Böl ve yönet. Bunun üzerine düşünüyorum bir süredir.
Neden kocaman bir kadın partisi yok? Neden kocaman bir LGBTİQA partisi yok? Neden kocaman bir insanlık partisi yok?
Üç kişi bir yerde, yüz kişi bir yerde, bin kişi bir yerde, hadi elli bin kişi bir yerde olsun. Olsun da, bu rakamların hepsinin tek bir adreste de buluşabileceği bir yer olmasın mı?
Daha gür sesle kendimizi ifade edebilmemiz için daha kaç cinayet görmemiz gerek?
Bize dokunmayan yılan bin yıl mı yaşasın?
Öğrendim ki, grup sağlığı iyi olmadıkça sizin psikolojiniz de iyi olamayacak; bağlısınız.
Ayaklarınızı poponuza vura vura kaçıp ormana saklansanız bile bütünden kopmanız mümkün değil; çünkü toplumsal bellek çalışıyor.
Neden hep kötücül eleştirmelere odaklıyız? Bize en iyi bu öğretildi, ondan mı?
Ne zaman birbirimizi sevip olduğumuz gibi kabul edebileceğiz? Ne zaman çıkarlarımızı bir köşeye koyup kol kola halay çekebileceğiz? Yaşamın gizi bunda saklı değil mi? Öbürü yalnızlık, depresyon, hatta intihar getirmiyor mu?
Dışarıda bırakmaya odaklıysanız, inanıyorum ki elbet bir gün dışarıda kalanın ta kendisi oluvereceksiniz. Kendinize bunu yapmayın artık.
Bu iklimde, taşın altına elini sokanlardan birine, Ayı Sözlük’ün kurucusu, Homojen Dergi Genel Yayın Yönetmeni İlker Bozkurt’a sordum:
Homojen dergi hangi ihtiyaçtan hareketle hazırlandı?
Türkiye’de ötekileştirilen, ayrıştırılan bireylerin sesini duyurmak, toplumla iç içe geçebilmek için hemen hemen her konuya değinebilmek amacıyla hazırlamaya karar verdik. Ayrıca çok konuşulmayan, hakkında çok yazılmayan konuları da ele almayı hedefledik. Ülkemizdeki değişim sebebiyle LGBTİ’lere olan bakış açısı gün geçtikçe kötüye gider bir hâl aldı. Dünya üzerindeki bir çok gelişmiş ülkede LGBTİ’ler hak ettikleri hakları bir bir kazanırken, bizde tam tersine işliyor. Biz Homojen dergi olarak; soyunan ünlülerin haberlerini, ünlülerin frikiklerini, Instagram’daki çıplak erkeklerin fotoğraflarını yayımlamak yerine, yani çıplaklıktan prim yaparak magazin yapmak yerine gerçekten LGBTİ kültür, sanat ve yaşam dergisi yapmayı amaçladık.
Ne kadar zaman oldu yayına başlayalı? Nasıl gidiyor?
Dergiyi çıkarma fikri 2015 Temmuz'unda ortaya çıktı. Sonrasında Ayı Sözlük’ten bu fikri destekleyen 40 kişilik bir ekip kuruldu. Bu ekibe Seyhan Arman, Didem Soylu, Demet Yanardağ gibi isimlerin de destek olmasıyla 5 Eylül 2015 tarihinde ilk sayımızı çıkardık. Şu an beşinci sayımızı hazırlıyoruz. Haziran’da çıkacak. Yazdıklarımızla, ele aldığımız konularla oldukça olumlu, gayet güzel tepkiler alıyoruz.
Bugüne kadarki konu başlıklarınız nelerdi?
Her sayımızda 40 civarı yazı yayımlanıyor. Şimdiye kadar çıkan dört sayımız var; bu da 160 kadar yazı, röportaj demek oluyor. Hepsini söylemek mümkün değil fakat bir kısmını sizinle paylaşabilirim. Yazıların tamamını http://homojen.ayisozluk.com/ adresinde arşivliyoruz ve bu adresten herkes ulaşabilir.
Peki başlıklar?
Bilimsel açıdan eşcinsellik...
İlk Onur Yürüyüşü ve Stonewall...
LGBTİ birey olmanız sıfatıyla saldırıya uğramanız halinde nasıl bir hukuki süreç izlemelisiniz?
2015 Onur Yürüyüşü’nde yaşananlar...
Psikolojide eşcinsellik...
