Hazine ve Maliye Bakanı’nın (ekonominin patronu da diyebiliriz) dün bütün kanallarda canlı yayımlanan uzun röportajını dikkatle izledim.
Bakan son noktayı koyduğunda içimden dedim ki; iyi ki Koronavirüs salgını var. İyi ki başta Avrupa bütün dünya çalkalanıyor.
Neden mi böyle düşündüm? Neden mi bu duyguya kapıldım?
Ekonominin yegane patronu dedi ki.
* Bu krizden güçlenerek çıkacağız.
* Türkiye pozitif ayrışan ülke olacak.
* Bu süreçten kazanımlarla çıkacağız.
* Tarihi başarılı performans ortaya koyuyoruz.
* Süreçten güçlü çıkacak ülke Türkiye olacak.
* Krizi aşacak kaynağımız var, hiçbir sıkıntı yok.
* Dolardaki yükseliş enflasyonu etkilemez.
* IMF’in açtığı krediden yararlanmayı düşünmüyoruz. İhtiyacımız yok.
* Yatırımcılar için büyük fırsat doğdu. İyi kullansınlar.
* Bu süreci fırsata çevirmek için her türlü imkan var.
Bu sözleri duyunca ne düşünürsünüz?
Ben iki Koronavirüs var dedim!
Bu salgın olmasaydı; kendi krizimizle boğuşan ülke olacaktık.
Bu salgın olmasaydı; akıllı politikalar izleyerek dünyaya gark atan ülke olmayacaktık.
Bu salgın olmasaydı; büyük kazanımlar elde edemeyecektik.
Bu salgın olmasaydı; yatırımcılar için fırsat kapıları açılmayacaktı.
Ekonominin yegane patronu bunları söyledi ama konuşmasına sıkıştırdığı şu cümleleri de not etti.
Dedi ki:
* Bu sürecin olumsuz etkilerini en aza indireceğiz.
* Etkisini minimuma indirecek çabayı gösteriyoruz.
Güçlenerek mi çıkacağız, virüsün ekonomiye etkisini en aza mı indirerek paçayı kurtarmaya çalışacağız, anlamadım.
Bakan, bazı meseleler açıldığında veya sorulduğunda o kadar karmaşık , o kadar dolambaçlı konuştu ki... O kadar ezberlenmiş, çalışılmış cümlelerle yanıt verdi ki... Meseleyi o kadar karıştırdı ki ne dediği anlaşılmadı.
Mesela, açıkladıkları 100 milyar liralık paket çalışana ne getiriyor sorusu hava da kaldı.
Emekliye bayram ikramiyesini bir ay öne çekmelerinin ötesinde bir şey duyamadık. Emekli zaten parasını mayıs ayı sonunda alacak. Bu emeklilerin kazanılmış hakkı. Bir ay önceye çekince ne değişecek?
Mesela, herkes evinde oturun telkini dinleyip de işinden olan kişilerin durumu ne olacak?
Mesela, işveren (patron) para kazanamadık maaş vermem derse işçi ne yapacak?
Mesela, işsizlik fonunda biriken 130 milyar liradan fazla para devreye sokulacak mı?
Mesela , bu süreçte evine para götüremeyenlere katkı yapılacak mı?
Bu sorulara yanıt vuramadık.
Bakan iki saat boyunca Türkiye’nin ne kadar güçlü olduğunu, ekonomik yapısının ne kadar sağlam olduğunu anlattı.
Ekonominin patronu konuşurken televizyonların sağ alt köşesinde dolar 6.55 lira yazıyordu…
Maliye Bakanı’nın bu konuşmasından yaklaşık bir saat sonra Spor Bakan’ı ekrana geldi. Avrupa ülkelerinin geç kaldığını kendilerinin öngörülü olduğunu uzun uzun anlattı.
Avrupa’yı yerdi kendini övdü.
Sonunda tüm liglerin iptal edildiğini açıkladı. Voleybol, basketbol ve futbol federasyonları başkanları maçları süresiz ertelediği için Bakan’a teşekkür etti.
Soru şu; ligler neden geçen hafta ertelenmedi.
Pazartesi günü oynanan maçtan dört gün sonra ne değişti?
Diyanet İşleri Başkan da dün cuma namazı için camileri kapattı. Geçen hafta neden kıldırdı? Geçen cumayla bu cuma arasında ne değişti?
Bu sorulara tabii yanıt alamayacağız.
Maliye Bakanı içinde bulunduğumuz durumu anlatırken dedi k; birileri bir şeyleri mi test ediyor?
Soru soran gazeteciler ne demek istediğini sormadı. Ben sorsam yanıt verir mi?
Nerdeeee.