Bugünlerde çoştukça çoşuyor Saray’daki Sultan. Kürtaj yasağını savunuyor. İlle de en az üç çocuk diyor. Ve ekliyor: “Çünkü Rabbim öyle istiyor!” Devam ediyor: “Anneliği reddeden kadın eksik kadındır, yarım kadındır.” Merkel’e sallıyor: “Delikanlı ol, ciğerimi ye!” Alman parlamentosunda soykırım kararına evet diyen Türk milletvekilleri için kan testi talep ediyor: “Ne Türk’ü be?... Bunların kanlarının laboratuvar testinden geçmesi lazım.” Şunu da söyleyebiliyor: “Bizim tarihimiz merhamet tarihidir, şefkat tarihidir.” Hangisini yazacaksın? Galiba biz bu alemin lanetlenmiş kullarıyız. Öylesine bir ceza kesilmiş ki bize, sanki her Allah’ın günü Erdoğan’ın totaliter saçmalıklarını yorumlamak zorundayız.
Artık despotluk yolundasın. Kendi ‘diktatorya’nı kuruyorsun
Üstelik katmerli bir ‘ceza’ bu! Öyle ki, saçmalıkları yorumlamakla da bitmiyor. Arkasından Sultan’a hakaret davalarıyla, soruşturmalarıyla mahkeme kapıları, hapishane kapıları faslı var. Akıl alır gibi değil. Neresinden başlayacaksın? Bizim tarihimiz ‘şefkat tarihi’ymiş... ‘Merhamet tarihi’ymiş... Erdoğan böyle buyuruyor. Peki ama daha bir kaç yıl önce 1915’e ilgili olarak taziye yayınlayan, üzüntü belirten kim? Üstü örtülü ‘özür’ün kıysında dolaşan kim? Daha 2010’da, “1938 yılında Dersim’de 50 bin kişi katledildi” diyen kim? Bunlar, başbakanlık koltuğunda otururken senin ağzından çıkmadı mı? Şefkatli, merhametli tarihimizde varlık vergisi yok mu? Trakya pogromu yok mu? 6-7 Eylül yok mu? Çorum katliamı yok mu? Kahramanmaraş katliamı yok mu? Madımak katliamı yok mu? Roboski katliamı yok mu? Yoksa bugün Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de, Şırnak’ta, Yüksekova’da, Silvan’da yaşanan büyük acılar da, tarihimizin şefkatli ve de merhametli sayfaları arasında mı yer alacak?
Bugün ağzından çıkan her şey kendi totaliter zihniyetinle uyumlu
Asıl sen biraz delikanlı ol, delikanlı! Biraz dürüst ol, dürüst! Biliyorum, bir zamanlar bu toprakların tarihine böyle bakmazdın. Özel sohbetlerinde bu ‘devlet’in bu topraklarda kendi insanlarına ne kadar hoyrat, ne kadar acımasız davrandığını söylerdin. Çoktan geçti o günler... Artık despotluk yolundasın. Kendi ‘diktatorya’nı kuruyorsun. Bugün ağzından çıkan her şey kendi totaliter zihniyetinle uyumlu. Kaç çocuk yapılacağını buyuran da sensin. “Rabbi’nin en az üç çocuk” istediğini söyleyen de sensin. Çocuk doğurmak istemeyen kadını yarım kadın, eksik kadın da ilan edebiliyorsun. Evet, totaliter bir kafa bu... Evet, laikliğe aykırı bir kafa bu... Evet, insan haklarını takmayan bir kafa bu... Evet, demokrasinin özünü oluşturan farklılıkları reddeden bir kafa bu... Bu kafa bu kadarla da yetinmiyor. Irkçılık da yapıyor. Nefret suçu da işliyor. Adalet Bakanı’nın geçen günkü kansızlar, sütü bozuklar söylemindeki gibi diyor ki: “Ne Türk’ü be?... Bunların kanlarının laboratuvar testinden geçmesi lazım.” Biz de oturup her Allah’ın günü, Sultan’ın bu totaliter saçmalıklarını yorumluyoruz. Herhalde yeryüzünün asıl lanetlenmiş kulları bizim gibi yazar çizer takımı olmalı...