Türkiye’de gazeteciliğin içinde bulunduğu duruma dair çok şey söylemek artık gereksizleşti.
Yine de herkesin bildiğini özetlemek gerekirse; gözaltılar, tutuklamalar, cezalar, işsiz bırakmalar, itibarsızlaştırmaların yanı sıra, çokça tekrarlanan sayısal verilere göre medyanın yüzde 95’i ‘iktidar’ tarafından sahiplenildi.
‘Yandaş’lığın ima ettiği yan yana durmak yerine iktidarın çeşitli biçimlerde ve araçlarla sahiplendiği ve böylece çökerttiği, kendisi olmaktan, yani asgari gazetecilik standartlarına sahip olmaktan çıkardığı bir medya düzeni var artık.
Bu yüzden “yandaş basın” ifadesi, mevcut manzarayı açıklamak için hem yetersiz kalıyor hem de durumun özgünlüğünü karşılamıyor. Çünkü artık iktidarla yan yana duran bir basından değil, doğrudan bir ‘iktidar basını’ ile karşı karşıyayız. İktidarın hükmetme, maniple etme, yönlendirme aracı olarak basın, artık gazetecilik dışında bir araca dönüşmüş durumda. Üstelik bir zamanlar çokça muzdarip olduğumuz kötü gazetecilik olarak da adlandırılamaz bu durum, çünkü ortada gazetecilikle tarif edilemeyecek bir manzara var.
Bu karamsar manzara, gazeteciliğin öldüğü anlamına ise gelmiyor.
Gerçeklerin karanlıkta bırakılmaya çalışıldığı bu dönemde gazetecilik tutkusu ve çabası da büyüyor.
Bu yüzden de Türkiye’nin yakın siyasi tarihi, gazetecilerin kamusal tartışmaların odağında olduğu, yani aslında siyasi süreçlerin kahramanı haline geldiği bir sürece tanıklık etti, ediyor.
Bir yanda ana akım medya yok edilirken beri yanda yeni medya teknolojilerinin sunduğu imkanlarla yepyeni bir medya hızla bu boşluğu doldurmaya başlıyor. İnternet siteleri, web TV’ler, sosyal medya araçları ile bireysel ve kurumsal girişimler, iktidar basıncının altında, bütün sorunlarına ve eksikliklerine rağmen gazeteciliği yeni bir aşamaya taşıyor.
Kısa Dalga Podcast de bu ortamda gazeteciliğin yeni medya teknolojileri ile buluşmasının bir ürünü olarak doğdu.
Podcast, dünyada uzunca yıllardır revaçta olan, teknoloji (internet) ile geleneksel biçimlerin (radyo) bir sentezi olarak ilgi gören yeni bir medya aracı. Kısaca internette yayınlanan ses dosyaları olduğu söylenebilir.
Ses deyince akla hemen radyonun gelmesi kaçınılmaz. Podcasti “internetin radyosu” olarak açıklamak kolay ama eksik bir tarif olur. Çünkü podcast, sadece her zaman ulaşılabilir olmasıyla değil, aynı zamanda yaratıcılığa açık zengin içeriğiyle kendine özgü bir araca dönüştü. Podcastlerin radyodan farklı olarak bir yayın akışı yok, web sitelerinden ya da çeşitli uygulamalardan (Spotify, iTunes, Sound Cloud, Spreaker gibi) hemen her konuda yapılmış programları dinleyebilirsiniz.
En büyük avantajı ise BBC Akademi’nin radyo için yaptığı tanımda olduğu gibi “başka bir şeyle uğraşırken erişilebilen tek medya aracı” olması.
Podiolab’ın aktardığı Apple’ın 2018 verilerine göre sadece iTunes’da 155 ülkeden, 100 farklı dilden podcast yayınlanıyor ve 2018 Mart ayında Apple Podcast 50 milyar podcast download (indirme) rakamını geçti.
Edison Research’in yaptığı araştırmaya göre ise bir podcast dinleyicisi haftada, ortalama 7 podcast dinliyor. Podcast dinlemelerinin yüzde 49‘u evde gerçekleşirken yüzde 22’si yolda, araç kullanırken dinleniyor.
Mobil cihazlarda podcast dinleme oranı 2014 yılından bu yana yüzde 157 artmış durumda ve dinleyicilerin 5’te 4’ü, başladığı podcastin tamamını dinliyor.
Türkiye’de ise sayılar bu kadar yüksek olmasa da podcast dinleme alışkanlığı yükselişte. Pek çok bireysel ve kurumsal podcast yayıncısı oldukça geniş bir yelpazede ürettikleri özgün içeriklerle bu yeni medya aracının parlak geleceğini hazırlıyor.
Bilen bilir, kısa dalga radyolar, internet çağı öncesinde çok önemli bir bilgi kaynağıydı. Özellikle medyanın tek sesli, tek renkli olduğu dönemde uluslararası yayınları da alabildikleri için kısa dalga radyolar bir tür hazineydi.
Şimdi internet, kısa dalga radyoların işlevini, çok daha farklı niteliklerle de olsa, üstlendi. Bu yüzden podcast platformumuzun adını Kısa Dalga koyduk.
Habere ve özgün içeriğe yatırım yapılmayan bu medya ortamında, haberle, bilgiyle, analizle podcasti, yani kısaca gazeteciliği kulağınızla buluşturmak istiyoruz.
İddiamız haberciliğin, gazeteciliğin bitirildiğini düşünenlere inat bu kutuplaşmış medya ortamında gazeteciliğe katkı sunmak.
O yüzden kulağınız bizde, Kısa Dalga’da olsun.