Deniz kıyısında yazıyorum bu satırları. Hafif bir esintinin iç bayıltıcı kekik kokularını getirdiği tenha bir koydan... Cırcır böcekleriyle keçi ve oğlakların cırlak sesleri birbirine karışıyor. Rüzgâr kalmış durumda. Ahşap iskeleye bağlı üç dört yelkenli hiç kıpırdamıyor. İki tekne de koya demir atmış alargada duruyor. İnsanın gözünü, kulağını rahatsız eden bir kirlilik yok. Sessizlik, kekik kokuları ve sıcak... İnsanı fazlasıyla gevşeten bir ortam... Kolay bir yazı konusu arıyorum.
Kolay bir yazı konusu arıyorum. Cep telefonuma bir SMS düştü: Sarkozy gözaltında!
Yazmak zorunda mısın?.. Öyle hissediyorum kendimi. Tayyip Erdoğan’ın hâlleri dolayısıyla yazmadan edemiyorum. Kolay bir yazı konusu... Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığı kolay bir yazı konusu değil mi?.. Haklısın. Ama o kadar çok yazdım ki. Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne taşımak istediği Başkan Babalık davasında yazılmadık ne kaldı ki...
Demek ki Fransa’da hukuk devleti var. Çünkü mahkemeler bağımsız. Ve kuvvetler ayrılığı işliyor
En iyisi Sarkozy’yi yazayım. Cep telefonuma bir SMS düştü: “Sarkozy gözaltında! Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı 59 yaşındaki Nicholas Sarkozy, ‘gizli adli incelemeyi ihlal’ suçlamasıyla gözaltına alındı. Sarkozy, Paris yakınlarındaki Nanterre polisi tarafından sorgulanıyor. Sarkozy’nin gözaltı nedeni, nüfuzunu kötüye kullanma suçlaması. Fransa tarihinde ilk kez eski bir cumhurbaşkanı gözaltına alınmış oluyor.” Haber böyle. Kolay bir yazı konusu değil mi? Evet öyle. Hukuk devleti işte böyle bir şey diye girebilirsin yazına. Sonra iki noktayı belirtirsin: Yargı bağımsızlığı... Kuvvetler ayrılığı... Sonra da eklersin: Bir ülkede demokrasi var mı, yok mu sorusunun karşılığı bu iki noktadan geçer. Mahkemeler bağımsız mı, değil mi? Savcılar, yargıçlar kimsenin gözünün yaşına bakmadan ‘hukuk’un gereğini yerine getiriyorlar mı? Bu soruların yanıtlarıdır, bir ülkede demokratik hukuk devletinin çerçevesini çizen... Demek ki Fransa’da hukuk devleti var. Çünkü mahkemeler bağımsız. Ve kuvvetler ayrılığı işliyor. Sarkozy’nin nüfuzunu kötüye kullandığı suçlamasıyla gözaltına alınması, Fransa’da hukuk devletinin tıkır tıkır işlediğini apaçık sergiliyor.
İyi güzel. Gerçekten kolay bir yazı. Ha gayret, az kaldı noktayı koymaya... Ama bu bayıltıcı kekik kokuları yok mu?.. Ağustos böceklerinin cırcırları... Yazıyı zorlaştırıyor. Kolaylaşabilir eğer kalemini Türkiye’ye, Tayyip Erdoğan’a getirirsen... Şu soruları alt alta sıralamaktan daha kolay ne olabilir ki: Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, bir telefonla Adalet Bakanı’nı devreye sokarak bir büyük işadamının beraat kararını Yargıtay’da bozdurmak istemedi mi?.. Kesinleşmiş bir büyük devlet ihalesini bir telefonla bir işadamından alıp diğerine verdirmedi mi?.. Danıştay Başkanlığı’na kimin seçileceğini belirlemedi mi o Başbakan?..
Türkiye’de alt alta sıralanan Erdoğan sorularının unutulacağını sanan aldanıyor
“Kırın kapısını alın o gazeteciyi içeri?.. Savcı mırın kırın mı ediyor, alın onu da içeri?.. Bunun için gerekirse sonra kanun çıkarırız” diyebilen Başbakanlık Müsteşarı’nı İçişleri Bakanı yapan aynı Başbakan değil mi? Böcek soruşturması ile ilgili olarak beş polisin serbest bırakılması üzerine bas bas bağırıp çağırarak o polisleri yeniden tutuklatan da bu Başbakan değil mi?.. Diğer yandan kendi bakanlarına ve oğluna uzanan soruşturma dosyalarını kapattırmak için ülkenin yargı düzenini, HSYK’yı hallaç pamuğu gibi attıran, ‘yargı’yı ‘yürütme’ye tabi kılan kapıyı ardına kadar açarak, demokrasinin belkemiği olan ‘kuvvetler ayrılığı’na ölümcül bir darbe indiren de o değil mi?.. Evet o. Ayrıca bu liste epey uzatılabilir. Gerek var mı?.. Sanmıyorum, zaten hepsi malum. Unutulacağını sanan da aldanıyor. Bütün bunların altındaki imza Başbakan Erdoğan’dan başkasına ait değil. Şimdi de Cumhurbaşkanı olmaya, daha doğru deyişle Başkan Baba’lığa hazırlanıyor. Uzun lafın kısası: Mutlak iktidar peşinde!
Erdoğan şimdi de Başkan Baba’lığa hazırlanıyor. İşi hiç kolay değil bu memleketin
Bak gördün mü, yazı bitmek üzere. Ama sıradan bir yazı. Yavan. Evet öyle, yeni olan ne var ki bu yazıda?.. Haklısın, sürekli patinaj halindeyiz. Ama Tayyip Erdoğan’ın damgasını vurduğu Türkiye siyasetinde yeni olan ne var ki?.. Türkiye, öyle anlaşıyor ki, demokrasi ve hukuk açısından ‘Erdoğan çıkmazı’nı ya da ‘Erdoğan düğümü’nü yaşamaya devam edecek. İşi hiç kolay değil bu memleketin. Demokrasi ve hukuk devleti açısından taşların, kurum ve kuralların bu memlekette yerli yerine oturması zaman alacak, sancılı olacak. Buna hazırlıklı olmalıyız. Bak gördün mü, yazı bitmek üzere. Erdoğan’ın adaylık konuşmasını okusan, biraz daha uzayabilir yazı. Hiç içimden gelmiyor. Neler söyleyeceğini kestiriyorum çünkü... O zaman yazıya koy noktayı gitsin. Rüzgâr başladı. Ahşap iskele, yelkenli teknelerle birlikte gıcırdıyor. Kekik kokuları ne güzel!