Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı şapkasıyla dün Meclis'te yaptığı konuşmada yumruğunu kürsüye vurarak, "Öyle zincirleme yapmakla bunu engelleyemezsiniz" dedi.
"Engelleyemezsiniz" dediği; Kanal İstanbul.
Zincirlemeyle kastı hafta sonu bir grup duyarlı insanın el ele tutuşarak yaptıkları protesto.
Cumhurbaşkanı'nın da Ulaştırma Bakanı'nın da söylediği aynı. Bakan'a göre; Boğazdan yılda ortalama 50 bine yakın gemi geçecek. Boğaz'ın kıyısında oturan vatandaşlar tehlike altında.
Bakan; Emirgan'da, Yeniköy'de, Bebek'te, Arnavutköy'de, İstinye'de, Kuzguncuk'ta, Beylerbeyi'nde, Kandili'de, Küçüksu'da, Kanlıca'da oturan vatandaşları mı kastediyor?
Yanı Boğaziçi'nin iki yakasında, sahilde oturanları.
Evetse; o halde onlara soralım, soralım bakalım ne diyorlar?
Efendim büyük gemiler geçiyormuş da, İstanbul büyük tehlike altındaymış da! Gemiler kaza yapar, 40 yıl önce olduğu gibi patlarsa İstanbul mahvolurmuş da!..
Daha geçen gün açılışı yapılan 'Türk Akımı'nın amacı neydi? Doğal gazı borularla taşımak değil mi? TANAP adı verilen boru hattının amacı ne? Bakü –Ceyhan boru hattının!..
Demem şu; Boğaziçi bölgesinin tehlike altında olduğu Kanal İstanbul'a kazma vurmak için, kepçe sokmak için güçlü argüman değil.
40 yıl önceki tanker faciasının göstermek gerekçe değil, olsa olsa bahane olur.
Peki, Boğaz'da böyle bir tehlike yoksa Kanal İstanbul ısrarının altında yatan neden ne?
İki neden var.
İkincisinden başlayayım. Çeşitli ülkelerden Arap şirketlerinin güzergah üzerinde aldıkları arazileri biliyoruz. Ortaya çıkanlar bunlar. Gizlenenler kimler acaba. Başkası üzerine arazi kapatanlar da var mıdır?
Olmaz mı?
Herkes biliyor ki, Kanal İstanbul yapılırsa, yedi yıl mı sürer, on yıl mı bilemiyorum orası Arap boğazı olacak!..
Gelelim birinci meseleye. Cumhurbaşkanı dün partisinin grup toplantısında açıkladı.
Kanal İstanbul 275 metre eninde, 25 metre derinliğinde 43 kilometre uzunluğunda kanal açıp içine beton dökmekle bitmiyor.
Üzerine 7 köprü yapılacak. İkisinde raylı sistem olacak. Biri yatlara iki liman yapılacak. En az 500 bin kişinin yaşayacağı kent kurulacak.
AKP iktidarı (daha doğrusu Cumhurbaşkanı) durgunluğa giren ekonomiyi bu yolla canlandırmak istiyor. Ekonominin bu sayede ayağa kalkacağına inanıyor.
Çünkü tek bildikleri konu bu; inşaat.
Hafriyatı bile başlı başına olay. Düşünsenize binlerce kamyona yıllarca iş çıkacak.
İktidar partisi yıllardır sırtını inşaat sektörüne dayadı. 18 yılda ne yaptınız diye sorduklarında duble yolları, köprüleri, havaalanlarını, tünelleri sayıyorlar.
AKP Genel Başkanı'nın dün yaptığı gibi.
Kanal İstanbul'u yeniden yükseklik projesi olarak görüyorlar. Eski şaşalı günlere dönüş!
Yarın kazmayı vuracaklar ama önlerinde tek bir sonun var; parayı nerden bulacaklar?..
İşte onu bilmiyorlar!..