Evet, bir dediği bir dediğini tutmayan Başkan Trump ne kadar ciddiye alınabilir? Ama ya bu sefer ciddiyse?.. Dün güne Trump yine genellikle yaptığı gibi bir tweet sallayarak başlamış:
Kürtleri vurmaya kalkarsa, Türkiye'yi ekonomik açıdan çökertiriz.
Sonra ikincisini sallamış:
Kobani ve Cezire kantonlarının Türkiye tarafından tecrit edilmesine müsaade etmeyiz.
Arkasından eklemiş:
Türkiye böyle bir provokasyona kalkışırsa, bu bölgeleri uçuşa yasak bölge ilan ederim.
Daha da ileri gitmiş:
Bir provokasyon halinde, 20 millik (32 kilometre) güvenli bölge yaratacağız.
Trump'ın sabah sabah yaptığı bu tweetsel açıklamalar Dışişleri Bakanı Pompeo'ya sorulmuş ve şu yanıt alınmış:
Başkan Trump'ın Türkiye'ye ilişkin açıklamalarını kendisine sormanız gerekli. Ben yaptırımlardan ya da benzeri şeylerden söz ettiğini varsayıyorum.
Evet, Trump ne demek istedi? Bir dediği bir dediğini tutmayan, bir söylediğinin ertesi günü tam tersini söyleyebilen Trump'ı ciddiye almak gerçekten kolay değil. Kısacası: Bugünkü Beyaz Saray sakini pek öyle sözüne güvenilir bir zat değil. Ama bu seferki sözleri yenir yutulur gibi değil. Herhangi bir kuşkuya yer bırakmayacak bir dille demek istiyor ki:
Kuzey Suriye'de kımıldarsan yakarım!
Başka bir anlamı yok bu sözlerin. Kobani ve Cezire'yi tecrit etmeye kalkışma diyor. Etmeye kalkarsan, uçuşa yasak bölge ilan ederim, savaş uçaklarını sokmam o bölgelere diyor. İnat edersen, güvenli bölge oluştururum diyor. Ve devam ediyor:
Kürtleri vurmaya kalkma, seni ekonomik olarak çökertirim!
N'olacak şimdi? "Ben Kürtleri değil PKK'yı, YPG'yi, terör örgütlerini vuracağım" demeyi sürdürebilirsin. Ama anlaşılan o ki Trump senin gibi düşünmüyor. Haklısın, Trump'ın ipiyle kuyuya inilmeyeceğini bilmeyen yok. Ama... Ya bu sefer ciddiyse?.. Bir gece ansızın Fırat Doğusu'na daldığında, ya karşında kımıldama yakarım diyen Trump'ı bulursan?.. Ya Kuzey Suriye semalarında, Rojava ve Kobani göklerinde savaş uçaklarını uçuramaz hale gelirsen?.. Ya Trump bir adım daha atıp ekonomik yaptırımlar için düğmeye basarsa... Zaten son derece kırılgan haldeki ekonomi, bıçak sırtındaki ekonomik dengeler ne olur?.. Ya Amerikan doları yakın geçmişteki gibi bir anda alıp başını giderse?.. Bütün bunları düşünüyor musun?.. Ürkütücü... Bundan önceki yazımı şu satırlarla noktalamıştım:
Türkiye'nin muhtemel bir askeri operasyon öncesindeki manevra alanı geniş değil dar! Türkiye buna rağmen kontrollü bir askeri operasyon yapabilir. Böyle bir operasyon Erdoğan'a seçim sandığında oy getirebilir mi? Bilemiyorum. Ama bir kez daha vurgulamak isterim: Türkiye'nin oyun planı savaş değil barış olmalı! Türkiye, Kürtlerle barış ve çözüm süreçlerine öncelik vermeli. Savaş oyunları Türkiye'yi bunca yıl siyasi, ekonomik ve diplomatik açılardan güçlendirmedi, zayıflattı, zayıflatıyor.
Son söz: Yakın tehlikenin farkında mısınız?