Son iki haftada euro, dolara karşı yüzde 6’dan fazla değer kazandı. 9 Ocak sabahı...
Son iki haftada euro, dolara karşı yüzde 6’dan fazla değer kazandı. 9 Ocak sabahı 1.29’un altında olan parite, dün 1.3670’e kadar yükseldi.
Bu iki açıdan çok şaşırtıcı bir gelişme. Birincisi yükselişin boyutu. Dünyanın en fazla işlem gören bu iki parasının birbirine karşı bu ölçüde değer değişimi pek alışılmadık bir hareket. İkincisi kriz içinde yüzen Euro Bölgesi’nin para biriminin, ekonomik olarak kendinden daha iyi durumda olan ABD’nin para birimine karşı değerinin yükseliyor olması. Ne de olsa, düz bir mantıkla, zor durumda olan ekonominin parasının değer kaybetmesi beklenir. Ancak, durum bu kadar basit değil. Kim bilir; belki bundan daha da basittir. Euro yükseliyor çünkü:
1-Birkaç hafta öncesine kadar İrlanda, Portekiz ve İspanya üzerinde oluşan (ve belki de olduğundan daha büyük gösterilmeye çalışılan) kara bulutlar geçen hafta gerçekleştirilen borçlanma ihalelerinin ardından birden bire dağıldı. Olan bu ülkelere oldu. Normal şartlarda borçlanabileceklerinden daha yüksek faizlerle borçlanmak zorunda kaldılar.Şimdi Avrupa ekonomisinin aslında korkulduğu kadar kötü durumda olmadığı söyleniyor. Biz de inanıyoruz. Hiç endişeniz olmasın; piyasa yakında eski havasına dönecektir.
2-Euro Bölgesi ekonomisini artık istesek de bir bütün olarak görmemiz mümkün değil. Çok zayıf ekonomiler olduğu gibi, güçlü ekonomiler de var. En güçlüsü Alman ekonomisi ve güçlenmeye devam ediyor. Sekiz aydır yükselen IFO endeksi 110.3 puanda. Bu son 20 yılın en yüksek düzeyi. Yani Doğu ve Batının birleşmesinden sonra Almanlar, ekonomilerinin geleceğine hiç olmadığı kadar çok güveniyor. Geçen yıl yüzde 4.7 gibi yüksek bir oranda küçülen Alman ekonomisi, kriz öncesi düzeye dönememiş olsa da 2010’da hızla toparlandı. İstihdamda ciddi bir başarı var.
3-İki ay önce İspanya Maliye Bakanı tarafından açıkça eleştirilen ve İspanya ekonomisi üzerinde spekülasyon yapmakla suçlanan Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel, euroyu desteklemek için ne gerekiyorsa yapacaklarını açıkladı.
4-İki hafta önce Çin, zor durumdaki Avrupa ülkelerine, tahvillerini alarak destek olacağını açıkladı.Bütün bunlar gelişirken, euronun yükselmemesi tuhaf olurdu. Asıl soru, yükselişin bundan sonra da devam edip etmeyeceği. Ben bu yükselişin devamının mümkün olmadığını düşünüyorum. Yukarıda okuduğunuz dört faktörden Almanya ekonomisi dışındaki üçü, Euro Bölgesi ekonomisinin sorunlarının çözüldüğünü göstermiyor. Almanya ekonomisinin iyi durumda olması ise euroyu kurtarmak için yeterli değil. Çünkü euro sadece Almanya’nın parası değil. Önümüzdeki birkaç gün içinde (hatta belki bugünden başlayarak) çok kısa vadede paritenin 1.31-1.33 aralığına düşmesi muhtemel. Birkaç hafta boyunca bu düzeylerde seyreden bir parite görebiliriz ancak birkaç ay sonra doların euroya karşı yeniden güçleneceğini göreceğimizden şüphem yok. Yatırım bankalarının yıl sonu tahminleri de 1.20-1.30 aralığında değişiyor. Son iki haftadaki yükselişe aldanıp da, euro almak büyük risk olur. Dövizde kalmak isteyenlerin tercihi dolar olmalı. Önümüzdeki günlerde Dolar/TL kuru 1.60-1.61’e kadar yükselebilir. Kur bu seviyelere geldiğinde eldeki dolarları satmak için acele edilmemeli. 1.61’in üzerine çıkılması durumunda daha sert bir yükseliş görebiliriz.