Günümüzde ‘’enerji’’, refah ve sürdürülebilir kalkınmanın en önemli unsuru...
Günümüzde ‘’enerji’’, refah ve sürdürülebilir kalkınmanın en önemli unsuru. Ancak, kaynaklar kıt ve kullanım giderek artmakta. Kaynakların önemli bir kısmı Ortadoğu’da. Ortadoğu: Zor topraklar olduğu kadar, zor insanları da içinde barındıran bir coğrafya. Bölge, karmaşık sorunlarla boğuşmanın yanında, her ülkeye nasip olmayan doğal kaynakları ile de önemli bir yere sahip. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) bu ay önemli bir rapor yayınladı. Raporun başlığı ‘’Katar-Irak-Türkiye-Avrupa Doğal Gaz Boru Hattı Projesi Mümkün Mü? ‘’. İçeriğinde önemli bilgiler var. Sizlerinde ilgisini çekecek bazı bilgileri derleyip toparlayıp aktarmaya çalışayım. Dünyada, özellikle 1973-1980 yılları arasında yaşanan petrol krizinden çıkarılan dersler ve petrole olan bağımlılığın azalması isteği, doğal gaz kullanımını ön plana çıkarmış. Temiz enerji kaynağı doğal gaz. Çevre üzerinde kirletici etkisi oldukça az. Bu nedenle de kullanım talebi gittikçe artıyor ve çeşitleniyor. 1980 yılında 1.5 trilyon metreküp olan doğal gaz tüketiminin, 1990 yılında 2 trilyon metreküp’e, 2006 yılında ise toplam 2.94 trilyon metreküp’e ulaştığı görülüyor. İspatlanmış doğal gaz rezervlerinin % 40,5’i Orta Doğu’da, % 31.5’i Asya’da, % 3.6’sı Avrupa’da, % 8.2’si Asya Pasifik’te, % 7.8’i ise Afrika’da yer almakta. Önemli doğal gaz yatakları ise; Rusya, Cezayir, İran, katar, Suudi Arabistan, Nijerya ve Endonezya. Doğal gazın asıl tüketim bölgesi, çıkarıldığı yerlerden oldukça uzakta. Bu yüzden doğal gaz üretildiği bölgeden tüketildiği bölgeye güvenli taşınması şart. Dünyanın en büyük doğal gaz tüketici ülke Amerika, sonrasında AB sonrasında ise Rusya geliyor. Diğer ülkelerde ise giderek artıyor. ABD’den sonra enerji tüketiminde dünyada % 16.3 pay ile ikinci sırada yer alan Avrupa Birliği, günümüzde enerji ihtiyacının % 50’sini ithal etmekte. Bu oranın 2030 yılında % 70 olması beklenmekte. Avrupa’nın ithalat bağımlılığı, son dört kışın üçünde yaşanan kesintiler nedeniyle endişe konusu. Avrupa Birliği (AB), önemli bir doğal gaz tüketicisi ve doğal gaza bağımlılığı giderek artmakta. Ancak doğal gaz üreticisi ülkelerden oldukça uzakta. Rusya’dan gaz alıyor ama, çeşitli dönemlerde gazın kesilmesi nedeniyle zor günler yaşamış. Bu gibi sorunlar nedeniyle de AB’nin arz güvenliği konusundaki politikaları oldukça ciddi tutuluyor. Avrupa Birliği’nin yürüttüğü diğer bir boru hattı projesi Trans-Adriyatik Boru Hattı. ABD’den sonra enerji tüketiminde dünyada %16,3 pay ile ikinci sırada yer alıyor AB ülkeleri. Enerji ihtiyacının % 50’sini ithal etmekte. Bu oranın artarak 2030 yılında %70 olması beklenmekte. Doğalgazın, AB enerji tüketimindeki yeri % 24’ü buluyor. 2006 ve 2009 yıllarında Ukrayna ile yaşanan sorunlar, Rus gazı için Ukrayna’nın yer almadığı boru hattı güzergahlarının önemini ortaya koymuş ve Avrupa’yı yeni yol haritaları arayışına itmiş. Orta Asya ve Hazar gaz kaynaklarının Güney Gaz Koridoru olarak anılan bir hat çerçevesinde Avrupa’ya ulaştırılmasını öngören projeler içinde Güney Akım ve Nabucco projeleri dikkat çekmekte. Avrupa gaz talebinin artan bir eğilim göstermesi, buna karşılık mevcut üretiminin azalması AB için doğal gaz ithalat bağımlılığını arttırmakta ve arz güvenliği sorunu yaratmakta. Bu ithalat bağımlılığı çerçevesinde, AB’nin doğal gaz tüketim öngörüleri ve gelecek projeleri incelendiğinde, Katar’dan Avrupa’ya gaz taşıyacak bir boru hattı projesinin geliştirilmesinin AB’nin arz güvenliğine önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmekte. Günümüzde Katar gazı LNG olarak tankerlerle Avrupa limanlarına taşınmakta. AB’nin toplam gaz ithalatının % 15’ini Katar’dan gönderilen LNG oluşturmakta. Neden Katar? Katar, Rusya’ya bağımlılığını azaltmak isteyen Avrupa Birliği için doğal gaz kaynak çeşitliliğinde önemli ülkelerden birisi. Basra Körfezi’nin merkezinde yer alan Katar, Rusya ve İran’dan sonra dünyanın 3. en büyük doğal gaz rezervine sahip ülkesi. Katar’ın ispatlanmış doğal gaz rezervleri 1 Ocak 2009 itibariyle yaklaşık 25.25 trilyon m³. Katar, dünya doğal gaz rezervlerinin neredeyse % 15’ine sahip. Katar gazının alternatif bir boru hattı ile hem daha ucuz hem de güzergâh çeşitliliği sağlayacak şekilde Avrupa’ya ulaştırılmasının mümkün olup olmadığı araştırılmış. Katar gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması durumunda, Türkiye’nin transit bir ülke olarak rolünün ne olabileceği sorularına da cevap aranmış. Çıkan sonuç: Katar’dan başlayarak Irak ve Türkiye üzerinden Avrupa Birliği’ne ulaşacak bir boru hattı, AB için kaynak çeşitliliği ve güzergâh çeşitliliğini gerçek anlamda sağlayarak arz güvenliğine katkıda bulunabilecek. Ekonomik nedenler dikkate alındığında Katar’dan Avrupa’ya gidecek bir boru hattı talep güvenliğinin sağlanması yönüyle Katar açısından oldukça faydalı gözüküyor. Projenin Türkiye açısından da önemi yüksek çıkmış araştırmaya göre. Bu projenin hayata geçirilmesi ile Türkiye, enerji terminali (energy hub) olma yolunda önemli bir adım daha atmış olacak.Türkiye’nin enerji terminali olması, üreticilerin gazlarını Türkiye’ye getirip buradan pazarlamaları anlamına gelmekte. Türkiye, söz konusu boru hattının gerçekleşmesi halinde boru hattı rekabetinde önemli bir avantaj kazanmış da olacak. Enerji alanında bir üs olma çabası içerisinde olan İsrail de kendi toprakları üzerinden geçen petrol ve boru hattı projeleri üzerinde çalışmakta. Katar-Türkiye Boru Hattı projesinin gerçekleşmesi durumunda, Türkiye’nin Ortadoğu’da eli güçlenecek kuşkusuz. AB’nin güney koridoru stratejisinde de Türkiye’nin önemi daha da artacak.