ederse, uzun vadede altın fiyatlarında düşüş için zemin hazırlanmış olacaktır. Ancak, dünya bunun için hiç de istekli değil. Bugün önümüzde duran kavşakta okların çoğu altın için yukarıyı gösteriyor. Ancak unutmamak gereken bir nokta var. Altının uluslar arası pazarda fiyatının yükselmesi, Türkiye’de TL cinsinden de yükselmesi anlamına gelmez.