MHP lideri Devlet Bahçeli, Sözcü gazetesine yaptığı açıklamalarda, AKP ile bir koalisyon hükümetinin dört şartını şöyle açıklamış: (1) Çözüm sürecine son verilsin. (2) 17-25 Aralık yolsuzluk dosyaları açılsın. (3) Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilsin. (4) Ve Saray’dan çıkıp Çankaya Köşkü’ne gitsin. Bahçeli son olarak eklemiş: “AKP şartlarımızı kabul ettikten sonra Erdoğan’ın AKP’si mi kalır?.. Şartlarımız olursa MHP, taşın altına elini değil gövdesini koyar.”
MHP'nin şartlarını kabullenemeyecek bir AKP’nin CHP ile anlaşması da uzak ihtimal. Manzara-i umumiye parlak değil
Bahçeli’nin üç koşulu son derece yerindedir. Yolsuzluk ve rüşvet dosyaları yeniden açılmadan, bunun için bir soruşturma komisyonu kurulmadan AKP ile bir koalisyona gidilemez. Yine bunun gibi, Tayyip Erdoğan anayasanın öngördüğü sınırlar içine çekilmeden, fiili başkanlığı bırakmadan, hukuka saygı göstermeden de AKP ile koalisyon yapılamaz. Üçüncü koşul, yani Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak örtülü ödenek vesaireden vazgeçerek, tası tarağı da toplayıp Çankaya Köşkü’ne taşınması… Bahçeli haklı, bu olmadan da AKP ile bir koalisyon hayaldir. MHP liderinin bir şartı daha var: ‘Çözüm süreci’ne son vermek! AKP, iktidar uğruna bu koşulları sineye çekebilir mi?
Yolsuzluk dosyaları, Erdoğan'ın anayasal sınırlara çekilmesi ve Çankaya'ya taşınması… Bahçeli’nin üç koşulu yerinde
‘Çözüm süreci’ni şimdi bir yana bırakıyorum. AKP bunun dışındaki üç şartı kabul eder mi? Bir başka deyişle: Yolsuzluk ve rüşvet dosyalarının açılması, Erdoğan’ın anayasal sınırlarına çekilmesi ve Saray’dan Çankaya’ya taşınması… Evet, bu koşulların kabulü, “AKP’de Erdoğan dönemi”nin kapanmasına giden yolu açar. AKP bunu kabullenebilir mi?.. Ya da, daha önceki yazılarımda sorduğum gibi, “Artık AKP’de patron Erdoğan değildir!” diyebilir mi? Şimdilik kolay görünmüyor. Bu konuda AKP içinde farklı görüşler, farklı kanatlar yok değil. Yarın ne olur bilemem ama bu aşamada, öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan’ı istemezükçüler o kadar güçlü değil AKP içinde… Veyahut tam siper durumdalar. Onun içindir ki, bu siyasal ortamda bir AKP-MHP koalisyonu uzak ihtimal olarak duruyor. Ayrıca, Bahçeli’nin yukarıdaki üç koşulunu kabullenemeyecek bir AKP’nin CHP ile de anlaşması yine yakın ihtimal gözükmüyor.
Bir 'savaş' koalisyonu olabilir mi?
MHP liderinin bir şartı daha var: ‘Çözüm süreci’ne son vermek! Şu söylenebilir: AKP zaten süreci uzun zamandır fiilen boşlamış durumda; 7 Haziran’da Kürt oyları büyük ölçüde HDP’ye kaydı; sürece ilişkin inandırıcılığını yitirmiş bir AKP bu defteri kapatsa ne olur, kapatmasa ne olur?.. Şu da akla geliyor: ‘Çözüm süreci’ni rafa kaldıran bir AKP, MHP ile kolkola girerek, milliyetçilik bayrağını sallaya sallaya PKK-PYD’nin üstüne yürüyebilir mi Suriye’de?.. Yani bir savaş koalisyonu olabilir mi MHP ile AKP arasında?.. Peki bu durumda MHP’nin ilk üç şartı, yolsuzluk dosyaları, anayasal sınırlar ve Çankaya Köşkü ne olacak? Bunları kabul ederse AKP, Erdoğan AKP’si olmaktan çıkmayacak mı?..
Ya da AKP içinde ağır basan çizgi
Bahçeli’nin şartlarının kabulü, 'AKP’de Erdoğan dönemi'nin kapanmasına giden yolu açar. AKP bunu kabullenebilir mi?
Dönelim, büyük koalisyon alternatifine… MHP’nin ilk üç koşulunu CHP’nin de öne sürmesi, eski deyişle, eşyanın tabiatına uygun. AKP kabul edebilir mi?.. ‘Çözüm süreci’nin iki parti arasında, en azından ilkesel olarak, kâğıt üstünde bir sorun oluşturacağını sanmıyorum. Ama Erdoğan’la ilgili ilk üç şartta durum farklı. Anlaşılan o ki, koalisyon pazarlıklarında AKP Erdoğan’ı dokunulmaması gereken bir kırmızı çizgi olarak görüyor. Ya da AKP içinde ağır basan çizgi bu gibi… Kısacası: Manzara-i umumiye bugünlük parlak değil. Yarın ne olur bilmem ama vaziyetler böyle. AKP, Erdoğan’ın AKP’si olmaktan vazgeçebilir mi?.. Patron artık Erdoğan değildir, diyebilir mi?.. Bu iki sorunun yanıtları belli olmadan istikrarsızlık bulutları dağılmayacak anlaşılan.. İyi pazarlar!