Yasser M. Dallal
Selam jar, yani komşu,
Hep güzel komşularım oldu benim, komşularımı hep sevmişimdir. Bir yan dairede ya da bir yan ülkede olabilirler, hatta belki de bir yan galakside, neden olmasın?
Doğduğumda benim ismimi seçen onlardı. Annem bana Ali ismini vermek istiyormuş; fakat doğum o kadar zor geçmiş ki komşu bir nene adımı “hayatı kolaylaştıran” anlamına gelen Yasser koymalarını buyurmuş, adım böylece Yasser olmuş.
Çocukluğum boyunca anneannemin annesi ve anneannemin yanında büyüdüm, biri kocasına biri babasına hasrettiler. Anneannemin babası Çanakkale Harbi'nde cepheye çağrılmış, dünya savaşıymış, yan komşu topraklara gitmiş, geri dönmemiş. Ailesi tam 80 sene onun dönmesini bekledi.
Liseyi Suriye'de bitirirken yurtdışında okumayı kafama takmıştım, büyük olaylara rağmen Türkiye'ye geldim, Türkiye'ye sığındım ve İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde okumak istediğim bölümü kazanıp okudum.
Benim gelişimden 10 sene sonra 4 milyon Suriyeli daha Türkiye'ye sığınacaktı. Ben yokken ülkemde savaş çıkmış, meğer dünya savaşı hiç bitmiyormuş.
Biz bu savaşta gördük iyi bir komşunun ne demek olduğunu. Aynı dili konuşmasak bile biz çok çok eski komşuyuz. Hititlerle Mısırlılar birbirine girince, milattan 1250 yıl önce ilk barış antlaşması Kadeş bizim topraklarda olmuş. O kadar eski komşuyuz biz.
Aynı dili paylaştığımız ülkeler hakkında aynı şeyi düşünmüyoruz açıkçası. Türkiye iyi bir komşu ülke, komşu ülkeden sığınan milyonlarca insanı aç bırakmadı, açıkta bırakmadı, eziyet etmedi, yalnız bırakmadı.
Şam'ın eski evleri meşhurdur, kocaman fıskiyeleri olur. Bizim mahallede aç kimse olmazdı, yalnız olmazdı, evler yüksek olmazdı, avluları geniş olurdu evlerin. Eskiden o evlerin etrafında insanlığı paylaşırdık. Tabii şimdi bu evlerden pek kalmadı, yabancı yatırımcılara satıldı, yerine 5 yıldızlı bir şeyler yapıldı. Eskiden yüzlerce yıldız görürdük biz gökyüzünde ama şimdi en iyi ihtimalle tabelaya çizilmiş ezik 5 yıldızı görürüz ancak.
İstanbul'da da komşularıma aynı gözle baktım ve aynı şeyleri görüp hissettim. Torun gibi, evlat gibi, kardeş-dost gibi sevdiler beni, ben de onları.
Benim komşularım iyi yemek yaparlar, iyi müzik çalarlar, evcil hayvanlara iyi bakarlar, bedavaya nasihat verirler, kızıma kazak örerler.
Fakat akil insanları tüketiyor bu zaman, insanlığımıza fırsat vermiyor bu zaman.
Gün gelir yeni bir gezegene gitmek zorunda kalsam, oradaki yeni komşularımı da severim. Çünkü ancak sevgi ile anlaşabiliriz, siyaset halkları birbirine düşman edebilir, belli olmaz.
Hepimiz ne de olsa hür insanlarız, hep iyi bir komşu olma dileğiyle!
Not: Jar mücavir civar, sınırları paylaşan kimseye denir, aynı zamanda muhtaca yardım eden kimse anlamına da gelir.
İyi bir komşu her pazartesi T24'te İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 16 Eylül-12 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek 15. İstanbul Bienali, “iyi bir komşu” başlığını taşıyor. Mahallelerin ve ev içi yaşantılarının dünyanın her yerinde geçirdiği köklü değişimler, bir arada var olma şekillerimizin uğradığı değişimleri konuşmayı da zorunlu kılıyor. “iyi bir komşu”nun kim olduğu, aynı zamanda kendimizin “iyi bir komşu” olup olmadığı sorusunu soran İstanbul Bienali, T24 işbirliğiyle internet ortamında bir sohbet başlatıyor. Bienal başlayana dek her pazartesi sürpriz bir yazar, sanatçı, akademisyen, mimar, psikanalist veya gazeteci T24’te “iyi bir komşu” hakkında yazıyor. 15. İstanbul Bienali İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 1987 yılından bu yana düzenlediği İstanbul Bienali’nin 15'incisi, 16 Eylül-12 Kasım tarihleri arasında sanatçı ikilisi Elmgreen & Dragset’in küratörlüğünde, “iyi bir komşu” başlığıyla gerçekleştirilecek. Koç Holding sponsorluğunda düzenlenecek ve iki ay boyunca ücretsiz olarak gezilebilecek 15. İstanbul Bienali’nde, birbirine komşu mekânlarda yer alacak serginin yanı sıra bir dizi performans ve konuşma da düzenlenecek. |