Jorge Jesus sezon başında son yedi günde oynadığı üçüncü maça derin bir rotasyonla başladı. İlk Slovacko karşılaşmasının 11'inden 8, üç gün önceki Ümraniyespor maçının 11'inden 7 farklı oyuncu ile başladı maça. Ama bu kez, “sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş” misali savunma yönleri daha güçlü iki orta saha M. Crespo ve İsmail Yüksek ile başladı maça.
Bir de bu ikilinin önüne on numara pozisyonuna Arda Güler’i koyunca sanki Fenerbahçe taraftarını memnun edecek bir kadro ile başlıyormuş gibi göründü. Ama doğrusunu söylemek gerekirse Fenerbahçe’ye gönül verenler artık maça hangi onbir ile başlarsa başlasın takımlarından daha organize, daha dominant oyunlar bekliyor, hele Slovacko gibi bir takım karşısında. Oysa karşılaşmanın ilk 45 dakikasında pek de öyle olmadı.
Turun ilk maçı zaten 3-0 kazanılmış, iş Kadıköy’de bitirilmişken, Ümraniyespor maçı sonrası çok eleştirilen Jorge Jesus ve takım için bu maç Çok büyük bir fırsattı. Hele bir de daha az süre bulan ve oynamak için can atan futbolcuların da oynama fırsatı bulduğunu düşünürsek bu karşılaşma büyük bir şanstı.
İkinci yarıya da aynı 11'le başlayan Fenerbahçe henüz net pozisyon bulmadan Sedar Dursun şapkadan tavşan çıkartarak 56. dakikada takımını 1-0 öne geçirdi. Bu gol sonrası Sarı Lacivertli takımın daha rahat oynayacağını düşünürken, iki dakika sonra tıpkı Ümraniyespor maçında yediği goller gibi duran toptan gelen bir gol gördü kalesinde.
Hemen ardından golde rakiple kale arasına giremeyen Luan Peres, Bruma ve Crespo’yu çıkartan Jorge Jesus yerlerine, Novak, Emre Mor ve Zajc’ı aldı. Bu değişikliklerin ardından sahada değişen pek de bir şey olmadı. Sakatlanan Lemos’un yerine Gustavo Henrique, sonrasında da Arda Güler’in yerine Lincoln Henrique oyuna girdi.
İlk maçtaki skorun ardından bir formalite karşılaşması haline gelen bu maç aslında ülke puanlarının yakınlığı nedeniyle daha da aşağılara inmemek için kazanmamız gereken maçlardan birisi ve hafta içinde Jorge Jesus’un da söylediği gibi teknik, taktik ve fiziksel olarak istediğimiz seviyeye gelebilmek için önemli bir fırsattı.
Sonuçta bu karşılaşma ile ilgili beli sarı lacivertli renklere gönül verenlerin hoşuna gidebilecek bir şeyler söyleyemesek de Fenerbahçe futbol takımı kadrosunda olup da sakatlıklar nedeniyle Jorge Jesus’un kullanamadığı oyuncular takıma katıldığında Sarı Lacivertlilerin çok farklı bir çehreye bürüneceğine olan inancımız tam. Bu gecelik olan ülke puanlarımıza oldu.
Melih Gümüşbıçak kimdir? Melih Gümüşbıçak 10 Ağustos 1968'de Ankara'da doğdu. Ankara 50. Yıl Lisesi'nden mezun olduktan sonra iktisat ve siyasal bilgiler öğrenimi gördü. Mesleğe başladığı TRT'de spor programları sundu, daha sonra Doğan Yayın Holding'e geçti. İzleyen dönemde Show TV'de "Televole" adlı spor magazin programını sundu. Daha sonra Lig TV'ye geçen Gümüşbıçak, bu kanalda sunuculuk yaptı, ardından 360 kanalında spor programı hazırlayıp sundu. TRT'de Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını ve çeşitli spor yayınlarını sunan Gümüşbıçak, T24'te ağırlıklı olarak Fenerbahçe maçlarını yorumlayacak. |