7 Haziran 2015. Şimdi bütün dikkatler, bu tarihte yapılacak milletvekili genel seçimlerine çevrilmiş durumda. 7 Haziran gecesi bekleniyor, büyük bir merak ve heyecanla. Çünkü, seçim sandığı açılmadan siyasete dair sağlıklı değerlendirmeler yapmak olanaksız. Neyin ne olacağı henüz bilinmiyor. Saray’daki Sultan da sıkıntılı. Önünü göremiyor. Önü karanlık! En büyük sıkıntısına gelince... Sır değil: Ya HDP barajı geçerse... Kendisinin yandı gülüm keten helva gibi bir vaziyetle karşı karşıya kalacağının farkında.
Dikkatler, seçimlere çevrilmiş durumda. Saray’daki Sultan sıkıntılı. Önünü göremiyor. Önü karanlık
HDP barajı aşar, biraz da yukarı doğru seyreder, MHP oyları da kıpırdarsa, başına neler gelebileceğini az çok kestirebiliyor. Böyle bir durumda, bırakın 400 milletvekilini bir yana, AKP’nin tek başına hükümet kurması için gerekli 276 milletvekili bile sandıktan çıkmayabilir. Saray’daki Sultan bunu bilmiyor değil. Onun içindir ki: Bir yandan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı tetikçilerine hedef gösteriyor, diğer yandan Kürt sorunu falan yok diyerek milliyetçi oylara, MHP oylarına göz kırpıyor. Ama çoktan kanıksanmış bir oyun bu. Hatırlayın, bir seçim öncesinde de, “Ben olsam Öcalan’ı asardım!” oyunu oynamıştı. İnandırıcılığı gitgide aşınıyor Erdoğan’ın. Bu durum seçim araştırmalarında da kendini belli etmeye başladı. Artık oyları yüzde 50’nin altında seyrediyor. Kararsızların oranı da yükseliyor.
Sultan bir yandan HDP'yi tetikçilerine hedef gösteriyor, diğer yandan 'Kürt sorunu falan yok' diyerek MHP oylarına göz kırpıyor
Yine de sorulabilir. Tayyip Erdoğan’ın başkanlık oyunları tutabilir mi? Bunun için oyun içinde oyunlar kurulabilir mi? HDP ile Kandil’in mesajları öyle ki, Erdoğan’ın oyunlarının tutması uzak ihtimal. Selahattin Demirtaş geçen gün partisinin Meclis grubundaki birkaç cümlelik konuşmasıyla oyuna gelmeyeceklerini, Tayyip Erdoğan’ı başkan yapmayacaklarını herhangi bir kuşkuya yer bırakmayacak bir dille açıkladı:
Biz pazarlık partisi değiliz. AKP’yle hiçbir kirli pazarlığın içinde değiliz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, HDP var olduğu müddetçe sen başkan olamayacaksın. HDP’liler bu topraklarda var olduğu sürece seni başkan yapmayacağız.
Kandil’in tutumu da farklı değil. Kandil’de Cemil Bayık’la birlikte KCK’nın Eş Başkanlığını yürüten Bese Hozat dünkü Özgür Gündem gazetesinde şunları yazmıştı:
HDP heyeti ile hükümet heyetinin yaptığı ortak açıklamanın üzerinden iki haftadan fazla bir zaman geçmesine rağmen hükümet hâlâ radikal demokratik bir adım atmış değildir. Açıklanan 10 başlık tamamen Türkiye’nin demokratikleşmesini ve Kürt sorununun çözümünü öngörürken hükümet cephesi oyalama siyasetini sürdürüyor. Erdoğan büyük bir provokatör olarak rolünü oynamaya devam ediyor. Artık demagoji siyasetiyle Kürtleri aldatamayacağına, oy alamayacağına inanan Erdoğan, tüccar kurnazlığıyla “Kürt sorunu yoktur” diyerek MHP ve BBP tabanından oy devşirmeye çalışıyor.Türkiye’nin varlık yokluk meselesi haline gelmiş büyük bir davayı ve bir ülkenin geleceğini gözü karaca iktidar hırsına kurban etmeye çalışıyor.Çok açık ki, Erdoğan siyaseti Türkiye’de çoktan miadını doldurdu ve iflas etti. Artık toplum kabak tadı veren bu çürümüş siyasete itibar etmiyor.
Ya da isterseniz Ağrı’dan bir sese, HDP’li Belediye Başkanı Sırrı Sakık’ın dünkü şu sözlerine kulak verebilirsiniz:
Erdoğan’ın başkanlık oyunları tutabilir mi? HDP ile Kandil’in mesajları öyle ki, Erdoğan’ın oyunlarının tutması uzak ihtimal
Sayın Cumhurbaşkanı, Kürt sorunu yoksa ne sorunu var? Size göre Kürt sorunu yok. Size göre şimdi bir seçim sorunu var. Eğer Kürt sorunu yoksa HDP neden her gün Kandil’de, İmralı’da Sayın Öcalan ile görüşüyor? Kürt sorunu yoksa neden HDP’nin aktörleri her gün sizinle görüşüyorlar? Vallaha bence sizde bir vicdan sorunu var? Sayın Cumhurbaşkanı sen hangi haklara sahipsen biz Ağrı’da, Kürdistan’daki bütün Kürtler aynı hakka sahip olmak istiyor. Bizim 30 yıllık mücadelemizi görmüyorsanız, körsünüz. Bizim zora, zulme boyun eğmediğimizi siz çok iyi bilmelisiniz. Bu ülkede yeni bir inşa dönemi başlamalı. Herkesin ortak bir vatanı olmalı. Bütün diller, bütün dinler birleşip demokratik bir Türkiye oluşturmalı. Demokratik bir Cumhuriyet oluşturulmalı. Sayın Öcalan başta olmak üzere bütün gerilla birlikleri cezaevinden ve Kandil’den herkes gelip demokratik siyasete katılmalı ve barış sağlamalıdır."
Sözü uzatmak gereksiz. Bu açıklamalar da, Tayyip Erdoğan’ın ‘başkanlık oyunu’nunda başarı kazanmasının uzak ihtimal olduğunu gösteriyor. Evet, 7 Haziran’a daha var. Ama bir gerçek daha var ki, seçime doğru her geçen gün kendini daha çok belli ediyor: Erdoğan artık çöküş sürecinde!