Hayatta en güzel şeylerden biri,yalnız olmadığını bilmektir.Başkalarının acılarını hissetmek, onları paylaşmak ve yardım elini uzatmaktır.6 Şubat deprem felaketi,sabah vakti bu duyguları içimde bir defa daha depreştirdi.Büyük bir birliktelik ve dayanışma dalgasının kabardığını görüyorum.Bu dalganın içinden "yeni Türkiye"ninsancıları, belirtileri su yüzüne vuruyor.Birbirimizle uğraşmayı bırakıp tek bir hedefe kilitlenebiliriz,düşüncesi yaygınlaşıyor.Barış ve demokrasiye açılan yollarda,hep birlikte yürüyebiliriz iradesi şekilleniyor. Evet öyle.
Büyük felaketler, büyük doğuşlara yol açabiliyor. Tarihte örnekleri az değildir.Birinci Dünya Savaşı'nın ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıntılarıarasından, Kurtuluş Savaşı'nın bayrağıdalgalanmamış mıydı bu topraklarda?Cumhuriyet Devrimi yaşanmamış mıydı?Şimdi de sıra, 6 Şubat felaketiyle birlikte "Cumhuriyet'in demokrasiyle taçlandırılması"na geldi.Zaman, öncelikleri sonralıkları birbirine karıştırma zamanı değildir."Zamanın ruhu"nu yakalamak istiyorsak,birbirimizle itişip kakışmayı bir yana bırakıp,ufak ufak şekillenmeye başlayanbir "demokrasi ittifakı"ylaErdoğan'a güle güle demeliyiz.60 milyon insanın canına mâl olanİkinci Dünya Savaşı cehennemindenAvrupa, Amerika'yla dayanışma ve"demokrasi ittifakları"yla düze çıktı.Yaşlı kıta, belki de tarihin en büyük barış projesi olan Avrupa Birliği'ylebarış, demokrasi ve refah yolunu açtı.
(Burada yazıya bir parantez açıyorum.Bugün Avrupa'da barış ve demokrasiye en büyük tehdit Putin'dir.Putin Rusya'sının Ukrayna'daki işgalidir.Putin Ukrayna'da yenilgiye uğratılmadan,Ukrayna'daki işgal sonlandırılmadan Avrupa'da,Türkiye'de barış ve demokrasi hep tehdit altında olacaktır.Bu açıdan ABD Başkanı Biden'ın Ukrayna'ya yaptığı sürpriz dayanışma ziyareti çok önemlidir.Parantezi kapatıyorum.)
Yazımın başında da söylediğim gibi,cehennem benzeri altüst oluşların, felaketlerin sonrasında "yeni" kurulabilir, barış ve demokrasi yolu açılabilir.Örnekleri az değil.Biz de, Cumhuriyet'in yüzüncü yılındabir kez daha yapabiliriz.
Haydi Türkiye, hep birlikte kolları sıvamanın tam zamanıdır,demokrasi, barış ve refah yolunda birlikte yürümenin tam zamanıdır.
Hasan Cemal kimdir? Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara’da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986’da Sedat Simavi Ödülü’nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013’ten beri T24’te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. Bir dönem Bilgi Üniversitesi’nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal’in yayımlanmış 13 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: - Tank Sesiyle Uyanmak (1986) - Demokrasi Korkusu (1986) - Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) - Özal Hikâyesi (1989) - Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999) - Kürtler (2004) - Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005) - Türkiye'nin Asker Sorunu (2010) - Barışa Emanet Olun (2011) - 1915: Ermeni Soykırımı (2012) - Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014) - Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014) - Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018) - Hasan Cemal'in "Zamane Diktatörleri" adını taşıyan basılmamış bir kitabı daha var. |