Acayip bir başlık olduğunu biliyorum. Ama gündem de acayip.
Dünkü yazımda vaat ettiğim “Rusya neden savaşa girdi?” analizini biraz erteleyerek ondan önce buraya birkaç acil not düşmek istedim.
Başlığı acayipleştiren “Tayyip Erdoğan’ın cüzdanı” ile ilgili Rusya’dan gelen “bomba iddia”yı az sonra aktaracağım.
Ama önce beni bu yazıyı yazmaya kışkırtan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü üç cümlesini hatırlatayım.
Erdoğan, Belçika Başbakanı Charles Michel ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Rus uçaklarının Türk hava sahasını ihlal etmesine ilişkin olarak şöyle demiş:
Rusya’nın Türkiye hava sahasına izinsiz girişlerinin kasten mi kazara mı olduğunu kesin olarak açıklayabilecek bilgilere sahip değilim.
Ama “hata”nın tekrarlanmasının gerisinde yatan, eğer Kremlin’in Ankara’ya ve NATO’ya vermeye çalıştığı bir mesaj ise, sanırım bu onun ne kadar kararlı olduğunu dünya aleme gösterme arzusunu ortaya koyuyor olabilir.
Yani:
“Bakın, ben artık yalnızca siyasi-diplomatik adımlarla yetinmiyorum; kapsamlı bir askerî harekât yürütüyorum. Şam iktidarını desteklemek ve IŞİD ile diğer İslamcı örgütlere darbe indirmek için her şeyi yapmaya hazırım. Kimse beni hafife almasın ve kimse el altından IŞİD’e (ve diğer Esad muhaliflerine) eskisi gibi yardım edebileceğini düşünmesin. Nokta.”
Benim tahminim böyle.
Acaba Erdoğan’ın tahmini nasıl?
Gelelim o üç cümleye.
Dün akşam bu yazıyı yazmadan önce internette Rusça sitelerde Erdoğan’ın söz konusu açıklamasıyla ilgili bir arama yaptım. Abartmıyorum, yüzlerce habere rastladım. Bazıları “Türkiye Cumhurbaşkanı Rusya ile ilişkileri koparma tehdidi savurdu”, “Erdoğan, Rusya ile dostluğun bittiğini ilan etti” gibi başlıklar atmıştı.
Diplomasinin inceliklerinden anlamayan, durmadan sağa sola savrulan ve “Rusya’nın Suriye ile sınırı yok ki! Ne arıyor orada?” türünden enteresan bir siyasi mantık temelinde dünyaya açıklamalar yapan bir liderimiz var...
Kuşkusuz Türkiye Rusya açısından önemli bir ülke. 2014’te Rusya’nın 800 milyar dolara yaklaşan toplam dış ticaret hacmi içinde, Türkiye 31,2 milyarla 6. sırada geliyordu. Doğalgazda Almanya’dan sonra ikinci büyük müşteri olan Türkiye, nükleer enerji işbirliği alanında da önemli bir yer işgal ediyor.
Ama Rusya, Türkiye açısından daha önemli. Rusya, 2014’te Türkiye’nin 400 milyar dolar civarındaki toplam dış ticaret hacmi içinde Almanya’dan sonra ikinci sırada bulunuyordu. Enerji alışverişinde en önemli ülke Rusya. Doğalgaz ithalatının yüzde 55’i Rusya’dan. Turizmde de Almanya’dan sonra ikinci basamakta.
Bu şartlarda Rusya’dan vazgeçebilir miyiz? Türkiye-Rusya ilişkileri feda edilebilir mi? Diplomasi böyle mi yapılır?
Dün Rusya Savunma Bakanlığı’ndan Türkiye’ye yönelik “Yanlış anlaşılmaların önüne geçmek gelin konuşalım” çağrısı yayımlandı. Vurgu, Rus Hava Kuvvetleri’nin IŞİD karşıtı mücadelesine yapıldı.
“Ee, madem Türkiye olarak ‘IŞİD’e karşı operasyon yapıyorum’ diyorsunuz, gelin de koordinasyon konusunda görüşelim.”
Bir de ilk bakışta “ilgisiz” gibi görünen bir açıklama vardı. Dünkü yazımda da aktardığım gibi, işlerin iyi gitmediği ve 1 Kasım seçimleri sonrasına bırakılan “Türk Akımı” konusunda aniden Gazprom CEO’su Aleksey Miller’den bir demeç geldi:
“Söz konusu hattın kapasitesi 63 milyar metreküp değil 32 milyar metreküp olacak!”
Hangi kapasite? Proje çalışmaları son aşamaya gelmedi. Ortada henüz anlaşma yok. Konu, bir numaralı muhatabıyla Aralık veya Ocak’ta görüşülecek...
Neden şimdi bu açıklama?
Şimdi tam da Suriye ile ilgili bir gerilim yaşanıyorken “Ben istediğim zaman gaz kapasitesinin yarısını kesiveririm” mesajı mı bu? Kim bilir...
Bu arada Rusya’nın önde gelen Ortadoğu uzmanlarından biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sert eleştiri ve suçlamalar ileri sürdü.
Rusya Yakındoğu Enstitüsü Başkanı Yevgeniy Satanovski, Rusya ile Türkiye arasında bu kadar sıkı bağlar varken, Suriye’ye yönelik Rus harekâtına tepki gösteren Erdoğan’ın “her zamanki gibi keskin bir dönüş yaptığını” savundu.
Türkiye Cumhurbaşkanı’ndan “Suriye’deki iç savaştan kazanan temel ‘siparişçi’lerden ve teröristlerin ana sponsorlarından biri” olarak söz eden Satanovski, Rusya’nın, düzenlediği harekâtla “Erdoğan’ın en can acıtan yerine, cüzdanına bastığını” iddia etti.
Türk Hava Kuvvetleri’nin Kürtlere yönelik darbelerinin IŞİD’in başkenti Rakka’nın düşmesini önlediği, Erdoğan’ın IŞİD ile petrol ticaretinden milyarlarca dolar kazandığı suçlamalarını dile getiren Rusya Yakındoğu Enstitüsü Başkanı, ayrıca Suriye’den çalınan arkeolojik eserlerin satışının, esir ticaretinin ve buğday ile un alışverişinin Türkiye üzerinden düzenlendiğini ekledi.
Satanovski, teröristlere silah iletilmesinin de Erdoğan’ın Katar’la arasındaki ilişkilerle sağlandığını öne sürdü.
(Haberin kaynağını burada vereyim de, AKP’nin “Rusça bilen bölge uzmanları” konu üzerinde çalışsınlar:
http://russnov.ru/evgenij-satanovskij-rossiya-svoej-operaciej-v-sirii-nastupila-erdoganu-na-karman/ )