LGBTİ Ruh Sağlığı Sempozyumu notları...
LGBTİ’ler için açılması planlanan “Pembe hapishane” ile ilgili geniş bir değerlendirme...
Devlet koruması altındaki çocuklar ve sorunları...
Teknolojinin çocuklar üzerindeki etkisi...
Eşcinsel çiftlerin çocuk sahibi olması ve bu çocukların şu anki durumları...
Aileye açılmak...
İlk eşcinsel deneyimler...
Aldatmalar üzerine, Sevgililer Günü üzerine, LGBTİ yazarlardan çocukluk anıları...
17 yaşımızdaki hâlimize notlarımız...
Renkli Kadınlar dosyasında yazdığımız ünlü LGBTİ kadınlar...
Türkiye ve dünya sinemasında eşcinsellik...
LGBTİ temalı tarihi ve güncel sinema filmleri, kitap tanıtımları, müzik albümü tanıtımları, müzik önerileri, etkinlik haberleri, gezi ve seyahat yazıları...
Osmanlı’da eşcinsellikten kadın cinayetlerine...
Çocuk istismarından feminizme...
Hukuksal konular üzerine...
Tıp ve sağlık üzerine...
Eşcinsellere yönelik burç yorumları...
Yemek tarifleri...
Röportajlar?
Şimdiye kadar Demet Sağıroğlu, Selma Sonat, Hakan Küçükçınar, The Away Days, Ümit Manay, Rosida Koyuncu, Zirve Soylu, Ece Dorsay, Çağla Akalın, Meltem Arıkan, Serkan Ferat, Ozan Bilen, Ebubekir Çetinkaya, Peyk, Dilruba Saatçi, Esmeray Özadikti röportajlarını yayımladık. Devamında da çok değerli kişilerle röportajlarımız devam edecek. Son sayımız çocuk konusu üzerineydi ve çok konuşulmayan konulardan oluşan 50 sayfalık bir çocuk dosyası yayımladık.
Hem online hem basılı ilerliyorsunuz, değil mi?
Basılı derginin kokusu, ele alınıp okuması çok ayrı bir keyif. Fakat bizim bu konsept ile dergi basım onayı alabileceğimizi düşünmüyorum. Zaten bunun için de dergimizin bir geliri yok. Basılı olsaydı insanlar dergimizi bu ülke şartlarında rahatlıkla alabilir miydi? Ellerinde rahatça taşıyabilir miydi? Evlerine götürüp okuyabilir miydi? Bunlar da bizi düşündürüyor elbette. Fanzin olarak da yapmak istemedik, online dergi olarak devam ediyoruz ve böylelikle dünyanın her yerine ulaşmamız çok daha mümkün oluyor.
Ekipte kimler var?
Farklı mesleklerden 40’tan fazla gönüllü yazarımız var. Ayı Sözlük üzerinden tanıştığımız bu yazarlar arasında doktorlar, mühendisler, psikologlar, oyuncular, müzisyenler, edebiyatçılar, sosyologlar, avukatlar, öğretmenler, oyuncular, yönetmenler, modacılar gibi çok farklı meslek gruplarından kişiler var. Ayrıca LGBTİ aktivizminde öne çıkan isimler de destek oluyor. Yazarlarımızın hepsi LGBTİ bireyi değil, hatta yarısı bizleri destekleyen heteroseksüellerden oluşuyor diyebilirim. Dergimizin adı zaten bu yüzden Homojen. Herkes ile iç içe geçmek, bütünleşmek en öncelikli amacımız.
LGBTİ toplululuğu nasıl karşıladı dergiyi? Bölünmeler oldu mu?
LGBTİ’ler arasında sürekli bir bölünme durumu söz konusu aslında. Bu sorunu çözmek için, tüm LGBTİ’lerin beraber hareket edebilmesi için bir çok kişinin olumlu ve yapıcı çabaları sürüyor. Dergi için LGBTİ topluluklarından kötü yorumlar almadık; çok destekleyici bir tavır da görmedik aslında. Yazmak, yaratmak aslında hiç kolay olmayan, desteklenmesi gereken bir beceri, meziyet. Herkes yazamıyor; bu sebeple de belli bir düzeyin üzerinde yazabilen, çizebilen, yaratabilen insanlar benim gözümde her zaman değerlidir ve desteklenmelidir. Umarım biz de bir gün destekleniriz. Umarım tüm LGBTİ’ler elde edilmesi gereken insani hakları için bölünmeden beraberce yürüyebilen, ortak paydalarda buluşabilen bir yöne doğru ilerleyebiliriz.
