Manşetlerde yine başkanlık sistemi... Şaka gibi. Başkanlık sistemi gelse n’olur, gelmese n’olur bu memlekete. Zira asıl mesele, demokrasi. Asıl mesele, hukukun üstünlüğü. Asıl mesele, özgürlükler. Asıl mesele yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı. Asıl mesele, güçler ayrılığı. Demokrasiyi demokrasi yapan bu temel değerlere boş verdiğin zaman, başkanlık olmuş olmamış ne farkeder ki?.. Mevcut anayasada başkanlık yazmıyor. Bizimki parlamenter sistem. Bizim anayasaya göre, cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle bağı kesiliyor. Erdoğan AKP ile bağını kesti mi? Hayır. AKP’nin asıl lideri Erdoğan değil mi? Evet. Bizim anayasaya göre, cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım. Erdoğan tarafsız mı? Hayır. Bizim anayasaya göre, cumhurbaşkanının partilerüstü olması lazım. Erdoğan partilerüstü mü? Hayır. Muhalefetle sürekli kavga eden bir parti liderinden farksız. Meydanlarda dolaşıp partisine oy isteyen bir lider o... Bizim anayasaya göre, yargı bağımsız olmalı, bizde öyle mi? Hayır.
Erdoğan bugüne kadar mevcut anayasayı mı, hukuku mu, özgürlükleri mi taktı ki, bundan sonra takacak?
Yargıya devamlı karışan, talimatlar yağdıran, hatta “Anayasa Mahkemesi kararına direnin!” diye mahkemelere çağrı yapabilen Erdoğan’ın kendisi. Yargıçları, savcıları Saray’da toplayıp kendisini alkışlatan yine Erdoğan’dan başkası değil. 28 Şubat döneminde Genelkurmay’a gidip askeri alkışlayan yargı, şimdi ikide bir Saray’a çıkıp Erdoğan’a alkış tutuyor. Sadece bu bile, bu memlekette yargı bağımsızlığının, güçler ayrılığının nasıl yerlerde süründüğünün hazin bir görüntüsüdür. Lafı uzatmak gereksiz. Bugün Türkiye’de ‘başkanlık sistemi’nin ötesine geçilmiş durumda. Erdoğan, eski deyişle, kadiri mutlak! Her şeye muktedir. Tüm iktidar ipleri onun elinde. Her alanda ne isterse yapabiliyor. Aksi iddia edilebilir mi?.. Allah’ın lütfu olarak gördüğü 15 Temmuz sonrasında, OHAL’in Kanun Hükmündeki Kararnameleri’yle sivil darbesini gün geçtikçe derinleştiriyor. Devlet el değiştiriyor! İşte bunun içindir ki, başkanlık sistemi olsa n’olur, olmasa n’olur diyorum. Asıl mesele demokrasidir. Asıl mesele hukukun üstünlüğüdür. Asıl mesele özgürlüklerdir. Asıl mesele yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığıdır. Asıl mesele güçler ayrılığıdır. Demokrasiyi demokrasi yapan bu değerlerin hepsi bugünkü anayasada mevcut, yani kağıt üstünde var. Var da ne oluyor? Erdoğan’ın umurunda mı bütün bu demokratik değerler? Hayır. Bu nedenle, kağıt üstünde dünyanın en demokratik anayasasını yapsak bile, Amerikan başkanlık sisteminden çok daha demokratik olanını yazsak ve referandumdan geçirsek bile n’olacak ki?.. Erdoğan ve Saray’ı tepemizde olduğu sürece ne değişecek ki? Erdoğan bugüne kadar mevcut anayasayı mı, hukuku mu, özgürlükleri mi taktı ki, bundan sonra takacak? Geçelim. Mesele Erdoğan’dır! Mesele demokrasi ve hukuk mücadelesidir!