1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun... Bugün köşemi, 24 Haziran seçimleriyle ilgili olarak HDP'yi şeytanlaştırmak, demokrasiye ters düşer, çifte standarttır, enayiliktir diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na bırakıyorum. Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e yaptığı açıklamaların bir bölümü şöyle:
Bir partiyi demokrasi düşmanı ilan etmek... Bir partiyi blok olarak şeytanlaştırmak, demokrasi düşmanı ilan etmek, bazı partilere karşı çıkmak... Biz böyle bir düşünce içinde değiliz. Demokrasi ise hepsi parlamentoya girmeli.
Demokrasinin önüne konulan barajı aşmak gerekiyor! Bir HDP- CHP birlikteliği zaten yok. Birliktelik hayır bileşenlerinin hepsiyle olmalı. Hayır bileşenlerinin hepsiyle olursa mutlu oluruz. Herkes kendi listesiyle girsin seçime. Sadece baraj kalkıyor, ne o bana, ne de benim ona müdahalem var. Onların merkez yönetimi, cumhurbaşkanı adayı ayrı. Demokrasinin önüne konulan barajı aşmak gerekiyor.
Hem adalet diyeceksiniz hem de çifte standart olacak! MHP için barajı kaldırıyor; yüzde 1 oy alsa da milletvekili çıkaracak. Koşulları eşitlemediğimiz sürece adalet olmayacak. Hem adalet diyeceksiniz hem de çifte standart olacak. Onlar yaptı biz niye yapmayalım?
Hem Meclis’te yan yana otur, hem de... Meclis’te yan yana oturuyorlar. Kimse demiyor ki ben senin yanında oturmam. Ama oy pusulasında yan yana olmayalım diyorlar. Kağıt üzerinde yan yana olmayacak ama fiilen parlamentoda yan yana olacaksınız. 15 Temmuz sonrası 4 partinin grup başkanvekilinin bildirisi var. Hepsi de demokrasiyi savunuyor.
Demokrasi çifte standart kabul etmez! Her siyasi partinin genel başkanının bu süre içinde tarihsel sorumluluğu var. Demokrasinin inşası konusunda demokrasinin özü çifte standart kabul etmez.
Demokrasinin özünde, bizim gibi düşünmeyen insanların söz hakkı var. Ve benim de ona tahammül etmem gerekir.
Demokrasiyi sonsuza kadar çalıştırmak zorundayız.
Erdoğan'la çatışıyoruz ama... Biz mesela Erdoğan ile çatışıyoruz; karşılıklı söylemler sert olabiliyor. Ama bu söylem AKP’lilere yönelik değil. Tam tersine onlara sıcak mesajlar veriyoruz. Onların da sandığa gidince demokrasiden yana oy kullanmalarını istiyoruz.
Hayatî bir seçim... İki seçim ilk kez bir arada oluyor. Yasama ve yürütme bir arada olacak. Bunun halka çok iyi anlatılması lazım. Biz bunu hayatî bir seçim olarak görüyoruz. Tabanımız demokrasinin kalıcılığı açısından ve güçlenmesi açısından bu seçimde iyi mücadele edilmesi gerektiğinin bilincinde.
Hayır diyenler oy kullanmaya giderse tablo değişir! Hayır diyenler, hayır bileşenleri oy kullanmaya giderse tablonun değişeceğine inanıyorum. Hayır bileşenleri de referandumda hangi noktadaysa bugün de aynı noktadalar. O dönemde sandığa gidip sadece hayır oyunu kullanacaktı, bu seçimde hem milletvekili hem cumhurbaşkanı seçecekler. Hayır oyu verdiğine ‘pişmanım’ diyen yok, ama evet oyu verenlerden pişman olan çok. Onlar da sandığa gidip oy kullanacaklar.
Ne kadar geniş yelpazeyle seçime girilirse o kadar iyi olur. Her partinin milletvekili adayı farklı listelerle çıkacak. Ne kadar geniş yelpaze ile seçime girilirse o kadar iyi olur. Sonuçta siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsuruysa, meşru siyasal partiyse demokrasi için bir araya gelmelerinde hiçbir sakınca yok.
Demokrasiyi sonsuza kadar çalıştırmak zorundayız.
Sayın Kılıçdaroğlu'na katılıyorum.