Hangi tarafını dinlemek istersiniz hikayenin, tarihi olan açısını mı yoksa bilimsel açısını mı?
Bu sabah televizyon kanallarının birinde “eğer bu kış son 1000 yılın en soğuk kışı olacaksa...” diye başlayan bir reklam görünce “tamam” dedim, “artık bu konuda birşeyler yazmanın vakti geldi, sabırla bu deli saçmasına inanmaz kimse diye beklemenin alemi yok”. Hangi tarafını dinlemek istersiniz hikayenin, tarihi olan açısını mı yoksa bilimsel açısını mı? Hangi taraftan bakarsanız bakın, varacağımız sonuç aynı; olmaz böyle şey. Önce tarihsel taraftan bakalım, çünkü hepimizin kolaylıkla bildiği şeyler var. Mesela Osmanlı arşivleri 8 Şubat 1621 yılında İstanbul Boğazı'nın donduğunu ve insanların birkaç gün de olsa yürüyerek karşıdan karşıya geçtiğini söylüyor. 1954 yılında ise Boğazı tıkayan buzlardan dolayı insanların Boğaz'ın üzerinde çektirdikleri fotoğrafları çoğumuz gördük. Ancak bu soğuk kışlar birden bire başlamıyor. Mesela Viyana kapılarına ikinci kez gittiğimizde hava koşullarının elverişssiz olduğu ve neredeyse kar yağışının başlayacağı görüldüğü için kuşatmadan vazgeçip geri geldiğimiz söylenir (Sobieski olayından fazla bahsedilmez). Tarih: 12 Eylül 1683, yani daha Eylül ayının başında kar yağmaya başlamış. Bir de bugüne bakın, ben bunları yazarken Kabataş Vapur İskelesi'nde deniz kenarında kazakla oturuyorum ve tarih 26 Ekim. Yani tarihsel olarak baksak, şimdiye İstanbul'da karların kendini göstermeye başlamış olması gerekirdi. Bu durumda en azından “madem son 1000 yılın en soğuk kışı, ne zaman başlayacak bu kış” diye sormamız gerekmez miydi? Ayrıca 1600'lerdeki soğukların güneş sebebiyle oluştuğunu ve şu anda güneşte bunun tekrarlanacağını gösteren hiçbir belirti yok. Gelelim konunun bilimsel yanına: Bildiğiniz gibi dünyanın Ekvator bölgesi kutuplara oranla güneşten çok daha fazla enerji alır. Bu enerjinin bir kısmı atmosfer bir kısmı da okyanuslar yoluyla kutuplara doğru taşınır. Atmosferde taşınan miktarla okyanuslar tarafından taşınan miktar neredeyse birbirine eşittir. Eğer bir şekilde Ekvator'dan kutuplara taşınan bu enerji miktarında bir azalma olursa kuzey ve güneydeki bölgelerin sıcaklığı düşer, Ekvator civarının sıcaklığı da artar. Hava akımlarını durdurmak neredeyse imkansız olduğuna göre bunu ancak okyanus akıntılarını durdurarak başarabiliriz. Buna benzer bir olay bundan yaklaşık 13000 yıl önce gerçekleşmiş ve dünya 1000 yıl süren küçük bir buzul çağına girmiş. Bu olayın sebebi Kuzey Amerika üzerindeki dev buz gölünün bir yolunu bularak Atlantik Okyanusu'na akması ve buradaki akıntıyı durdurmasıdır. Peki deniz suyuna tatlı su karışırsa neden akıntı dursun? Okyanus akıntılarının sebebi deniz suyundaki sıcaklık ve tuzluluk farklarıdır. Ekvator civarındaki su sıcak ve tuzludur, bu su kuzeye doğru hareket edip Grönland civarında soğuyup dibe çöker, dipten uzun bir süre dolaştıktan sonra ısınarak Büyük Okyanus'un ortasında yüzeye çıkar. Dolayısıyla tüm dünya üzerinde dolaşan bir akıntı oluşturur. Bu akıntıyı bozmanın temel yolu normalde suyun sıcak ve tuzlu olması gereken bir noktada okyanusa inanılmaz miktarda tuzsuz ve soğuk suyu karıştırmaktır. 13000 sene önceki olayın da sağladığı budur. Son 1000 yılın en soğuk kışı asparagasına gelecek olursak: Denilene göre Polonyalı bilimciler Atlantik Okyanusu'nun kuzeyindeki bu akıntının neredeyse %50 azaldığını ve bu azalmanın Avrupa'nın bu kışı inanılmaz soğuk geçireceğini söylüyorlarmış. Öncelikle eğer bu akıntı (Gulf Stream) %50 azalacak olursa bunu çoğu kimsenin pek duymadığı bir Rus haber ajansının web sitesinde değil, önce dünyanın en önemli bilimsel dergilerinin kapaklarında ve önde gelen gazetelerin ön sayfalarında bulursunuz. Böyle bir bilimsel bilgiye sahip değiliz değil, son senelerdeki ölçümler bunun tam tersini gösteriyor, yani Gulf Stream'de herhangi bir azalma yok. Bu haberi herhangi bir yere dayandırmak istiyorsak, konunun aslı Aralık 2005'de Nature dergisinde yayınlanan ve 1957-2003 yılları arasında Kuzey Atlantik'deki akıntının %30 azaldığını söyleyen çalışma (Bryden ve arkadaşları). Aradan geçen süre içerisinde bu çalışma pekçok grup tarafından tekrarlandı ancak aynı sonuçlara ulaşılamadığı için bilim dünyasında kabul görmedi. Dolayısıyla bu çalışma dışında bilimsel dergilerde yayınlanmış ve Kuzey Atlantik akıntısının azaldığını gösteren herhangi bir çalışma yok. Aslında emin olun, ben de bu asparagasın doğru olmasını isterdim, keşke dünya ısınacak yerde soğuyor olsaydı, ancak gerçekler bu yönde değil. Bir de unutmadan aynı “bilimsel” grubun geçtiğimiz yazın Rusya'da serin geçeceği yönündeki tahminlerine göz atın isterseniz....