Bundan iki yıl önce krizden en ağır etkilenecek dört Euro Bölgesi ekonomisinin İrlanda, Yunanistan, Portekiz ve İspanya olacağı söylenmeye başlamışken, geçen sürede iyileştirmeye yönelik neredeyse hiçbir çalışma yapılmaması ilginç değil mi? Euro Bölgesine dahil olmak üzere konan Maastricht Kriterleri’nden biri, kamu borcunun yurtiçi hasılaya oranının en fazla yüzde 60 olmasını öngörüyor. Bugün onaltı üyeli Euro Bölgesi’nde sadece altı ülkenin bu kriteri tutturması ve Euro Bölgesi’nin toplam kamu borcunun hasılaya oranının yüzde 80 civarında olması ilginç değil mi? Euro Bölgesi Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker’in 16 Şubat 2010 gününde, Yunanistan için IMF yardımını kesin bir dille reddetmesinden iki ay sonra, IMF’nin bu ülkeye kredi vermesi ilginç değil mi? Yunanistan’a 110 milyar Euro yardım açıklandı ama ülke tahvilleri hala dünyanın en riskli tahvilleri arasında. Yunanistan tahvillerinin risk primleri dün itibarıyla 1000 puanın üzerindeydi. Dünyanın en büyük mali yardımını alan ve AB tarafından desteklenen bir ülkenin aşırı riskli olması ve bugünkü risk düzeyinin yardımı aldığı Mayıs 2010’un da üzerinde olması ilginç değil mi? Yunanistan’ın 2009’daki geliri 333 milyar dolardı. Aldığı yarım ise 110 milyar Euro, yani yaklaşık 150 milyar dolar. Bir ülkenin kendi gelirinin neredeyse yarısı büyüklüğündeki dış yardımı nasıl ve ne zaman ödeyebileceği önemli bir soru değil mi? Yunanistan’a verilen yardımdan Avrupa payına düşen 80 milyar euroyu, üyeler dilimler halinde ödüyorlar. Her ödemeden önce AB, Euro Bölgesi ve IMF temsilcileri Yunanistan’a gidip inceleme yapıyorlar. Tıpkı, IMF’nin yaptığı gözden geçirmeler gibi. Dikkatinizi çekti mi bilmem; geçen hafta Avusturya, bu defa kendi payına düşen ödemeyi yapma konusunda isteksiz olduğunu açıkladı. Buna gerekçe olarak da Yunanistan’ın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini gösterdi. Bir AB ve Euro Bölgesi üyesinin bir diğerine yaptığı bu çıkış ilginç değil mi? İrlanda, AB içinde resesyona giren ilk ülke oldu. Sönen emlak balonu, aşırı dış borç yükü, daralan ihracat ve banka riskleri bugün değil 2007 sonunda ortaya çıkmıştı. Pekiyi, gerilimin son aylarda artmış olması ilginç değil mi? İrlanda ekonomisinin büyüklüğü 222 milyar dolar düzeyinde. (Muhtemelen)Alacağı yardım 130 milyar dolara yakın olacak. İrlanda’nın kendi gelirinin yarısından fazla olan bu borcu nasıl ve ne zaman ödeyeceği önemli bir sorun değil mi? Altı ay önce Yunanistan’a verilen yardıma katılan ülkelerin, şimdi yardım almak için beklemesi ve bir Euro Bölgesi üyesi olması nedeniyle en azından teorik olarak Yunanistan’ın da İrlanda’ya yardım edecek ülkeler arasında olması ilginç değil mi? İrlanda: ”Biz Yunanistan değiliz”, Portekiz: “Biz, İrlanda değiliz”, İspanya: “Biz İrlanda ve Portekiz değiliz” diyor. İlginç değil mi? DEĞİL! ÇÜNKÜ ASLINDA AB, BİR BİRLİK DEĞİL!
Barroso mu der, Merkel mi, yoksa tavırlarıyla buna en yakın aday olan Sarkozy mi bilmem; ama birinin çıkıp “AB ‘birlik’ olamadı, Euro Bölgesi de iyi çalışmıyor. Yani, Biz Birlik Değiliz.” demesi gerekiyor.