Yayıncılıktan başka işiniz var mı, gelir getiren?
Derginin bir geliri yok; reklam veya sponsorluk teklifi de almadık. Dergideki tüm üyeler kendi mesleklerini icra etmeye devam ediyorlar ve bir gelir beklentisi olmadan gönüllü olarak dergide yazıyorlar.
Homojen dergi ile neyi umut ediyorsunuz?
Bu tür gönüllü çalışmalarda sanırım umut edilen en önemli ve öncelikli şey, en fazla kişiye ulaşmaktır diye düşünüyorum. Okurlardan geri bildirimler almak, birçok kişi tarafından okunuyor olmak, dergi ekibini en çok mutlu edecek olan şeydir. Ortada ciddi bir emek varken, konu ve içerik bakımından dolu dolu bir dergi yapıyorken, bu içeriklerle fark yaratıyorken bu beklentilere ulaşmayı dilemek sanırım çok doğal.
İnternet sitenizin güncelliğini nasıl koruyorsunuz?
Dergimiz iki ay aralıklarla yayımlanıyor. Dergi yayınından bir ay sonra da tüm yazıları internet sitemize tek tek ekleyerek okuyucuya daha kolay ulaşmaya çaba göstermekteyiz. Bu da sitemizin sürekli güncel olmasını sağlıyor. Ayrıca internet sitesinde yayınlanan içerikleri Facebook, Twitter, Google Plus, Tumblr, Instagram gibi sosyal hesaplarımızdan da takipçilerimizle paylaşıyoruz.
Türkiye’de LGBTİ olmak hakkında siz ne dersiniz?
Türkiye’deki durum çok ortada. Dünya bir yöne doğru ilerlerken ülkemiz bu yönün tam tersine doğru ilerliyor. Irkçılık, ayrıştırma, ötekileştirme, nefret suçları, kendi gibi olmayanı yok etme, şiddet, adaletsizlik, sansürcülük gibi bir çok olumsuz yaklaşımı bir arada görmek mümkün. Kadın cinayetleri, eşcinsel ve trans birey cinayetleri, kadın tecavüzleri, çocuk tecavüzleri, LGBTİ intiharlarının çocuk yaşlara kadar düşmüş olması... Daha ne söyleyebilirim ki, insanlar sadece kendi olması gereken hakları için çaba içerisindeler, fazla bir beklenti yok aslında. Kimse pozitif ayrımcılık peşinde değil, sadece olması gerektiği gibi ellerinden alınmış olan haklarına kavuşma özlemindeler... Yıllardır düzenlenen Onur Yürüyüşü'nün Ramazan ayına denk geldiği için engellenmeye çalışılması da buna en güzel örnek. Diğer kötü hak ihlali örneklerini burada saymayacağım, zaten görmek isteyenler görüyorlar.
Homojen dergiye dair bir anınızı paylaşabilir misiniz?
Birçok minik minik anım var aslında. Derginin ilk sayısını kutlamak için dergi ekibinden arkadaşlarla büyük bir mekana gitmiştik. Mekân oldukça büyük, cumartesi olduğu için de oldukça kalabalıktı. Mekânda sunuculuk yapan Seyhan Arman’ın tüm konukları selamladıktan sonra Homojen Dergi’nin ilk sayısını duyurması, dergi ekibini tebrik etmesi ve mekandaki ışıkların bizim olduğumuz masaya dönmesi oldukça keyifli, mutlu edici bir anımdır.
Dileğiniz?
En muhteşem üçlü diye bir şey vardı bir zamanlar: Barış, huzur, özgürlük... Günümüzde en çok özlemini duyduğum olgular, değerler... Umarım Türkiye’de yaşayan tüm ötekiler, ayrıştırılanlar bu değerlere kavuşabilirler. İnsan hayatı umarım bir gün cüzdanlardan daha önemli bir noktaya taşınabilir. Homofobinin, transfobinin, bifobinin, ırkçılığın, nefretin ve şiddetin ne denli tehlikeli hastalıklardan birkaçı olduğu umarım artık çoğunluk tarafından anlaşılır hâle gelir.